05 Bir Manyetik Rezonanstır Aşk

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

05 Bir Manyetik Rezonanstır Aşk

Apostol'la Kırk Altıncı Sayfanın Kaynakçası

1/:
Şehbenderim,
Bir kısır döngünün yörüngesindeyiz say ki,
Bu öyle bir halay ki hep kendini çeker peşinden...
İşte o demdir bizi de dilsiz bülbüllere benzeten,
Çığırırız adındaki fidayda notalarını,
Duyulmaz bu boyutun frekansında...
Bir manyetik rezonanstır ruhlarda düğün dernek,
Ol sebepten koygun gelir uzaktan davulun sesi.
***
Kırpışmanın zararı tüye değildir yalnızca,
Yelenin alayınadır ki aynalar isyana durur,
Oysa bilir ki tüm süvariler,
En güzel çağıdır çağla vakti yüreklere binmenin,
Ve yekinmenin tarihin bir miladında zamanı sıfırlayarak,
Bilmem hangi tarihte şaşar işte o zaman,
Gelenek üzerine köprülenen kronolojik senkron,
Bulutlar seni derununa yağdırır,
Damlalarla selamlaşır sır ehli seferinde,
Bir simurg ünler bengi suların canı yanarken,
Su kanat kanat iner İbrahim kızıllığına.
Mistik bir ödülle döner güneşe yollanan katar başı,
Bize son ankanın yumurtasında civciv olmak düşer,
Yolunmuş tüyleriyle bir ayrılık vurgununa döneriz,
Pişer fon radyasyonunda kozmik arzu,
Bu hal Harran’da iman,
Sina’da on emir gibidir,
Yani Yusuf’da kuyunun en dibidir...
***
Ama hız alır aklımızı başımızdan,
Hızımız ki lahuti hızlara eş değilse şahım,
Bize kendi sahramıza diz üstü düşmek kalır...
Bedenimizi el alır, yüreğimizi yel...
Şiir tutup kaldırır yerden bizi ancak ruhumuzu alır.
2/:
Kuyudaydı can,
Bizse yar yollarında yayan yapıldak...
Şiirin puantajını tutmaktı misyonumuz,
Yolumuz bu beldeye düşmüştü işte,
Son şeffaf katar da gideli bir yüz yıl geçmişti,
Lacivert penceremizdeki sarışın gözlerin irisine.
Kadehimize doldurduğumuzsa doğum anımızdan kalan ilk martın soğuğuydu...
Böyle bir hikayetti işte benimkisi de. Tarihin yüzü küllenmişti. Sismik körük yarım kapasitedeydi. Ben göz hapsindeydim. Halim selim bir racanın Taç Mahal’ini yükseltiyordum. Kanım ve kemiğimden horasan harcı kararak. Masal gibi bir aşk yaşanıyordu tuğla aralarında. Kıskanç büyüleri bürünmüş bir göz kapandı kapanacak... Kazılacaktı son mezar duvar diplerine. Ben de hüzünlü bir meyhanedeydim. Şimdilik 'Doldur! ' deyip Apostol'a içiyordum anasını satayım.
***
Artık zamanıdır kuburda gazel yazmanın,
Ve ruh çömleğine koyup koyup kevser içmenin,
Ee... neden dururuz öyleyse ölü toprağının altında:
'Lan barba ikiletme de doldur,” derim.
Şıradan olsun itin ölümü, atın ölümü şeytan suyundan...'
Ardından kevser içmeye geçerim,
Ve de aşk ve ateş üstüne gazel yazmaya...
Çünkü şiir burada tek teskiniyettir.

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 8.10.2006 10:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat