1 Mayıs İşçi Bayramı Şiiri - İsa Tekin

İsa Tekin
269

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

1 Mayıs İşçi Bayramı

Toplumumuz da ve Dünyada bazı ortak günler ve değerler vardır. 1 Mayıs ta bu günlerden biridir. Bu günü bilmek için kısaca tarihine bakmak ve bu konudaki doğru ve yanlışları görmek aynı hataları tekrarlamamak önemlidir. 1 Mayıs işçi bayramının tarihi, amacı ve mücadelesini nasıl verdiğini bu günlere nasıl gelindiğine bakmak gerekir. 1 Mayısın çıkışı; 1880’li yıllarda ABD”nin Chicago kentinde 40 bin tekstil işçisinin kanla bastırılan eylemiyle başladı. Aynı fabrikada 8 saatlik iş günü için eyleme çıkan 1400 işçi işten çıkarıldı. Greve çıkan işçilere ateş açıldı. 4 işçi yaşamını yitirdi. Bu ölüm ve saldırılar işçilerin mücadelesini engelleyemedi. 1 Mayıs 1886’da 350 bin işçi tekrar alanlara çıktı ve grevlere başladılar. 1890 yılında 2.Enternasyonalin Paris’te düzenlediği toplantıda 1 MAYIS ULUSLARARASI BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ olarak kabul edildi.
Türkiye de 1Mayıslar ilk olarak Osmanlı döneminde 1905 yılında İzmir’de kutlandı. 1909 da Üsküp’te kutlandı. 1920 ile 1924 yılları arasında İstanbul’ da kutlandı. 1925 Şeyh Sait isyanının başlaması ve bastırılmasından sonra tüm gösteri ve yürüyüşler yasaklandı. 1 Mayıs 1925’ten sonra yaklaşık 50 yıl Türkiye de kutlanmadı. 1965 yıllarına gelindiğinde TİP ”Türkiye İşçi Partisi” Türkiye Büyük Millet Meclisine 15 milletvekili ile girmişti. Aynı tarihte küçümsenmeyecek ölçüde boyutlanan DİS K ”Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu” gerçeğini inkâr kılınmaz hale getirmiştir.1 Mayıs gibi Uluslararası İşçi Bayramının etkileri Türkiye de gelişen sol muhalefetinin 1 Mayıs İşçi Bayram kutlamalarını yeniden gündeme getirmiştir. 15-16 Haziran Direnişi ve DGM Direnişi 1976 yılında 1 Mayıs İşçi Bayramı kitlesel olarak tekrar kutlanmış, DİSK bu eyleme öncülük etmiştir.
O günlerin siyasi ortamı gerginliklerle, çelişkiler ve çatışmalarla doluydu. Türk solu kendi içinde kamplara ayrılmıştı. Sovyetler birliği, Çin, Arnavutluk ideolojilerinin çatışmaya dönüştüğü, taraflarının birbirlerinin düşman ilan ederek kurşun sıktığı bağnaz bir ideolojiye dönüşmüştü. Bu ideolojik hastalıklar Kürdistan’a olduğu gibi yansımış aynı kaos Kürt bölgesinde de devam ediyorken Türkiye’deki cuntacılar bu ayrılıkları daha da derinleştirerek darbe hazırlıklarına başlamıştır.
Üniversitelerde öğrenciler arasındaki çatışmalar körüklenmiş; Alevi, Sünni mezhepçiliği gerekçe gösterilerek bir çok ilde toplu katliamlar gerçekleştirme provaları yapılmış yer yer bu eylemler hayata geçirilmiştir Safların iyice belirlendiği, karşılıklı küfürleşmeler silahlı çatışmalar ve cinayetlerle “Kan Davası” nın düello alanına doğru “kararlı” adımlarla varıldığı 1 Mayıs1977 günü Türkiye’de aklı başında olan her insan gösteride çatışma olacağını biliyor ve bekliyor durumdaydı. Devrimci nitelikli bir siyasi aksiyon doğal olarak öncelikle düşman güçlerin karşı-devrimci güçlerin saldırısına karşı hazır olmak durumundadır. Ama 1 Mayıs 1977’de Disk yöneticileri ve yandaşları esas olarak ”Maocu faşistlerin” “mümkün ve muhtemel” saldırılarına karşı “ gerekli” bütün tedbirleri almanın zaafı içinde Taksim meydanını doldurdu. 1 Mayısın düşmanı olanlar durmadı. Görgü tanıkları gösterinin son dakikalarında telsizli bazı sivil adamların “alana girmek üzereler, birazdan çatışma çıkacak” dedikleri daha sonrada otelin üstünden ve üst katlarından kitleye ateş açıldığını belirtiyorlar.
2 Mayıs 1977 de Türk basınında şu manşetler atılmıştı.
Son Havadis; “Kızıllar kudurdu.”
Günaydın Gazetesi; “Maocu vatan hainleri işçi bayramını kana buladı.”
Vatan Gazetesi; “Provokasyon”
Milliyet Gazetesi; “Taksim’de Diskin mitinginde Maocu bir grup ateş açtı.”
Hürriyet Gazetesi; “Mayıs katliamı 34 ölü”
Tercüman Gazetesi; “Solcular solcuları kırıyor. Maocular Diskin İstanbul’da yaptığı mitingi bastılar.”
Cumhuriyet Gazetesi; “Bazı kışkırtıcı gruplar silahlı çatışma çıkardı.” Diğer gazetelerde buna yakın manşetler atmışlardı.
Ancak tüm bu korkuyu besleyen propagandalara rağmen 1978 1 Mayısında işçiler yine aynı kalabalık ve coşkuyla taksime gittiler. Bu kez talepleri yalnız işçi hakları değildi.1 Mayıs 1977 katliamının sorumlularının bulunmasını ve yargılanmasını talep ettiler. 1979 da İstanbul’da sıkıyönetim olduğu için merkezi 1 Mayıs kutlamaları İzmir’e alındı.
1980 yılında en büyük 1 Mayıs mitingi Mersin’de yapıldı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1 Mayıs kutlamaları yasaklanmakla kalmadı. Bu günün tatil olması engellendi ve Bahar bayramına dönüştürüldü. 12 Eylül sonrası 1 Mayıs 1988 yılında Türk-iş’in valiliğe resmi olarak başvurusu yapıldı. Valilik izin vermedi. 1 Mayıs günü taksime çıkmak isteyen işçilere polis müdahale etti. 81 sendikacı gözaltına alındı. 1989’da 1 Mayıs eylemi aynen tekrar etti ve yüzlerce işçi gözaltına alındı. 1994yıllarına kadar yasaklar ve engellemelerle küçük çapta devam etti. 1995 yılında 1 Mayıs demokrasi platformu kuruldu. 1996 yılında çağlayan meydanında kutlandı. 1997 yılında İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, İzmir, Antalya, Denizli ve Uşak’ta miting ve yürüyüşlerle kutlandı. 1998 yılında “şimdi demokrasi zamanı” sloganı ile 15 sivil örgütün bir araya gelmesi ile Türk-iş, Hak-iş, Disk ve Kesk’in öncülüğünde Türkiye genelinde kutlandı.2007 yılına gelindiğinde İstanbul’da 1 Mayıs mitingi için iki ayrı kutlama kararı bulunuyordu. Disk, TMMO, Kesk, Tabipler odası Taksim meydanını istiyordu. Türk-iş ise bu örgütlerden ayrılarak Kadıköy’de kutlama kararı aldı. Taksim kutlamalarına polisin işçi ve göstericilere sert müdahalesi sonucu 1Mayıs mitingi İstanbul geneline yayıldı. Tüm baskı ve engellemelere rağmen işçiler Taksim alanına girdi ve kutlamalara devam etti.
2010 yılına kadar kutlamalar Taksim’de yapıldı

Kısacası Dünya ve Türkiye’deki 1 Mayıs kutlamaları böyle inişli çıkışlı ve baskılara direnmelerle devam etti. Önümüzde yeni bir “1 Mayıs” var yani işçilerin ve emekçilerin kutsalı olan işçi bayramını İstanbul’da 1977’de 34 kişinin öldüğü daha sonra hastaneye götürülürken yaralı 2 işçinin yaşamını yitirmesi ile sayı 36 ya yükselen Taksim vahşeti işçilerin ve emekçilerin bedel ödediği kutsal mekânlardır. Disk başta olmak üzere diğer sendika ve kamu emekçileri bu kutsal mekânlarının değerlerini korumak için yeniden Taksim’e çıkmak istiyorlar. Hükümet ise Gezi olaylarından bu güne Taksim’de eylem yapılmasını yasaklamış durumda bir yandan işçilerin “kutsalı” diğer taraftan hükümetin Taksim’e bırakmam inadı. Türkiye çok zorlu bir siyasal süreçten geçiyor.Bir tarafta Ortadoğu ve yakın doğudaki denge değişiklikleri. 30 Mart Yerel seçimleri ve sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimi AYM başkanı Haşim Kılıç’ın konuşması ve sonrası tepkiler muhalefetin cüceliği. Öcalan’ın son açıklamaları Lice olayları BDP’nin alan değiştirip HDP’ye geçişi Türk partisi olma hevesi Suriye’deki vahşetin devam etmesi, bu kadar handikap varken bunları aşmak çok enerji gerektirir. Disk ve Kesk’in var oluş ve yok oluş mücadelesi olarak gördüğü taksim kutsalı hükümetin seçim sarhoşluğu anlaşılan o ki bizleri zor günler bekliyor dileğimiz 1 Mayıs işçi bayramının gerçekten demokrasiye yakışır bir şekilde kutlanmasıdır. Hükümetinde Uluslar arası hukuku göz önünde bulundurularak Demokratik kanalları takamamalıdır. Sağduyu çok önemlidir.unutulmamalıdır ki yıllarca Kürtlerin Newroz kutlamaları yasaklandı.ama en zor şartlarda bile Bayramlarına sahip çıktılar.ölümler toplu tutuklamalar sindirme ve baskı Kürtleri yıldıramadı.son yıllarda barış sürecinin başlaması ile birlikte Newroz bayramları gerçek bayramlar tadında geçiyor.buradan dersler çıkarılmalıdır.yasaklarla bir yerlere varılmıyor gerçek Demokrasi hoşgörüdür.

.

İsa Tekin
Kayıt Tarihi : 1.5.2014 13:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muzaffer Kalaba
    Muzaffer Kalaba

    İsa bey,
    Günün anlam ve önemini belirten değerli ve anlamlı paylaşıma teşekkürler....
    selam saygı sizedir...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İsa Tekin