ÇOK KOMİK
Üzgünüm ama rahmetli Aziz NESİN’e, sonsuz hak veriyorum. İnsanların çoğu, başlarının içindeki beyni, boşa taşıyorlar. Her gün kezlerce, bunun örneklerini yaşıyorum.
Her gün işime giderken, yan yana iki süpermarketin önünden geçiyorum. Bazen, su-kola ya da yiyecek bir şeyler almam gerekiyor.
Ben, caddeden gittiğim için, dönüp kaldırımı araştırdım. Evet, çıkabileceğim bir rampa vardı. Sevinçle çıktım ve kapının önüne kadar gittim. Ve orada, kalakaldım. Yemin ederim, en az otuz santimlik bir yükseklik vardı. Ve benim, akülü sandalyemle, oradan çıkıp, içeri girebilmem, tamamen olanaksızdı.
Ağlamaklı, ben ne yapacağım şimdi? Dedim. Çalışan adam da, yüzüme çaresiz baktı. Hiçolmazsa, portatif tahta bulundurabilirsiniz, diye ekledim.Tahtamız da yok dedi adam.da
Ben size istediğiniz şeyleri getireyim, seçersiniz diye avutmaya çalıştı. Tamam dedim. Ama getirdiği hiçbir şeyi beğenmedim. En sonunda, bir şey almadan, çekip gittim.
Çok daha büyük, başka bir Süpermarkette de, rampa vardı. Ama nasıl? Küçük bir bebek arabasının zor sığacağı kadar dar ve çok dik. Bu ne ya böyle dedim. Biraz dolaşacak ve dondurma alacaktım. Dondurmayı verdiler. Ve uzaklaştım oradan.
Hani? KÖPEK GİREMEZ yazılı yerler vardır ya. Yazı filan yazmıyorlar ama sessiz ve yazısız, ENGELLİ GİREMEZ. Diye bir kez daha engelliyorlar. Ve dalga geçiyorlar. Kaldırıma rampa mı istiyorsun? Al işte, ama markete gir de görelim? Süpermarkete de rampa yaptık. Hadi yüreğin yeterse? Çıksana?
Boş yere debelenip durma. Sana yaşam hakkı yok. Ne işin var sokaklarda? Git evine, kır bacağını, duvarlarınla konuş güzel-güzel. Deniliyor açıkça.
Ben çok ama çok sıkıldım, bunları ve benzer şeyleri yazmaktan. Daha yazamadığım, onlarca-yüzlerce engelleme yaşıyorum. Y A Ş I Y O R U Z.
Ben cadıyım. Şavaşımcıyım. AMAZONUM. Susmam. Yeri gelir, kök söktürürüm. Ama ya diğer engellenenler? Hayata küsüyorlar. Üretici olabilecekken, asalaklığa itiliyorlar.
Ya ailelerinin evlere kapattığı? Utandıkları için, toplumdan kaçırdıkları, özel çocuklara ne demeli? Onlar, Allahın hediyeleri, emanetleri. Sizin sınav kağıtlarınız. Nasıl resimliyorsunuz onları?
Ya siz yetkili, güçlü insanlar? Bizleri engellemeyi bırakıp, ne zaman elele olacağız? Her zaman, birbirimize ihtiyacımız var.
Nilgün ACAR 21. 06. 2010 ALANYA-EVİM
Kayıt Tarihi : 22.6.2010 12:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nilgün Acar](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/06/22/-cok-komik.jpg)
Sorunları ve bu sorunlara getirilebilecek çözüm yollarını… Olayları tahlil ve tespitiyle, bu olayların oluşumuna dayanak olan gerekçeleri, insan duygu ve düşüncelerini öylesine güzel, öylesine akıcı, yalın ama zarif, öfkeli ama sevecen, yürekli ve mantık dokusuyla örgülenmiş bir aklın derinliğiyle yazıyorsunuz ki… Paylaşımlarınız akışı çağıl çağıl berrak bir su gibi. Bu bağlamda sizi içtenlikle kutluyorum.
Bu toplum - bir şekilde- bedensel engelli konumuna düşmüş insanlarımızdan değil, her ne çekiyorsa -Allah' ın verdiği o beden sağlamlığına ters orantıyla taşımakta zorlandığı- beyinsel güçsüzlüğünden çekiyor! Tıpkı sizin de dediğiniz gibi...
İçimizde nice insan var, umulmadık bir anda engelli konumuna düşerek yaşam kalitesi aşağı çekilen... Nicesi var ki, dün nefes alırken bugün yokluğun karanlığında ruhuyla bizlere el sallayan... O zaman neden yaşarken bu insanlarımızın yaşam kalitesini ( her ne kadar normal, sıradan insanlar olan bizlerin yaşam kalitesi de pek öyle ahım şahım olmasa da...) en azından bizlerinkine yakın bir seviyeye getirilmesin? Bu sorunun vicdani ve mantıki bir yanıtı yok. Yanıt ataletle kardeş vurdumduymazlık, savrukluk, sorumsuz duygu ve düşüncelerimiz!
Siz gerçekten de özüne saygılı, insan olduğunun /insani hasletlerinin ayırdında ve bunların sonsuzca korunması adına yüreğini, usunu besleyen, geliştiren, doğru yer ve zamanda da ortaya koyan son derece derin bir bilincin sahibisiniz. Siz ve sizin gibiler nefsi /irade gücünüzle, benliğinizi atlas bir kumaş gibi sardığınız erdem duygularınızla çoktan hak ettiniz; başımızın üstünde onurla taşıdığımız beynimizin onur konuğu olmayı.
Bir ütopya da olsa,
Bir gün bütün bu engellerin kaldırılması, engelsiz bir TÜRKİYE' mde engelsiz düşünebilen güzel insanlarla daha engelsiz, insancıl bir yaşam sürmeniz dileğimdir.
Bitimsiz sevgi ve saygımla...
TÜM YORUMLAR (1)