1/:
Ey şiirimi uğunur gibi okuyan kari,
Sevdiceğin uçar ya bir gün,
Kapısı açık unutulmuş gönül kafesinden ansızın,
Bil ki son saat gelip çatmıştır,
Ağlaman boşunadır,
Sus ey yüreği elindeki adam...
2/:
O son saatte yaşanan,
Ölüm gibi pilav üstünde az kuruca bir şeydir.
“Hey hey”idir şimdi yankısını aradığın,
Uzaklaşan kuşun kanat seslerinin.
Ve duvar gibi duran dağların karşısında,
Nağra atman da boşunadır ey eli yüreğindeki adam.
Beyninin en gafil anında,
Beklemediğin bir cenahından,
Vurulursun kendi bumerangına...
3/:
Suçlama, ikilik sayma sisteminden kurduğun,
Dijital tümceleri kullanarak,
Kendi kanalındaki sakin matematik kardeşi,
Çünkü o son saatte yaşanan,
Nefesleri saymanın olanağı yoktur.
Kervan kendi kühtünce akar menzile,
Kaf dağı kendi masalında dağdır ancak,
Coğrafya tanımaz ankalara yurt olan yüceliğini.
Sus ve dinle, (mesela yüreğindeki fiziği.)
***
İdrak ettiğin o son saatte yaşanan,
Doğum gibi bir şeydir aslını ararsan.
Sen ağlama bu yüzden...
Bırak başkaları ağlasın,
Senin arkandan...
Kayıt Tarihi : 15.4.2006 12:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!