Onur BİLGE
Biz ilklerdik. Virane’nin çekirdek grubuyduk. Birbirine iyice kenetlenen, birbirinin huyunu suyunu bilen... Aynı göze ait kirpikler gibi bir aradaydık ve birlikte hareket etmekteydik. Gürdük, kıvrıktık, sıktık ve hep yan yana, omuz omzaydık ama birbirimize değmezdik.
O çekirdeğin içinde de bir iç vardı ki o, Neşe, Orçun, Mahir ve bendim. Biz, sacayağı ya da tabure falan değil, sandalye, masa gibi dört ayağı yere basan, kolay kolay devrilecek nitelikte olmayan bir beraberlik kurmuştuk. Birbirimizi nazımız da sözümüz de geçerdi.
Orçun ve Neşe’yle daha bir canciğer, kuzu sarmasıydık. İlişkilerimiz, başkalarının gösteremeyeceği kadar büyük bir hoşgörü içindeydi. Mesela Orçun, okulun Talebe Cemiyeti Başkanıydı. Bizden büyüktü. Siyasetle uğraşırdı. İri kıyım bir babayiğitti. Saygın bir kişiliği vardı. Bütün öğrencilerin ağabeyiydi. Herkes ona: “Ağabey! ” diye hitap ederdi. Biz kendi aramızda adıyla sesleniyorduk. Bu, saygısızlıktan değil, samimiyetten ileri gelmekteydi. O da herkese karşı ciddi ve tatlı sert, bize karşı oldukça yumuşak davranışlar içindeydi.
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta