03:57 İsacıklar Şiiri - Bahar Ada

Bahar Ada
48

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

03:57 İsacıklar

Öfkeye harmanlı ruhlarının hücreleri,
Birbirlerine çarpa çarpa ölüyorlar
Kendi korkularının eteklerinde.
İsrafilin, köleleri aciz kılan borusuna dikmişler
Işıksız gözlerini.
Ah bir üfleyiversede,
Yeniden dirilseler korkunun olmadığı bir "cennete".
- Böyle bir şey mümkün müdür?

Yüzleri kızarık.
Korkakça vuran eller
Ve vurulan korkak bir beden.
Yerli-yersiz vuruyor Erkek,
Savunmasız ve korkak Kadın'a.

Yüzü kızarık.
Ve öfkeden, cehaletten, hırstan yana tutsak.
Elleri terli Erkeğin.
Beyaz köpüklü sular akıyor
Dudak kenarlarından.
Saçı başı dağınık.
Yerli-yersiz büyütüyor canavarlarını Erkek,
Hazımsız miğdesinde.
Ve kusuyor Kadına.

Yüzü kızarık.
Ve korkudan, azaptan, kendisinden yana tutsak.
Ağzı dilli Kadının.
Sözcükler birbiri ardı akıyor
Göğüs kafesinden:
-«Kendine gel, kendine gel, kendine gel!».
İnsanlığa sözde şerefiyle salık.
Yerli-yersiz büyütüyor solucanlarını Kadın,
Sevgisiz kalbinde.
Ve yeniliyor Erkeğe.

Kadın alışık görünüyor,
Şaşırmıyor yenilgiye.
Moraran tarihsel izlerinden ziyade,
Gözleri, erkeğine kaygılı:
-"Gelir mi acaba kendine?".
- Böyle bir şey mümkün müdür?

Anlaşılmaz algılarla büyük yalanlar
Sarıveriyor birden etrafımızı.
Herkesin tüyleri diken.
Gören gözler ve işiten kulaklarla
Büyük öfkeler bulaşıveriyor etrafımıza.
Anlıyoruz o an:
-"Kardeştir aslında tüm hastalıklar ve de bulaşıcı".

Kadın ve Erkek:
Öfkeye harmanlanmış ruhlarının hücreleri,
Birbirlerine çarpa çarpa ölmekte
Kendi korkularının eteklerinde.

Korku ve Öfke:
Şeytana hizmetlenmiş dalkavuklarının hücreleri,
Birbirlerine çarpa çarpa çöreklenmekte
Kendi iblislerinin boynuzlarında.

Her biri balçıktan birer taht kurmuş
Cehennemin kuyularına.
İsrafilin, köleleri aciz kılan borusuna dikmişler
Işıksız gözlerini.
Ah bir üfleyiversede,
Yeniden şahlansalar tahtlarında.
Köleler bir biri ardına aksa,
Hikmetlerinden sual olunmaz Cehennem kuyularına!

Beyaz köpüklü sular akıyor dudak kenarlarından
Beklerken dirilecek olan kölelerini şeytanın.
Tanrılarının hediyelerini,
İblislerinin kendilerine ziyafeti kölelerini!

Bir esinti geliyor uzaklardaki Melekten:
Kadın cansız diriliyor karanlığa,
Erkek cansız takip ediyor peşin sıra, sürüngeç.
Islanıyorlar öfkeye ve korkuya.
Erkek kusarak varıyor ağlayan Kadının yanına.
Kadın yenilerek sarkıtıyor
Dudaklarını bacaklarının aralığından.
Bir ziyafet masası karşılarında
Ve onüç iskemle.
Ağızlarında elmalarla,
Yüzleri kızarık,
Masaüstünde şimdi Erkek ve Kadın.

Bir ikram,
Bin nefis.

(28.08.2017)
Gulê

Bahar Ada
Kayıt Tarihi : 21.6.2018 22:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!