05 Şiir Bir Kervandır Düzde de Yürür Ram ...

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

05 Şiir Bir Kervandır Düzde de Yürür Rampada da

Apostol'la Atmış Beşinci Sayfanın Kaynakça Eki

1/:
Arazlı arzı arama zebercetim,
Kaldır bakışlarını rengin en uçuk mavisine,
Yitik bir ulusun “hu”ları ışıkla yarıştadır şimdi,
Belki de Sidre’ye yakın bir nur ırmağında,
Kumruların mine dilleriyle yarışta...
***
Allianz ellerinden şiirler dökülen o zebercet dağlar,
Ki bir zamanlar çok gazeller yazdım ben de onlara,
Yamaçlarında retorik kasırga,
Rakımlarında sufi matemat olsun diye.
Oldu da...
Buz ve buhar rengine zebun etti felek gözlerimizi,
Ellerimizi mumyaladı keskin kayalar.
Buzlu camları hohlayalım birlikte gelin uşaklar,
Çünkü şiir bir kervandır ki düzde yürür de,
Rampada omuz atmak gerekir kar yağdığında.
Eski sevdaları tozlarından temizleyen dikenli eller,
Ki öpülür ve konur baş üzre,
Zira biz de böyle görmedik mi büyüklerimizden?
Çölde azdığımızda develerimizden kan sağıp,
Su diye içmedik mi?
İşte bundandır Mecnunla kan kardeşliğimiz bizim,
Leyla ile sevdadaşlığımızsa mirzam,
Mecnunla olan kan kardeşliğimizdendir...
2/:
Ve ey şiir ve kansever affanoğulları...
Böyle bir hikayetti benimkisi de,
Sayın ki herhangi bir tarihte sizin coğrafyada:
Ol nedenle genital bir coğrafi bölgenin deltasını çiziyordu kumlara mecnun. Bir ucunu Aşkelonlu sarışının eline veriyordu çarnaçar. Haramiler gök demire bürünmüş... Kervan yürümüş diyar-ı Şam’dan. Aman demeden daha. Sabaha karşı kesilmiş yolu şah damarından. Ve şimdi buradalardı bilcümle tarih kotarıcıları. 'Yürüt şimdi.' diyordu Kostantinapol'ün önünde piknik yapan delikanlı mühendise gemileri gösterip genç Mehmet ikinci. Kinci bir adam değildi ki o. İntikam almak yerine yürütüyordu kervanı. Önce kervancı başının canı kumlarda. Sonra da diğer yolcuların. Kanları sızıyordu içeri camdan. Bir yandan içiyordum ben ilhamımı höpürdeterek. Diğer yandan ağıt yakıyordum. Oy oy diyerek...
***
Apost duvar gibi bir yüzle badana yapıyordu gelenleri,
Seferleri bir cenuba yönlendiriyordu,
Bir manga da şimal illerine.
Belliydi kimin nereye gideceği,
Ya ateş yurduna morarmış bedenleriyle caniler,
Veya gül diyarına...
Bana da:
'Lan barba ikiletme de doldur,” demek düşüyordu.
Şira yıldızının ışığından olsun itin ölümü
Azgın atın ölümü mutlaka şeytan suyundan...'
Şiir mi?
Her bir şeyin sırası var,
Karıştırmayın albızları işlere,
Acele edip de...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 8.10.2006 09:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat