Sayın ant.com.yetkilisi,
Sizlere ulaşamadığımdan buraya yazmak zorunda kaldım..Umarım soruma yanıt alabilirim
EXTRA İŞLEMLERDEN YARARLANMAK; ÖRNEĞİN, ŞİİRLERİMİ E-KİTAP HALİNE GETİREBİLMEK İÇİN GEREKLİ OLAN 40..Tl...tutarındaki abonelik ücretini Garanti Bankası'nın 404 no:lu ACIBADEM ŞUBESİNDEKi 6296099 nolu Yenimedya Elektronik Yayıncılık Hesabına, 23.kasım.2016 tarihinde, aynı bankanın Keşan Şubesi bankamatiğinden yatırdım..
Bu hesaba yatırma nedenim 1016 nolu Koşuyolu Şubesindeki 6298211 numaralı hesabına banka görevlilerinin ulaşamamış olmasıdır..
Ekstra hizmetlerinizden ne zaman yararlanacağımın bildirilmesini saygı ile arz ederim..24.kasım.2016
..
Atam,seni görmedim,
Sesini duymadım,
Sana dokunmadım,
Ama her zaman seni,
Gönülden sevdim.
Sana sevgimi açıklasam,
..
Benimle kedi gibi, oynarsın oyun
Okunu attın bana, kırılsın yayın
Acımıyorsan eyer, zalimdir soyun
Bırak artık peşimi, ey kahpe felek
Ne yerin bellidir senin ne bir köyün
Yakıp yıktın her yeri, bellidir soyun
..
Çanakkale Şehitleri anısına çıkardığımız antolojimizin tanıtımı ve Zeytin Dalı Kültür sanat Grubumuzun 1. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle düzenleyeceğimiz programımız 17 Kasım 2007 Cumartesi günü yapılacaktır.
gündemi sıcak bir atmosfer olarak saran şehit kanlarının kokusu bu programımızın çok yerinde ve gerekli olduğu kanaatini uyandırmıştır. bu nedenle Çanakkale Şehitleri ile birlikte birebir yaşadığımız şu acı günlerin gencecik fidanlarını da anmak için duyarlı bütün arkadaşlarımızı programımızda görebilmeyi umuyor ve özellikle antolojide şiirleri bulunan şairlerimizle, grup arkadaşlarımızın katılımlarını önemle bekliyorum.
şiir okumak isteyen arkadaşların özelime bildirmelerini rica ederim. program harici söz verme imkanı olmayacağını belirtir saygılar sunarım. bütün şehitlerimizin ruhu şadolsun.
Yer: Beyazıt Devlet Kütüphanesi
Tarih: 17 Kasım 2007 Cumartesi saat: 13.00 - 17.00 arası
KATILIM ÜCRETSİZDİR
..
Adnan Kahveci’nin öldürülmesi olayı bir şifre ya da bulmaca değildir. Bunu anlamak için Türkiye’deki siyaset literatürüne ve de emperyalizmin İslam ülkelerindeki aşama aşama uygulamalarına şöyle bir bakmak gerek. ANAP Genel Başkanlığı’nda aday rakibi Mesut Yılmaz’ın gelecekteki başbakanlığı dönemindeki uygulamalar ve de Türkiye’de ekonomik sahada yaşanan önemli gelişmeler bir gerçeği su yüzüne çıkarmış. Ölümünün hemen ardından bankalarının yağmalanması ve Türkiye’nin büyük ekonomik krizlere sürüklenmiş olması, kendisi Maliye bakanlığı yapmış ve başbakanlığa talip Adnan Kahveci hakkındaki tereddütleri ortadan kaldırmıştır. Böylece dış güçler Kahveci’yi neden istemedikleri ya da yok etmek istedikleri konusu, Kahveci’den hemen 5 yıl içinde Türkiye’de yaşatılan birçok sebeplerle de kesinlik kazanmıştır..
ADNAN KAHVECİ’NİN ÖLDÜRÜLMESİYLE İLGİLİ BİR BAŞKA ÇOK ÖNEMLİ İDDİA DA ŞÖYLE:
“Turgut Özal, Bulgaristan Devlet Başkanı Jirkov döneminin son ermesiyle dağılan Bulgaristan ‘Bilgisayar Virüs Enstitüsü’nün başarılı 6 öğretim üyesi, 4 yetkin öğrenciyi Türkiye’ye getirebilmek ve kafasındaki ‘Elektronik Harp’ projesinin uygulanması için en güvendiği isim, koordinatörü Adnan Kahveci’yi görevlendiriyor. Ancak Virüs Enstitüsü’nün üyeleri başka devletler tarafından transfer edilmişti… ABD’nin, Güney Doğu Anadolu’da ve Sınır Ötesi Harekâtlarda kullanıldığı için bazı mühimmatlara uyguladığı ambargoyu aşmak üzere bu silahların temini konusunda teklif getiren ve 10 bilim adamını Türkiye’ye kazandırma taahhüdünde bulunan; İsrail başta olmak üzere, Orta Doğuya, Afrika’ya silah satan İtalyan silah tüccarı Sergio M. İle temas kuruldu ve Adnan Kahveci ile buluşturuldu. Sergio M.’yle görüşmede kendisine “elindeki mühimmatları alacaklarını ve eğer bu mühimmatlardan daha fazla temin ederse bunların da Özal tarafından aldırılacağının garantisi verildi ve ilk sevkiyat yapıldı” Ödemeler Örtülü Ödenekten yapılıyor, Roma’nın Ostia Kasabası’nda kiralanan bir villada çalışmalar yürütülüyordu. (Ne gariptir ki, yıllar sonra Eşkıya Başı Abdullah Öcalan’da aynı kasabada bir sure ikamet edecekti) Sergio M. tarafından İsrail dahil, diğer ülkelerce transfer edilen Virüs Enstitüsü 10 öğretim görevlisiyle temas kurularak anlaşma sağlandı. Ancak, Patrikhane-Vatikan-Pentagon Şeytan Üçgeni’ni de yöneten Dış İlişkiler Konseyi/CRF (Council on Foreign Realitions) , Türkiye’de Akredite Medyayı da istediği gibi maniple ediyor ve Türkiye’deki uydularıyla pek çok konuya vaktinden önce müdahale ediyor ve her şeyi bilen kumpasları ile geciktiriyor, aksatıyor, kesintiye uğruyordu ve CRF, Özal’ın kafasındaki gizli planı (UFUK ÖTESİ) öğrenmiş ve bu projeye de karşı çıkıyordu... Operasyon 1993 Şubat sonunda yapılacaktı. Ancak Adnan Kahveci, İtalyan şirketi ASTALDİ S.P.A’nın müteahhidi Andrea Gentili tarafından bitirilmek üzere olan otoyolun Gerede-Çaydut mevkiinde trafik yön levhaları değiştirilmek suretiyle kaza yaptırıldı… “T ÖZAL’ın ölümünden sonra O’nun mirasının nebbaşlığını yapan, T ÖZAL’ın yaptığı tüm iyi icraatlara sahip çıkıp ‘ben söylemiştim, ben uyarmıştım’ diyen; o günlerde kavrayamadığı ve o anlarda ‘kötü görünen İcraatları’nı da Turgut ÖZAL’a yükleyen çok yakınından biri SUİKASTİN İÇİNDE ÇOK ÖNEMLİ (!) ŞAHSİYETLER VAR Turgut ÖZAL’ın kalemini kıranlar kendilerine yandaş bulmakta gecikmediler Ancak, bu plan sadece Turgut ÖZAL’ın ‘ortadan kaldırılması’ ile tarihe gömülecek bir plan değildi Birilerinin daha bu işe dâhil edilmesi gerekmekteydi Sıraya mutlaka Ebulfeyz ELÇİBEY’in de konulması gerekmekteydi…”
“COUNCİL ON FOREİGN REALİTİONS/CFR böylelikle, kendi çizdiği dışına çıkanları cezalandırmış, geride kalanlara da dikkat edin, sözümü dinlemezseniz sonunuz böyle olur imzalı mesajını bırakmıştı…”
..
On kasım da kutlansın atamızı unutma
Kazınmış kalplere çıkması çok zordur
Atatürk ün adını yazmışız biz her yere
On kasım matem günü acımız büyüktür
On kasımı unutma matem günümüz dür
Bize vadeti atam unutulmaz her şeyi
..
'24 Kasım Günü'-huzur güvenlik barış
Bütünleşip kaynaşma-birlik içinde yarış
Meşale tutuşturma-sevgiyle kucaklaşma
Birlik içinde olup-bütün zorluğu aşma
Yirmi Dört Kasım Günü-meydanlarda buluşma
El ele tutuşarak-volkanlar gibi taşma
Bugün onurumuzdur-bizim övünç günümüz
..
Üşüyorum..İçim üşüyor aslında Kasım bahane..
Bir film izler gibi yaşadım sevdayı, her karesinde hüzün kokusu vardı; ellerime maktulun kanı bulaştı!
..
Yıllar önce idi. HAtıRLI-yorum... Daha belki üzerinden yıl geçmedi... Ben size kendimden bahsedeyim. Adım Durmuş. Babamla- anam benim saatimi kurmuş, adıma da 'durmuş' koymuş... Neyse ya. 38 yaşındayım tam. Atıyorum... Belki 34. Belki 67... 42. Aman takılmayın yaşıma. Çok gün gördüm, geçirdim. Ne geldiyse başıma sigaradan geldi... Ne yaptımsa bırakamamıştım. Ama artık bırakmıştım... 9 aydır içmiyorum. Yeniden doğmuş gibiyim. Ama içmiyorum da kanserden yine kurtulamamışım. Çocuk yaşta içmeye başlar ve zamanında bırakmazsan böyle olur...
Bu öykü ne öyküsü biliyor musunuz? Bir sigara bırakma öyküsü. Size de tavsiyem bir an önce bırakın. Ama benim tercih ettiğim yollardan gitmeyin...
O güne gidersem...
***
..
Alçak bir kasım ayında sokaklarda özleminin arttığı bir anne arıyordum...hep o anne kokusuna hasret yaşayacağım belli
görüp göreceğim buymuş diyeceğim...
Bir kasım akşamı yine yüreyeceğim...
bir bakmışım
kimse yok...
ve ben her zaman ki gibi yalnız olacağım...
bir kasım akşamı hayalettiğim annemi bulmak için yalnızlığıma son vereceğim...
..
Kasım yağmurları penceremin camına vuruyor içim yanıyor
Hasret kokan bir şiir dinliyormuşum gibi
Ve tüm güzelliğinle sen yine odamın her yerinde
Yine baş başayım,tüm anılarla yüreğim avuçlarımda
Yüreğim soğuk ve titrek kasım yağmurları gibi..
Gözlerim ararken ve beklerken seni yine
Umutlarımı sakladım yeni yep yeni bir güne
..
BUGÜN 18 KASIM
Bugün 18 Kasım
Çarşamba sabahında
Ilıcadayım.
Salya sümük
Hamamdayım.
..
Çok yorgundum. Bedenimdeki son enerji kırıntısını da tüketmiş, bir elimde tutup yudumladığım kahveye eşlik eden sigaramla bilgisayar sandalyesine çökmüş, boş gözlerle kapalı ekrana bakıyordum. Parmaklarıma bulaşan ve tırnaklarımı tamamen kaplayan boya artıklarını çıkaracak gücüm kalmamıştı. Evi kaplayan taze boya kokusu, beni onunla geçirdiğimiz günlere geri götürüyor ve aynı zamanda derinden acıtıyordu yüreğimi.
8 Kasım 2000…
Buruşuk'u çaresizce kansere teslim ettiğimiz o uğursuz gün... Epeyce zaman geçmişti üzerinden. Ama belleğimde en küçük ayrıntısına kadar öylece kazınmış duruyordu. Ölesiye özlüyordum onu.
O kadar mutsuzdum ki, kendimi biraz olsun yormak ve içimdeki dipsiz hüzünden bir nebze olsun kurtulmak umuduyla oturmuştum boyaların başına. Faydası olmuş muydu? Kesinlikle hayır. Bir yandan ekrana bakıp e-postalarımı açıp açmamayı düşünür, bir yandan da içimi kanırtan bu ayrılık acısıyla nasıl baş edeceğimi bilemezken, uzaktan yankılanan ve bir 'synthesizer' tınısını andıran o sesi duydum. Elektronik bir enstrümandan sızıyor gibiydi. Sonra daldım yeniden. Düşünce girdaplarında dolaşırken sesin yakınlaştığını ve icranın hiç de amatörce olmadığını fark ettim. Dinlemeye başladım. Çalınan müzik bizden değildi ama içli bir halk ezgisine benziyordu. O anda Chopin, Smethana ve hatta belki de bir çingenenin kemanından dökülen bilinmedik ve hüzünlü nağmelere doğru sürüklenip gittim. Pencereye çıkıp sesin kaynağını merakla aramaya başladım. Ve ancak kulaklarımın rehberliğiyle bulabildim onu.
..
24 KASIM 2013 ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Değerli öğretmen arkadaşlarım ve sevgili okurlarım. 24 Kasım 2013 Öğretmenler Gününüz kutlu olsunla yazıma başlamak istedim.
24 Kasım Mustafa Kemal Atatürk ün 24 Kasım1928 yılında, millet mekteplerini açtığı, Arap Alfabesinin kaldırıldığı, onun yerine Latin harflerinden oluşan alfabemizin kabul edildiğini kutlamaktayız. Bu gün, öğretmenlerimize ve halkımıza kutlu olsun.
Mustafa Kemal Atatürk, dilimize ve sesimize uymayan Arap Alfabesinin yerine, dilimize ve sesimize çok uygun olan ve uyum sağlayan Latin Harfleriyle yapılacak öğretimi bizzat kendisi kara tahta başına geçerek öğretilmesini, göstermiştir. Bu nedenle de Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisine Baş Öğretmenlik unvanını vermiştir.
Harf devriminin yapılması sonucunda, o gün yüzde on okuryazar oranı, bugün yüzde doksanların üstüne çıkmıştır. Ülkemizde yaşayan ve okuma yazma bilmeyen herkesin okuryazar olması hedeflenmiştir
24 Kasım Öğretmenler Günü’ne nasıl gelindiğine bakıldığında, 12 Eylülcülerin yapmış olduğu ihtilalının, birici derecede ki has adamı olan, Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Sağlam‘ın eseridir. Bakan bu günü, bütün öğretmenler günü olarak kutlanmasını sağlamıştır.
..
Geldi yine sonbahar kasım.
Bitmez içimde sonsuz yasım.
Genç yaşta yandı başım.
Her kasımda seni anarım.
Bin dokuz yüz yetmiş beş kasım.
Sonbahar yağmuru gibi göz yaşım.
..
Kaldırım taşlarına bıraktığım, onca yorgun iş dönüşlerim
Ve balıkçı tezgâhının kenarında, sessizce bekleyen, tekir kedi
Ne güzel kokmakta, yağmur yağdığından, kokan hanım eli
Tente altında, her zamanki gibi oturan, bakkal Mehmet abi
Biraz ilerde, marullarla, su şakası yapar gibi sulayan, Selami
Hele kasabı sormayın, resmen katil, bıçağı saplar gibi eti kesişi
Aslında iyi adamdır kasap, Kâmil ağbi, yaptığı, işsizliğin stresi
..
Neydi ADI?
Dalmisim aksamin kendi hallerine.
Biraz eskilerden bu günlere,
biraz bu günlerin eskimesini istemedigim hallere…
Gönül ne vazgecer bu hallerden,
ne de unutmak ister eskilerin cani gönüllerinden.
Uzanirim sene Seksen`lere
..
O DEĞİL Mİ Kİ! ..
Her on Kasım gününde, siz Onu öldü sanın,
Her yeni gün şafakta, doğan O değil mi ki! ..
Şu zulmetin içinde, kıvranan her insanın,
Gönlünde umut olup, doğan O değil mi ki! ..
..
ÖLÜR MÜ SANDIN
Her gün kalbimizde yaşıyorken O,
Bir On Kasım günü ölür mü sandın?
“Bağımsızlık karakterim” diyen O,
Bir On Kasım günü ölür mü sandın?
..
Dün gece
Bir kadın gördüm
Çalıların arasında,
Kanayan yumuşacık
Elini tuttum kaldırdım.
Sonra
..