İLKBAHAR ŞİİRLERİ

İlkbahar günlerinde
Açan gülleri düşünün
Benim gibi yanlız
O çiçekleri düşünün

Onlar benden yanlız
Ama ben den iyi
..

Radyoda, bizim şarkımız çalıyor şu an… Ben, seni düşünüyorum… Sen, düşünüyor musun? Bilmiyorum…

Hani, bana söylediğin şarkı… Senin sesinden dinlediğim, dinlerken sarhoş olduğum o şarkı… “ Bir ilkbahar sabahı… “ Senin sesinle, daha güzel olan o şarkı…

Aramızda, dağlar, dereler, ovalar, engeller var. Sana gelmek istesem de gelemiyorum. Sen gelmek ister misin? Bilemiyorum.

Aramızdaki engeller onlar mı? Yoksa, sen mi? Uzaklaştığını, benden koptuğunu hissediyorum. Hislerim, böyle söylüyor.
..

İki sevgilim oldu
İkisinin de adı BAHAR
Biri
cemrelerle dolu
gebe toprak kokulu
İLKBAHAR...
Biri
..

Seni sevmenin tadını aldım
Bir ilkbahar akşamında
Derin hayellere daldım
Gecenin mehtabında

Bir ılık sabah rüzgarı gibi
Yeniden doğan bir güneş
..

Bülbül ahengi gülücükler miydi
onlar?
Çocuk misali öpücükler...
Yoksa,
Bir ilkbahar neşesi miydi?
O günler, ah o günler!
Sarılışlarımız, ağlayışlarımız
..

Kalemi kuvvetli adam,
Aşk bir ince çizgidir!

Bir mum ışığı ve kağıt kalem
Tek nefes yetecek seni sevmeme, yazmama
Ama. Sevemem, yazamam seni
Çünkü yasaksın bana.
..

Sen, en güzel
Sen, en tatlı
Sen aşk, sen acı
Sen yalancı
Sen ilkbahar
Sen güz
Sen gece, sen gündüz
..

Gülüver sevdiğim gülde gamzesin
İlkbahar seninle bir bahar görsün
Bir selamın ile karlar erisin
Kesme selamını dağlar yürüsün

Uzaksa selamın ne gelir elden
Bilmem döner misin gittiğin yerden
..

isa'nın elleriyle dokundum ölümlere
gümüş gri hayatlar uyandı
alev çanağında titreten zamanın
kanadında mor yaşamlar

alevi sönmüş dudakların
közlenmiş yüreği tarumar
..

İlkbahar meltemi yüzümü okşamadan önce
İki örüklü bir denizci karısıydım ben
Tüm karına, yağmuruna rağmen
Kışa ağlardım
Kapımı çalmadan önce
Olmayan denizcileri beklerdim ben
Gelir saçlarımı açar diye
..

Ve bir ilkbahar akşamı
Hazin minare sesleriyle
Sıla sancısı tutar
Tırmalanır, depreşir
Nasır tutan göğsümün sol yanı
Özlem bir baldıran dikeni mi sevdiğim
Kıvrandıkça batar,
..

İçimde bir hüzün kaynıyor alev misali
Bedenim tutuşmuş, alevler içinde çırpınıyorum


Hadi gel, ateşe götür beni
Hadi gel, ateşe at beni
Hadi gel ‘ah’larla yak beni, kurbanın olayım
..

ELLERİNE ALSAN YAĞAN KARI
İLKBAHAR OLACAK
BİLİRİM…
sonra kervanlar dizilecek yüreğine
ay kadar keskin ve suskun kervanlar
ne taşıdığından bile
emin olmadığın kervanlar.
..

“Sonsuzluğu Onsuzsam Neyleyeyim...”
Sensiz Ufukların Zindanlarında Ağlayacaksam,
Durunca Evrenin Kalbi
Kaybolduğum Alacakaranlık Lanetlerini
Bir İlkbahar Muştusuyla Def Edeceğim
Kan Ağlayacak Layıkıyla Aynalar
Cinnetli Aşklarımdan Kurtulacağım,
..

İnsanız işte.....
Kırsakta,kırılsakta bir yerlerde
Bir güneş batar,
Aglayan çiçeklerin üstüne,
Sararmış yaprakların günahı yoktur
Susuzluğadır bütün hasret
Bekler yinede tohum;
..

Belkide çok uzak ve bambaşka bir gecedir sabaha kavuşacak olan
Belkide ben değilim yıllar yılı durmaksızın nefes verip alan.

Kentler çok uzaktı birbirine arada kilometrelerce yol, tonlarca yalnızlık vardı.
Üstelik her dakika kanlı bir isyan bastırıyordum kalbimde
Üstelik her dakika yeni bir katliam
Ve sadece gülüşün sayesindeydi bunca isyana dayanmam
..

İnancı yıkılmış yalnızlığımın
Adımları kararsız...
Yarınları sessiz yağmur damlaları,
Gözlerimin düşmanı...
Sen ki o tatlı gülüşünle yaşat beni
Kahkaha ekerek suskunluğuma.
Ölümlüler şehrinden öylece sessizce al kopart dalımdaki güllerle beni…
..

Her rüzgar estiğinde
Seni selamlar tüm başaklar.
Sen geçeceksin diye
Bütün bahçelerde
Orkideler açar,
Aşkımı sana dillendirmek için.
Anlasana...
..

Size bir soru sormak istiyorum;
İnsan kac kere sever dersiniz ömr-ü hayatında?
Yada insan kac kere bağlanabilir körü körüne kurumuş bir dala
Kac sevda da yitirir kendini ilkbahar varken sonbaharın kollarında
Umutlarını kac kez döker baharda çiçeklerini döktüğü gibi ağaçların
Kac yalan avutur bir insanı; Sevgilinin qözlerinden başka
Zamanla azalan sevgilere inat kac kişi bırakmaz sevdiğini yarı yolda
..