1/:
Daldım salt doğrunun rüyalarına
Günlerden çöl,
Mevsimler dağ dağdı.
Develeri ıhtırdım ummanında beynimin.
Düzledi fırtınalar bükülen yollarımı.
Zülfü uzun
Ve esrik ve lahuti harmanili
Bir unutulmuş zaman rahibi.
Sevdalar düğümledi
Arzulu kollarıma.
Daldım salt doğrunun aralarına.
2/:
Daldım salt doğrunun rüyalarına
Günlerden Filistin,
Mevsimler Golan Golan'dı.
Ayağında toprak oldum Musa'nın.
Dudağımı sürmeledi İsa diye bir nebi.
Kenan'da çoban olup
Yayıldım ayaklarına.
Kendimi ta baştan yontan ustamın.
Kahkülü mavi
Ve anılarından kan süzülen
Bir kehribar mekan rahibi
Sevdasını nalladı ayaklarıma.
Daldım, salt doğrunun rüyalarına.
3/:
Daldım salt doğrunun rüyalarına.
Günlerden tin,
Mevsimler zeytin zeytindi.
İncir tattım bahçesinde göklerin.
Zeytin ile beneklendi sevdamın Akdeniz'i
Zamanı obur bir mekanda
Nikahlandım ışıkla.
Zifafımda nokta nokta geçmişin izi
Kulaç kulaç vicdanı
Ve merhameti kara yağız
Bir granit cemaatın rahibi
Aşkını merhem diye sürdü yaralarıma.
Daldım, salt doğrunun rüyalarına.
4/:
Daldım salt doğrunun rüyalarına.
Günlerden fişek,
Mevsimler boncuk boncuktu.
Her yol ayrımında kendimi vurdum.
Tespih tespih döküldü canım çöllere
Kirpiğinin ucuna takılıp bin gözlü imamenin
Kainat kapısının önünde durdum.
Parmakları ince
Ve damağından sevda süzen
Toprak lisanlı ve Hemedanlı bir rahip
Nokta nokta beyaz bastı karalarıma.
Daldım salt doğrunun aralarına.
5/:
Daldım salt aralarına doğrunun.
Sevgi kapısının önünde durdum.
Ve o kapının ardında gerçeği…
Yani kendimi buldum.
Kayıt Tarihi : 8.3.2006 16:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!