01 Ölü Mevsimler Şiiri - Ahmet Yozgat

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01 Ölü Mevsimler

1/:
Ölü bir mevsim gibi yazılır bahtımız bizim,
Bir bir… Sihirsiz ve hissiz taşlara,
Sonra da çizim çizim kazılır ya hani,
Kuru dere boylarındaki can çekişen o ağaçlara…
Hani ya çöllerde uçan sunam,
Yüzünden akar ya yağmurlar yağmadığında,
O kum diyarında, yüreğinde ürettiğin her şey,
Süzülürken ayrıkotlu ovalara, sor derim,
Kuyruk kuyruğa uçmanın hafifliğini avcılar şahı şahine,
Ve zavallı çavuşkuşuna danışırsan anlarsın ancak,
Zamansız düşmenin acısını kor kızıl tandırlara…
İşte bu; yabanıl tarlalardan devşirilen arsız sevgiler var ya,
Bil ki, odur armut ağacındaki senem otunun katili sunam,
Her dikişte ırmak dibindeki gibi yeşil olur ya yürek suyu,
Derin bir kuyudur aslında çıkılan yol üzerindeki,
Kervan başlarında o an bir hal olur, savaşçıların çatılır kaşı,
Kervan başı anımsar o eski masalsıyı da yusuf'u anar.
Yanar çöl kumlarında yerlerde sürünen dizim,
Ölü bir mevsim gibi yazılır bahtımız bizim,
***
Sen de ana ana dolaş kara çadırı,
Topluyorsan bir Yakup akşamında usul usul,
Tekbaşına ve yalnız yüreğine aşkın sarışın tınazlarını,
Anılarını serpmelisin kanına, yangının sönsün diye,
Acaba niye? Çok zamanlar geçmiş sensiz ve bensiz,
Soluk soluğa zamansız mekanlardan ardı ardına,
Muradına eresin diye mi?
Ancak boşuna çağırma arkanda kalan hatıralarını,
Ve peşinden sürünen zavallı gölgeni unut,
Zira ne gölge ve ne de hatıradır aslolan,
Öyle zamanlarda boş tuvallere raptolur soluk bir çizim,
Ölü bir mevsim gibi yazılır bahtımız bizim,
2/:
De hele sunam!
Anlıyor musun sabahın alt ucunda saatlerin lisanını,
Hatta gece yarılarında kendi konuştuğun sanal insanı,
Yani kendi kendini düşün…
Haydi, durma ve diz arsız ipine tespihleyin duygularını,
Bir dilek tut darağacındaki son anının üstüne,
Bil ki o masalın son gününe hapsolacaksın,
Ve zamansız kuşlar gibi konacaksan suçlarının düzüne,
Ve düşlerinin saçaklarına mekan aşırı,
Her şeye rağmen kimya,
Her hal ile hemhal coğrafya…
Bil ki sunam sana ve bana arkadaş her an,
Gökyüzünün mavimtırak elleri bize de dosttur her zaman,
Tuzak bir derilir, bin serpilir ırmak üstüne,
Kuru vadilerin üzerine kurulur kuşlar için al,
Dikenli bir tel çizer, develer ıhtığında, kalbin orta sınırını,
Herkes kendi yarının hazırlar azık diye kurak ellerde,
Sen de elle sevdanın dibini, aklında gezindiğinde,
Aşkı her kokladığında çantanda kalan son kırıntıyı,
Her yıkıntıyı lime lime yaz şahsi mimarine,
Ellerine çöl kumundan türkü yak,
Türkülerine bir damla kat umutlarından.
Kelimelerin çığlıklarıdır hançerenden çıkan her nefes,
Ve her ses aslında kendisini çığırır serencama,
Budur ilk tarihimizin son sayfası be sunam,
Böyle anlarda fil ayakları altında anılar ezim ezim,
Ölü bir mevsim gibi yazılır bahtımız bizim,
***

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 2.2.2011 16:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat