01Neden Durgun Ay Bu Gece?

01Neden Durgun Ay Bu Gece?

A/:
Neden kıpırtısız sular?
Kuyular neden suskun?
Bu gece neden durgun ay?
Vay... Vay! ...
Oysa
Seninle beştaş oynamak geçer içimden
Beliğini ışıkla örmek
Görmek geçer içimden
Yüreğini dolduran doğurgan suyu
Ve taş sektirmek yüzünde
Geciktirmek geçer yüreğimden
Ortak ördüğümüz çocukluğumuzu
Yani. Oturtup seni
Yeşile kesen bir oyun harmanına
Çelik–çomak oynamak geçer içimden
Saklambaç geçer. Ay gördüm geçer...
B/:
Dolanır çevresinde kuşlar
Kıpırtısız, heyulâ aşkın
Ve cevvâl gönlümün
Ama. Neden şırıltısız sular?
Çıkrıklar ve bocurgatlar niye gıcırdamaz?
Bu gece neden durgun ay?
Vay...vay! ..
Oysa
Seninle çıplak atlara binmek geçer içimden
Doludizgin gönlüne sürmek
Görmek geçer yüreğimden
Ferhat’a direnen inatçı kayaları
Ve kalbini dolduran doğurgan suyu
Doldurup suskun. Ve kız belli kaselere
Yıldız gülümsemeleri içmek aya inat
Kat kat bohçalamak zamanı
Yani. Bindirip seni
Doru bir küheylanın sağrısına
Dörtnala sevdalanmak geçer içimden
Samanyol geçer
Çizgileyin ipekyol geçer...
C/:
Güneşin ötesinde bir yerde
Öksüz denizler ağlamada
Dalgalar belden kırık
Kuyular kör ve sağır
Çıkrıklar ve bocurgatlar gıcırtısız
Bu gece neden durgun ay?
Vay...vay! ..
Oysa
Seninle dereleri meleştirmek geçer içimden
Irmakları tokuşturmak gizli bir hazla
Yelken dikip ufuklardan
Basmak çoban yıldızına
Bir sirenle kıskandırmak kısılan gözlerini
Denizden kız istemek
Silmek göz yaşını hüzünlü dalgaların
Suları ıslatmak geçer
Yani. Gerip seni
Koç başlı bir kalyonun serenine
Alabanda gönüle geçer
Geçer, tam yol ileri
Heyamol geçer...
D/:.
Derin kuburlar kazmada
Dili lâl mezarcılar
Karanlık çıngı çıngı doğurmada
Güneşin ardında bir yedek canı
Bizi boş bir arsaya çağırmada
Ama. Neden ıssız kuyuların ciğeri
Her yeri. Siyah bir şala belemede
Neden bulutlar
Bu gece neden durgun ay
Vay...vay! ..
Oysa
Seninle koyun koyuna
Boyuna yatmak geçer içimden
Bir yıldız batağına düşmek
Ve üşümek geçer içimden
Dızmanlar fırınında
Karnında tombul bir felek haylazının
Hamile olmak geçer
D/:d..
Yani. Oturtup seni
Som hüzne kesen maverasına ölümün
Dirimin dökümünü sıralamak geçer
Binmek en irisine anıların
Takvimleri delerek
Dilerek boyut boyut zamanı
Ağzımızda destansı bir sevda
Ya da çocuksu bir oyun ile
Göğü yediye katlamak geçer
Tıklatıp gönlündeki kapını
Usulca girmek geçer
Oracıkta yaşamak için
Burada ölmek geçer
Ölmek geçer...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 10.3.2006 15:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat