---------------------------------------- ...

Bilmem nasıl anlatsam,yazsam seni,
Yazmalıyım,yazılmalı bu şiir.
Sığmazsın hikaye,şarkı,romana,
Bir şiire sığarmısın İstanbul?

Görmek için önce güzellikleri;
Çıkıpta bakmalı tepelerinden.
Sade görmek yetmez,anlamak lazım,
Çok şeyler var yazılacak İstanbul.

Bilmeli tarihini,coğrafyanı.
Tarihte çağ açıp,kapadığını.
Birleştirdiğini iki kıtayı
Unutmamalı kimse İstanbul.

Kimde? Böyle tarih,coğrafi konum.
Var mıdır? Tarihte kuşatan, alan,
Benzeri komutan Fatih Sultan Han.
Tarihe damganı vurdun İstanbul.

Peygamber kutlamış; seni feth eden,
Kumandanı, askeri ne mutlu sana.
Toprağında yatar sahabe, evliyalar,
Ulu zatlara türbedarsın İstanbul.

Şirin boğazının yoktur benzeri.
Uzanıp,birleştirir denizleri.
Üstündeki gerdanlık köprülerle;
Kavuşur her iki yakan İstanbul.

Kuleler,hisarlar,taşlar,kapılar.
Ad olmuş ne güzel köşelerine.
Bir taşın bedeldir,bir memlekete.
Eşsiz,benzersiz şehirsin İstanbul.

Önce minareden ezan sesiyle,
Gün başlar tepeden doğan güneşle.
Gece; mehtap gezinirken koylarda,
Aşıklar şarkını söyler İstanbul.

Sıralanır masmavi Marmara’da
İnci taneleri gibi adalar,
Martılar,insanlar,kalabalıklar
Koskoca bir dünyasın ey! İstanbul.

Türkülerde, şarkılarda yaşarsın.
Her köşenle aşıklara mekânsın.
Umudu tükenene, umut saçarsın.
Her yürekte bir parçasın İstanbul.

Geçmişinde Bizans,Roma,Osmanlı;
Merkezisin: Medeniyet,kültürün.
Sana sahip olmak en büyük servet
Taşın ve toprağın altın İstanbul.

Camilerle,kiliseler,havralar
El açılır; aynı Rab’ba dualar.
Hoşgörü,tolerans,inanca saygı
Kutsal,mukaddes mabedsin İstanbul.

Göğe yükselir narin minareler,
Saraylar,çeşmeler,hanlar,hamamlar.
Ecdat yadigarı bütün eserler
Sanki bir müzesin aziz İstanbul.

Herkes sana aşık,sana sevdalı.
Varmıdır dünyada senden güzeli.
Korusun Allah’ım seni nazardan
Güzeller güzeli canım İstanbul.

Şükrü Topallar

02. Nisan 2006 İzmit