10 SND+ Biz de Kara Bilalleriz

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

10 SND+ Biz de Kara Bilalleriz

Çok uzak diyarlara aittik,
Bizler, kapkara ve birer babayiğittik,
Ateş gözlü bir korsan boynumuza tasma geçirdi.
Bu sebeple cesaretimizin sınırı paslı zincirdi,
Ne efendimizin dilini bilir, ne de dinine girebilirdik,
Çünkü biz Afrikalı zavallı kölelerdik.
Sürekli bir sancı böğrümüzde,
Bileklerimizde, kendir bağı izi,
Hürriyetsizliğimizdi, bizi gün boyu tekmeleyen,
Yüreğimizi elleyense uzaklarda bıraktığımız körpeliğimiz.
Sürüklenirdik develerin yedinde, köpek misali…
Efendimiz, firavunlar, nemrutlar emsaliydi.
Altımızdan sıcak kumullar akardı, derimizi yalaya yalaya;
Alaya alınırdık; kara kuru Mekke çocuklarınca ölümüne taşlanırdık.
Üstümüzden dağ kırlangıçları uçardı ve bize bakardı kuşlar;
Bu uçuşlar selam taşırdı uzak köyümüzden anne kokulu,
Bir anda bizim oralara dönerdi çöllerin kumlu yolu…
Kan revan içinde bile, hepimiz birbirimize benzerdik,
Çünkü biz Afrikalı zavallı kölelerdik.
*
Bir bakıma, zalim üvey babalar pençesindeydik,
Her bir mazlum parçamız,
Önümüz, arkamız müşriki ölümdü.
Sağımız dipsiz uçurum,
Devler diyarı idi sol yanımız,
Ne akranımız vardı yanı başımızda,
Ne dayanacağımız herhangi bir akrabamız…
Her gün bir başka zorba,
Lime lime ederdi yüreğimizi.
Elindeki çatal dilli kırbaçla,
Yol yol çizerdi bedenimizi.
Yara bere içinde bile hepimiz birbirimize benzerdik,
Çünkü biz Afrikalı zavallı kölelerdik.
*
Habeşli Bilal diye bir kardeşimiz vardı.
Gözleri ateş parçasıydı onun,
Dudakları at nalı kadardı.
Arada bir gözlerini yumardı.
Habeşte kalan anneciğini anardı derin ahlar arasında.
Gözlerinin karasında, uzak bir Etiyop köyü,
Hüzünlü bir öyküyü taşırdı anılar dosyasında,
Dosyası açıldığında hasretle dövünmek,
Sanki mesleğiydi onun işkence görmek,
Akşamlara kadar öldüresiye dövülmek,
Arapçanın en galiz küfürleriyle sövülmek…
Olsun, yine de biz;
Hepimiz Bilali örnek alırdık kendimize,
Dilimize rapt ederdik: Allah bir!
Eriyiverdi o zaman, karşımızdaki kusursuz kibir.
Ağardı üstümüze tüm merhametiyle,
Ebabiller babası Ebubekir…
*
Kanlar içinde Özgür,
Yaralar içinde kapına köle olurduk.
Yüreğimiz yağ bağlardı seni andıkça.
Ciğerimizde çiğdem çiçekleri açardı,
Sevgi dolu gözlerine yakalandıkça…
Hepimiz siyahtık ve sanki birbirimize benzerdik.
Biz Afrikadan koparılmış zavallı zenci kölelerdik.
Ebubekir eliyle kurtarılırdık ve senin kapına gelirdik,
Ne tenimizde kara kalırdı,
Ne dinimizde ur…
Buyur ey Resul buyur!
Öl de ölelim, yoluna gömülelim. derdik.
Biz hepimiz birbirimize benzerdik,
Zira biz senin mesajına kurban, yoluna kölelerdik…
*
İsterim ki şimdi ben de ey Resul,
Ben de işkencede kara bir köle olayım,
Ebabiller babası Ebubekir eliyle kurtulayım,
Yara bere içinde kutlu kapına taşınayım,
Karar Bilaller arasına karışıp kaybolayım.
Kutlu mesajına kurban, yoluna köle olayım…
*

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 8.12.2011 12:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat