Onur BİLGE
“Ev Kedisi,
“Nasılsın?” diye soruyorsun telefonda. “İyiyim.” demek adet olmuş, iyiysem de kötüysem de… Nasıl olduğumdan bahsetmeye kalksam telefon faturası ödenmez hale gelir. Sen şaşar kalırsın. Şaşkınlıktan küçük dilini yutarsın belki de. Çünkü hiç de bildiğin gibi değilim.
Neler kaynatıyorum içimde, neler hissediyorum ruhumda, gönlümde neler besliyorum, ne fırtınalar esiyor ak saçlı başımda! En iyisi mi? Sen duyma, hiç bilme! “Bana uyma!”derdim, yaşlarımız yakın olsaydı. Bir de vaziyetlerimiz… Halimiz yani… Sen ev kedisi, ben sokak kedisi… Yediğimiz içtiğimiz farklı, giydiğimiz çıkardığımız farklı, yaşadığımız yerler farklı…
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman