01 Bin Bir Gecenin Bir Evvelinde Aşk

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

01 Bin Bir Gecenin Bir Evvelinde Aşk

1/:
İşte öyle bir zamandı,
Hayalime bindiğim vakit...
Yani akşamdı.
Bin bir gecenin bir evveliydi.
Üzerinden güneş geçen topraklar da batıyordu,
Ufuklara çizdiğim kalın çizgilerin ardına.
Yağmurlara ve onların ıslak akşamlarına,
Ve yarın atına destursuz binen süvari,
Yarı yolda aşk ve çiğ ile ıslanırdı kim bilir...
Aşk savaşçılarının sırtına dayanan,
Sert ve soğuk namlulu akşamların da,
Bir umudu vardı cephe gerisinden beklenen,
Eteklenen sultanlar da bir korku büyütürdü yüreklerinde,
Ya o son gün bu akşam ise? ...
Bizim içinse,
Her son gün bu akşam idi...
2/:
Demiştik ya bidayette ey kari,
Bin bir gecenin bir evveliydi zaman yörüngesinde,
Ama ölüm yine aynı ölümdü,
Yaşamsa aynı yaşam...
***
Bin bir gecenin bir evveliydi an çağların skalasında,
İlk öğrendiğiniz ise zamanda,
Salt aşk üstüneydi biz anımsamasak da,
Ki o aşk annenizin unuttuklarıydı,
Bizler de anımsardık şimdi ay ışığı altında yaşadıklarımızı,
Bidayette harcımız çiğ sütle karılmasa...
3/:
Kimden işitmiştim bilmem,
Belki de bir zamanlar üstü bilgeden...
Demişti ki,
Ya da demiş miydi ki? ...
'Mutluluk bir sahte esrikliktir.'
Biliz ki hayaldir baharda kasım ayının gezinmesi,
Annelerin balalarına çiğ süt emzirmesi bir yaşam gizemidir,
Ki,
Ol nedenle kendimizden bekleriz en beklenmezi.
4/:
İşte öyle bir zamandı,
Hayalime bindiğimiz vakit...
Yani akşamdı aşkımızın ardından masallara daldığımız.
Bin bir gecenin bir evveliydi belki de,
Titredi yüreği toprağın ve balkıdı göklerin şah damarı,
Bir kuş uçtu cennetin saçaklarından,
Sayın ki bir daha inmemek üzere yere,
Güneşin soğukluğu tandırlarının harsızlığından değildi,
Yırtılan dudaklarında kan arama vaktiydi Kaf dağında devlerin,
Kan kırmızı bir teslimiyetti ölüm fırça darbelerinde,
O yüzden yaşam yağlıboya tablolarında kaldı Bellininin...

5/:
'Bin Bir Gecenin Bir Evvelinde Aşk' şiiri üzerine kıssadan hisse bölümü
ya da Beydeba beyefendinin öğüdüdür kısmı ki önemli değildir. Sanki peynirci karga dinledimi ki siz dinleyeceksiniz. Kendimi Lafonten gigi hissediyorum ya neyse...

'Muhterem kari!
Sanki güneşler ölmez mi sandın ay yar?
Bilesin ki zaman da erir kendi potasında kuzu misali,
Ve günbatımından gözlerine düşen belki de günün son nefesidir,
Çayırlar sonbahara hazırlanırlar çalparalar çalarak,
Ve yaylalar en çok kışın altında saklanmak arzusundadırlar,
Kuşlar da aslında bir orkestradırlar cenaze ardında her an,
Ağır aksak ilerleyen kervansa çölde hayattır,
Düzde ölüme eş bir yavaşlık...'

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 10.8.2006 08:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat