01 Ruh da Göçer Bir Fesleğen Otuna

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01 Ruh da Göçer Bir Fesleğen Otuna

1/:
Canlar ay!
İlerleyin arkalara doğru bi zahmet!
Yer açılsın yeni gelen enaniyet ehline...
Galiba kinden yana evriliyor yüreğim
Ellerim seğiriyor...
***
Tenimden dildiğim kemerim şah-ı maran kesiliyor yılan vilayetinde,
Ve ekvator misali sarıyor cihanı kırkbayırımda beslenen kobra,
Kat kat inşa ediliyor içimde küçük dağların kibiri,
Hatta komprador kafirin biri:
“Emrin olur sahip,” diye soluyor ya İblis’e...
“Meğerse o da bir astroid yani dumansız ateş ehli imiş.” İnanırsan.
Yanarsan inanırsın, -ki iyi bilirim,-
Ancak mağma kazanında eridi dizginsiz kibrim...
Galiba aşktan yana evriliyor yüreğim...
2/:
Canlar ay!
İlerleyin arkalara doğru bi zahmet!
Yer açılsın yeni gelen mağma ehline...
***
Galiba aşktan yana evriliyor yüreğim ay canlar...
Bu nedenle aynalara inanıyor,
Ve kendi avucuma düşüyorum bu daracık şiiristanda.
Bir anda bileyleniyor sevdaya aç gaddaremin kenarı,
Ve ins-ü cinne dair her kör ağız lügatın çevriminde,
Astro ufku saran safran ve kör inat kesiliyor bin pare.
Sessiz bir rüzgar, dehrinin birinin civarında dolaşıyor,
Sonra mahmuzlayıp aliminyum kısrağını cebabir bir hırs ile,
Bata çıka gidiyor ins ve cinistan dolaylarına doğru.
Ellerim kendi dizginimi kavrıyor nihayeti,
Galiba aşktan yana evriliyor yüreğim...
2/:
Canlar ay!
İlerleyin arkalara doğru bi zahmet!
Yer açılsın yeni gelen dukhansız od ehline...
***
Galiba aşktan yana evriliyor yüreğim...
Yapayalnız akıyorum ateş ırmaklarının yatağında,
Bir yanımda azık diye aldığım Harname’si şairin,
Arkamda tek başına gölgem sürüklenmede...
Cengiz’in birinin ise yok ins’i cinni taktığı,
İskender’in Everest meverest bildiği nanay bu gece.
Himalayaların başında bir yeti yürüyor çünkü zamana işeyerek,
Karşı yamaçlardaki tapınaklarda yanan mumlar pişman olup sönüyor.
Son Dalay Lama’nın ruhu göçüyor bir fesleğen otuna.
Kendi nefesini yemiş gibi boğuluyor volkanlarda o yoksul yeti.
Ellerim kendi çenesini bağlıyor dağ pürçeğiyle,
Galiba aşktan yana evriliyor yüreğim...
3/:
Canlar ay!
İlerleyin arkalara doğru bi zahmet!
Yer açılsın yeni gelen mağma ehline...
***
Dedim ya galiba aşktan yana evriliyor yüreğim...
Dehrinin biri yine ipiri doğruluyor atının gidonunda,
Mekanik bir kıpırdanışla geriye dönüyor filizlenen taze aşk.
Yıldızlar kayar gibi ilerliyorlar zulmün kızıl burcunda,
Ve nirvananın rahmine giriyor yakaza halinde Dalay.
O da yeniden içiyor on yıl evvel bıraktığı tütünü.
Ben de yazmaya duruyorum tarihini ot ve od’un,
Ve özü yalan dolan olan kendi şiirimi Vedalara bakarak.
Ve karşılıksız aşkı ve karşılıklı yaşamı tekrardan yaşayarak.
Gözlerim onaylıyor eşiğinde durduğum od vilayetini,
Galiba aşktan yana evriliyor yüreğim...
4/:
Canlar ay!
İlerleyin arkalara doğru bi zahmet!
Yer açılsın yeni gelen kevser ehline...
***
Kesinlikle aşktan yana evriliyor yüreğim...
İstanbul’un ortasındaki ahşap bir mozole giriyor şiirimin koynuna
Tekrar uzanıyor Kommenosoğlu Kostantin surun dibindeki oyuğa.
Dehrinin biri’nin gözleri bin bir kez kapanıyor.
Yorgun ki zahir...
At, ışın, kuant ve ins-ü cin mola veriyor şira yıldızında.
Bu uzayın dışında gelişiyor belki de herbirşey.
Ben ve diğer insanlar donmuş gibi takip ediyoruz kaderimizi
Ve Azazil’in biri ile kral Gassani’nin hareketlerini,
Kimse anlayamıyor işin ve ışığın sırrını.
Ben anlıyor gibiyim,
Çünkü mağma mağma kokuyor tenimin her mikronu,
Şiirin sonu mutlu bitiyor aşkım için,
Mavinin suretine açılıyor ellerim,
Evet, aşktan yana evriliyor yüreğim...

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 18.7.2006 09:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat