----------------------Günlüğümden -42

Nilgün Acar
380

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

----------------------Günlüğümden -42

G Ü N L Ü Ğ Ü M D E N – 42
Tutku, dünyayla tüm bağlantılarımı kestim. İnterneti kapattım. Mesajlar ve yazışmak isteyenler var. Ben istesem de, önemlilerim arasında değil bunlar şimdi. Kendi içime kaçmak ve yazmak istiyorum. Vee kaçtım işte.
Bu gün ilk kez, Oba sahiline gittik Yağmur’la. Hiç te uzak değilmiş. Upuzun bir yürüme yolu var. Yağmur’la oturduk. Ben durur muyum? Hemen keşfe çıktım. Kaçıverdim. Denizi en iyi, en yakından görebileceğim bir yer arıyordum. Artık gidilecek bir yer kalmayınca, Yağmur’u çağırdım telefonla.
O da beni arıyormuş. Bulunduğum yeri söyledim, geldi. Şimdilik, denizin çok yakınına gidebileceğim bir yer göremedim. Ama daha sonra, keşfederim kesinlikle.
Sahil uzak. Caddeden vızır vızır geçen arabaların yüzünden, dalgaların sesini duyamıyorum. Kokusunu bile alamıyorum. Mutlaka bir kolaylığı, bir çıkış yolu olmalı. Neyse, bu gün nasıl gideceğimizi öğrendik. O da bir şey.
Biraz güneşlenmek, sırtımızı ısıtmak istedik Yağmur’la. Bulutlar, bir türlü açılmadı. Rüzgar esti bir de. Dayanabildiğimizce oturduk. Küskün-küskün eve döndük. Yağmur hem bana yemek yaptı. Hem de sıcak çikolata içtik. Ben yeleğimi bile giydim. Hastalığım, tam geçmedi ya, korkuyorum. Aa bir de dışarı baktık ki, güneş çıkmış. Ben, perdeciyi bekleyecektim. Yağmur eve gidecekti, çocuğu kreşten alacaktı. Sonra, başka güneşli bir günde, yine gideriz.
Tutku, bu gün, oturma odasının perdeleri takıldı. Zarif, Lila bir oda oldu. Çok güzel. Kullanışlı, rahat. Hem oturabilirsin, hem de yatılı konuğun olduğunda, yatırabilirsin. Yazın olur böyle konuklarım benim. En azından, kardeşim gelir.
Evim, artık tam bir eve benzedi. Yatak odam zaten çok güzel. Bu gün Yağmur: Kırmızı, saten ve kadife karışımı. Gümüş renkli pullarla işli yatak örtümü de serdi yatağıma. Kocaman, süs yastıklarını da koydu. Yere de kırmızı halı alsam mı? Diye düşünüyorum. Tekerlekli sandalyeme ve kaldırma aletine dolaşır mı? Soruları takılıyor kafama. Her türlü güzelliği ve ahengi seviyorum ne yapayım? Aslan, yatağından belli olurmuş. Olanaklarım ölçüsünde, bir şeyler yapmaya çalıştım işte.
Çalışma odama da: Şu belediyenin kabul etmediği standımı getirteceğim. Ona o kadar masraf edip, çekmeceler filan yaptırttım. Tozun-toprağın, yağmurun-çamurun altında çürüyüp, ziyan olacak, yazık. Burada baya işe yarar. Masa bilgisayarımı ve yazıcıyı da kurdururum. Çekmeceleri de, her şeyimi toplar, elimin altında olur. Kırmızı-beyaz, süper bir şey.
Allah büyük be Tutku. Bu ayki kirayı ve Yağmur’un parasını çıkarttım. Onlar hazır olunca, gerisi çok önem taşımıyor benim için. Tek kişi olunca, mutfak masrafı, öyle azalıyor ki…Bana nakit, taksi parası için gerekiyor. Hastaneye ve çeşitli yerlere gitmek için, mecburen çok para veriyorum. İskeledeki işi de, bu yüzden bırakıyorum. Oysa, normal otobüslerin bazıları, bize göre de düzenlense. Özel olmasak, karışık binsek otobüslere. O zaman, saat sınırlaması da olmazdı. Herkes gibi gidip-gelirdik biz de, her yere. Sadece, otobüs parası öderdik ve ne kadar kolaylaşırdı yaşamımız. Ooof of.
Küçük ve kolay şeyler bunlar. Sanki, ayrıca cezalandırılıyoruz. Engelleniyoruz, istenmiyoruz, yok sayılıyoruz. Şimdiye dek, bir kediye anlatsaydım yapılması gerekenleri. Vallahi, çoktan öğrenir ve yapardı. Acaba? Alanyum’un dibindeki caminin önüne mi otursam? Ya da belediyenin oralarda mı bir cami bulsam? Bir yılda, kaç kez köşeyi dönerim? İnsanı dilenci durumuna düşürüyorlar, engelleyerek.
Şaka bir yana sevgili Tutku! İskelede olmasa da. Oturduğum belde de, stant açmaya çalışacağım. Akülü sandalyemle gider gelirim. Onurumla çalışmak istiyorum. Koşulları zorlayacağım. Sadece yer ve izin istiyorum. Kendi işimi kendim kuruyorum işte. Vazgeçmek yok. Evimi ve yaşamayı seviyorum.
Nilgün ACAR 08. 05. 2010 ALANYA-EVİM

Nilgün Acar
Kayıt Tarihi : 8.5.2010 20:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nilgün Acar