01Eh İşte Öylesine – Bayıldım Yar Sesine

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01Eh İşte Öylesine – Bayıldım Yar Sesine

Gönüllere çeviriverir aydınlıklarını bir bahadır oğlan,
Narası saklı omzundaki deri çantada,
Nah bu kadar, on elif miktarında aritmetiksel,
Bir namlu,
Siyah mı siyah gözü ya da o kibar ağzı,
Konuşkan…
Dan dan dan!
Çok, ama çok beklersin son durakta beni kız Vildan…
***
Sessizlikler plân kurmada karargâhta şu anda,
Tangırtılı gürültüler içinde bir sivri diken,
Şamatasız toplum bekleyen dervişlerse kervan kervana,
Ah ana aha!
Yaman mı yaman bir masal oğlan,
Bir dilinde “Sivas’ın yollarında…” bizim Veysel,
Öteki cephesinde yani Üsküdar’da şarkın bülbülü,
Dedik ya lan Satılmış, vallah yaman mı yaman!
Çok, ama çok beklersin o son durakta beni ey Vildan…
***
Tavşan avında sarı boyalı eski bir traktör,
O traktörde farı kullanan avcıdır şimdi savaş.
Kararmış süngü ucunda barış kurbanı,
Her şey birinci sayfasında ceridelerin ve ayan beyan,
Gönüllere çeviriverir aydınlıklarını çul çuval ehli,
O kıtlıkta elinde zülfikarla bir bahadır oğlan,
Çok, ama çok beklersin o durakta beni ey Vildan…
***
Saman alevi çabuk geçer mi? Bilinmez felsefede,
Gözleri kör olanların körleri gözlemesidir Sofya’da zaman,
Her an her yerde bir vulgar ahlakıdır kin gözlerimizde,
Gürültüyü sessizlikle bastıracak nesil henüz doğmadı,
Ki anası da duydum ki Yüksek kaldırımda iş tutmadaymış.
Sus naz. Dinle ayazda. Neyden üflenen yanıklı “SS”ler var ya,
İşte o an bu andır,
Gönüllere çeviriverir alazlı bir neron yolları,
Fizan’ın fersiz aydınlıklarını bir bahadır oğlan,
Çok, ama çok beklersin durakta ey Vildan…
***
Derviş bağrı taş gerek,
Engerek gözü dolu yaş gerekmiş, ehlince…
Gözleri kör olanların katarak operasyonlarında,
İnce bir ömür lazeridir ikili hâlleşmeler şimdi,
Aynel yakın tanık ve körleri gözlemesidir Sofya’da zaman
Bezirgân fillerinin gönülleri açık olur. Mu?
Bilinmez felasifede dört kere dört nal kaç hızdadır?
Duydum ki üflenme gongu ha vurdu ha vuracakmış Sur’un,
Yaş kararlarını üstümüze sıçratanlar dek durun,
Vurun kalbinizin sahibini dinlemeyi lan en eski sevdakeşler,
Somali mültecileri ve kan içici Habeşler,
İnanın tıpkı siz,; evet Darfur mazlumları da size benzer.
Sus naz. Dinle ayazda. Neyden üflenen yanıklı “SS”ler var ya,
Sorarlar adama “Verbotten Hemşer! ”
“Cort Kolayı hiç denediniz mi? ” Harlem izbelerinde,
Dinlediniz mi kalbimizin sahibi, efendimizi... Muhabbetle…
Yoluna yolumuz diyebilsek, vatandır ora,
Ah min el vatan ah!
İşte ençok orada yanık ırlar Karacaoğlan,
Gönüllere çeviriverir aydınlıklarını bir bahadır,
Çok, ama çok beklersin son durakta ay’ı ey Vildan…
***
Kimi zaman rüyası gelir ya ademoğlunun:
“Kâbe yollarında kumlara batsak’ Yunusla bile,
Yani el ele şarkıların en yaşlısıyla.
Valla. Bu ilahilerin de tadı tuzu kalmadı mı? Ne lan?
Gözleri kör olanların körleri gözlemesidir şimdi Sofya’da zaman.
Çok, ama çok bekleme son durakta ay’ı ey Vildan…
***

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 07:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat