094 Açılmıştı Kucaklar

Halil Şakir Taşçıoğlu
677

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

094 Açılmıştı Kucaklar

Ne günlere kaldık ya Rab, fitneden geçilmiyor!
Bu milletin kafasında münafıklık hiç yoktu...
Kardeşimiz bile dost mu, düşman mı seçilmiyor!
Bir söyleyin, bunca fiti kafamıza kim soktu?

İyi kötü geçinip de gidiyorduk biz bize...
Aynı Hakk'a inanırdık, uyardık feraize!
Komşumuzda pişerdi de, düşerdi hepimize.
Karnımız hep aç olsa da gönüllerimiz toktu...

Bizden değil bu kokular, dışarıdan besbelli!
Memlekete bulaştıran, dinledim başka dilli...
El sazıyla oynuyoruz eteklerimiz zilli!
Burun sıkmak kar etmiyor, ortalık nasıl koktu?

Televizyon; kanal, kanal kendi kendine söver!
Ulemanın çoğu ordan düşmanlarımı över!
Halk biçare kederinden durmaz bağrını döver!
Görünen tek dost yoktu da düşman ne kadar çoktu?

Dost dost diye sardığımız, başıymış ya çıbanın!
Hiç faydası olmuyor ki, çekilen tüm çabanın...
Ne yararı var sormanın; "düşman kim acaba" nın?
Sırtımızdan vurulduk biz, saplanan bizim oktu!

Kim düşürdü bizi bize, bilmeyen kalmışsa yuh!
Bunları hiç bilmeyende acaba var mı ki ruh?
Bir çoğumuz biliyoruz, bilmeyense bir güruh!
Memleketi karıştıran malum, batı bloktu...

Hiç ummazdık fitne fücür, olmuşuz cin ocağı!
Oysa açıktı gönlümüz, açmıştık hep kucağı.
Öğrettiler ne kadarmış "dünyanın kaç; bucağı? "
Düşman içimizden çıktı, yaşanansa bir şoktu!

Antalya-2013/02

TDK:

fitne: karışıklık, kargaşa...
münafık: ara bozan, dine inanmadan inanmış görünen.
feraiz: farz ibadetler, mecburi din emirleri.
fit: birini başkasına karşı kışkırtma.
güruh: değersiz, aşağı görülen, sürü...

Halil Şakir Taşçıoğlu
Kayıt Tarihi : 3.2.2013 10:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas

    Yüce milletimin eski yardımseverliği, konukseverliği, gelenek görenekleri aklıma geliyor da, ne oldu bizim bu millete diye hep hayıflanıyorum. kanayan yaraya parmak basmışsınız değerli şairim. Yüreğine sağlık. 10 puan, ant.

    Cevap Yaz
  • Ali Şahin
    Ali Şahin


    Bizden değil bu kokular, dışarıdan besbelli!
    Memlekete bulaştıran, dinledim başka dilli...
    El sazıyla oynuyoruz eteklerimiz zilli!
    Burun sıkmak kar etmiyor, ortalık nasıl koktu?...Koktuki hemde nasıl yüreğine kalemine sağlık teprikler hocam...

    Cevap Yaz
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Değerli dostum. Mevlana Hazretlerinin Mesnevide bir hikâyesi var.ben onu nakledeyim. tam başımıza gelenler ondan.
    Bir saksağan çitfçinin tarlasında tohum ekme zamanı karnını doyurmaktadır. Yanında bildırcınlar da vardır.
    Çiftçi gelir gelmez saksağanı farkeder ve yerden bir taş alarak atar. Saksağan uçar az öteye konar ve bıldırcınlara bakar onlar ta çifçi yanlarına gelene kadar karınlarını doyurmaya devam ederler. Çiftçi tam yanlarına gelince de Ani bir kalkışla uçup giderler.
    Saksağan bıldırcınların uçuşuna heveslenir. Günlerce çalışır çabalar bıldırcın gibi uçmayı öğrendim zanneder.
    Çiftçinin tarlasına vadır karnını doyurmaya çalışırken çifçi gözükük. Saksağan bıldırcınlar gibi çiftçi yaklaşıncaya kadar buğdayları toplamaya devam eder. Çi,ftşi eline bir taş alır ve saksağana atar. Zavallı saksağan bıldırcın gibi uçmaya çalışır beceremez. Kendi uçuşunu da unutmuştur. Taş geli ayağına değer ve ayağı kırılır. Canını zor kurtarak yuvasına gelir Yavruları sorarlar ne oldu diye.Saksağanın cevabı şudur.
    'Yavrularım siz siz olunda başkasının uçuşuna heveslenmeyim benim gibi ayağınız dan olursunuz.
    Üstadım Biz de kendi uçuşumuzu bıraktık Avrupanın uçuşuna heveslendik. Omu öğrenemedik, Kendimizinkini de unuttuk. İşte başımıza ne geldiyse bun dan.
    'Kabristan Başında ve devamı olan kayıp nesil' Adlı şiirimde Hemde yazılış sebebiyle beraber anlatıyorum.
    Selam, sevgi ve saygıyla Şiiriniz Listemde.

    Cevap Yaz
  • Mesut Bayram Özbek
    Mesut Bayram Özbek

    Belirli zamanlarda bir yerlerde yetiştirilenler şimdi hep bir ağızdan koro şeklinde fitne haykırıyorlar gönülden kutlarım kaleminize sağlık Mesut Özbek

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Maalesef Halil Bey.........
    Eskiler ne derdi? 'Kale içerden fethedilir....' Kaleye aldıklarımız, yıllardır koruyup kolladıklarımız meğer ne kadar teşneymiş 'bir işarete', azıcık sırt sıvazlanmaya?
    Hele bir de 'içimizden çürümüşleri' buldular ya yanlarına.. Değme keyfim! Zil takıp oynuyorlar 'kanal kanal..' Çalanı var, söyleyeni var.. Oynasınlar, döksünler kurtlarını!
    Bir deyiş vardır yöresel... 'Yediğiniz hurmalar, gün gelir tırmalar!' diye...
    Bekliyoruz..... Hurmalar mı tırmalar, yoksa 'tırnağı bilenmişler mi?'
    Şiiri ve değerli şahsınız kutlarım Üstadım.......

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (17)

Halil Şakir Taşçıoğlu