Onur BİLGE
Feride Abla, çocuklarını uyutup geldiğini söylemişti. Uyanıp kendisini göremeyince ağlayacaklarından endişe ettiği için evine gitmişti. Işıl, yerinden kalkıp, sıkıntılı bir yüz ifadesiyle yanıma geldi. Dedeyle ve benimle bir konu hakkında konuşmak istediğini söyledi. Defiine’ye, kendisiyle özel olarak konuşmak istediğimizi söyledim. Beraberce üst kata çıktık. Çocuklar aşağıda, yemekte olduklarından salonda ders çalışan kalmamıştı. Masalardan birine oturduk. Dede:
“Anlatın bakalım! ” dedi, bize bakarak. Ben de Işıl’ı işaret ettim. “Anlat bakalım, Işıl! ” diyerek, dirseklerini masaya dayadı, ona doğru döndü, dinlemeye başladı.
“Nereden başlayayım, nasıl anlatayım, bilmiyorum. Dede, kısacası, ben korkuyorum.”
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var