SEVİNÇ KAVUK İNANÇ ŞİİRLERİ

SEVİNÇ KAVUK İNANÇ ŞİİRLERİ

Sevinç Kavuk

Markalı kıyafetlerinde sıkma başlı dilencilik yapılıyor halkın belirli kesimine rastladıkça. İnsanı şeytana kul etme gösterisi gibi bir ürpertiydi ilginç bu özen. Cumhuriyetçileri dilenci belirtilemeye bu gösteri sefilliği ve rastlama oranı.... İlginçti... Terbiyesiz diyerek sesi yükseltmek tek çaredir buna şüphesiz ki...

İlginçtir, puta tapıcılık zamanında vahşet diye adlandırılan, ilk kitap “Zebur” indirilip şeytan diye anlatılan ve o çağın ilk hür milli ruhlu birliğinin karşısında sefil kalınca insanlığa katılmaya niyet belirterek, dinciyim özelliğine Yahudi adını alan bu huzur bozgunları, hep dincilik taslakladılar zaten...

Bu ilk “Vahşet-Şeytan-Yahudi” üçgeni
...........”Yahudi-Vatikan-Arap” birliğini Tarikat besleyip şeytan üçgenini devam ettirdiler, örgütlenerek. İnsan hür ve özgürdür, şeytan örgüt!

Üç dini birleştirmek ile ne hazırlanıyor peki? Tevrat ve İncil Yahudi elinde paralandı. Ele geçiremedikleri Zebur ve Kur`an bu tuzakta, yine yeniden yazılacak diye, paralamak için yıpratılıyor sistematik halde. Üç dini birleştirmek denilen, bu şeytan üçgeni ile ilgili olabilir mi acaba?

Dört kitap da tek Allah verisi ve tek dindir, herkesin anladığı haliyle ibadet ettiği ve ruhunda taşıdığı inanç gücüdür. Ona, buna, şuna benzetmek demek ne amaçlıyor peki? Biraz bilgilerde gezinmek gözlerin görme yetisi gibi, duyma, tatma, hissetme, koklama yetisine sağlıklı bir gıda olabilir belki...
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

İnsaf, acı, düşün anlamında, ilke, başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, öğe, unsur diye tanımlanıyor Türk dil kurumu sözlüğünde ve bu güzel sözlerle düşünme değerleri olabilecek bilgiler temeli ile (‘.....‘Sözlükten) :

‘Basitlik, aleladelik derken belki de biraz insaflı davranıyorum’ O.V.Kanık
‘Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez’ Ç.Altan
Din ve ahlak eğitim ve öğretimi devlet gözetim ve denetimi altında yapılır’ Anayasa
‘Hiçbir protokol kuralına, ezilip büzülmeye yer vermeyen bir duruşu vardı’ Ç.Altan
‘Devlet organları ve idare makamları bütün işlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır’ Anayasa
‘Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma’ N.Ataç

‘Ahlak, iyi nitelikler, güzel huylar ve felsefi anlamda, belli bir toplumun belli bir döneminde bireysel ve toplumsal kurallarını tespit eden ve inceleyen bilim. Ahlak zabıtası, büyük şehir halkının sosyal ve sağlık durumunu koruyan, şehir düzeni için çalışan teşkilat.
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Doğuş, batış, inanç tüm renkleriyle
Beş duyudan yükselen ilkelerinde
Uzun lafın kıssasına o akan sular
Yüreği serinleten şelaleler onarlar

14 Ekim 2006
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

kadir gecesi

Müslüman kardeşlerimize mübarek olsun

Allah'ın affına nail kullarından eylesin....

zengin emeğimiz inanç ve vatan aşkına

insanlık bütünlüğü değerleriyle duamız

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

En güzel sözü, en güzel düşünceyi, en güzel bakışı
Şiir her yürek, onurlandırmak hür olanağı
Her gün bir mısra olsun kazandırmak emeğe başarı
Allah güzel demektir, güzelliği güvenle aşılamalı…

Güzel bakış bütün emeklerin en son ilk hedef durağı
İnsan davranışı, yüzünün hatları, berrak şeref aynası
Tehlike oluşmadan anlayıp, ıslaha sorumluğu ayırmalı
Allah güzel demektir, güzelliği anlamaya aşılamalı…

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Hep adımlarım sana yönelik
Hem tüm benliğimle üstelik
Ben kimim ve sen kim olabiliyorsun ki hâlâ
Daha birbirimizi anlayamadık isek...

Mart 2006
dünya varlığının sağlığı bize muhtaç
özürlü durumlardı bu bilgi için amaç
kaya benzerliği kadarınca ol yamaç
insanlığa kazanılacak yine de inanç
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Madem inanç süsünedir bu düşkünlük
Heyecanına ise -kargalar gülüyor, Tanrı ne yapsın-
Sünnet mi var acaba diye sevinecek yerde
Meğer bez çaputa merhametmiş dua dillerde
Korkuyla yaşanılmaz inanç bilmez misin?
Hele korkutmak için hiç kullanılmaz din
Az mı bekaretler bozuldu çarşaf altından

Salamam yavrularmı sokağa bu korkuyla
Kıstırdın beni gafilce can damarımdan!
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Elbette yorumlar önemli, belgeler ise gerçektir. Yorumlar, düşünmeye pazl gibi birleşebilecek belgelerin yokluğuna dikkatler de olabilir. Yani yorum, var olan bir durum seyrinden yansıyan hislerimi böyle anlatabiliyorum demektir belki. Belgeler de yorumlanıyor, belki bu da izlenimler olarak aynı değerlerdir Yargıya saygının sarsılmayacağına inanç sağlığındaki en değerli güzelliği olarak, aşırılıkların gereksizliğinde kendi kendini bitireceğini duyarlık kazandıracaktır. Polis devleti serkeşliğinde vatana ihanet ile yazık ediyorsunuz demek bir yorumdur süregelen izlenimlerden belirtiler olarak. Olaylarla doluşan olgulara karşı konuşma değerine yansıyan haklılık nedenleridir bunlar…

Bu belirtiler birikisi ile suç işlenecek ve birer belge olacaktır nihayetinde. Suçu serkeşlemek bir hükümet işi ise, amacı soygunculuktur, milletin refahı ve huzuru değil. Bu teşvikler ayaklanmayı, iç kargaşayı yaratır ve çünkü, eğer dışarıdan yardım alıyorsa… Bu yüzden asıldı nice gençlerimiz. Bu cinayetlere neden olanlar hükümetlerdir, millet ve ordu değil!

Konuşurken de düşünelim dileği kolay bir istek değil, ama bir gerekliliktir. Hata bir doğal olasılıktır, hatayı anlamak bir gereklilik. Zira, okuma özeni kadardır izleyebilme yeteneğindeki dinleme dikkati ve bunlar konuşmanın bir değerler toplamıdır birlikte. Birlikler birlikteliklerdir. Şehitler ölmez, vatan bölünmez, işkence masumiyete büründürülmez! İşkence ithaldir bu yüzden. Vatan korunan millet mutluluğunu yaralamaktır bu iş için makamlara da görevliyi sızdırmalar. Bunlar, paraya kuyruk sallayanlardır, insanlığı toplu kıyımlara sürüyenler…

Vatikan desteğinde din savaşları ile İngiltere en bariz örnektir buna, Tarihin her döneminde. Aşırılık arsızlıktır, arsızlık basitlik. Öyle ki, amaca ulaştıran olgu kolaylığı, çığ etkenliği örgütsel tecrübe tekrarıdır Tarihler boyu… Avrupa bir döneklik serüveni, bocalar her nedense ve sürekli...

Türk milletinin ordusuna aşkı, Türk ordusunun milletine aşkı Atasının kutsal emanetidir. Hükümetler, her türün nevi ve cinsiyle de, serkeşlik düşkünü olmaktan vazgeçmeli. Millete güven kutsal ilkedir, paylaşılmalı bilgiler. Türkiye Cumhuriyeti yüce Türk milletini barındırıyor, hizmette yücelik bilmeli…

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

‘Para yönetiyor dünyayı’ denilen devir kaç dönüş yapabilir? Gerçekten var mı o para? Bir başlangıç için vardır, çünkü mutlaktır bu. Alır üç beş -işçi anlamında- kabadayı, gerçekten sahip olmak istediği parayı kazandıracak kadar yıpratır, yıprananı yenisiyle doldurmak serileşir bu ilk ile. Kim kazanıyor: Hiç biri. Çünkü kabadayı aslında küçük bir karınca, kabadayı dediği aslında kazanmak istediği miktarın heves gücü. O kabadayı da bu namının hevesiyle koşuşturur, yorulur ve bekler, hakkını alacak diye, bu bekleyiş aslında balon şişirmesi olan kabadayı tabiri hevesleyenden farklı değil ve tükenir. O kazanç elbette paralı denilenin elinde ve pispirikliğini gösteriler, gösterişlerle süslenir, biraz konuşmak da bunun yedeğidir ve harcatır, sıfır noktasındadır o hep aslında.

Niye düşündüm sanki bunları: ‘para güçlü-bilgi bilinci zayıf’ devranının çarkı hep ‘para güçsüz-bilgi bilinci uygarlık’ hayrını döner. Çok şükür denilen hakkaniyetin dünya hazzıdır bu ve ruhun aşk taşıdığı inanç olan mücadele duyarlığı! Bebek servet ile doğmuyor, düşünce doğuyor sadece! Düşünce bir tebessümdür, tövbe tövbe şirinliğinde bile.

Herkes olmuş aydın, Atatürk şöyle demiş diyen Anayasa deliyor. Toplum iradesini hiçe sayan, başörtü yasağı gibi kürt azınlığı hakkını, vatan içinde vatan, din içinde din yılışmayı hukuk çiğnemek adına sokak kavgası, okulu yorma vb’nin ileri gidecek zemini de kısıtlı olmadığı için din, dil, ırk, işgal vs. terörlüğü büyüyen keyfini de iklim olan Yahuda örgütü yaratıklandığı Ergenekon nemenesi ile de yargıçlık beceriyorlar. Peki! Olsun bakalım!

Millet olmak aydın olmak demek gibilikle; ben gak dersem sus, guk dersem fırlat taşı zorbalığı mı? Millet olmak aydın yetiştirmek demek diye ise; aklı az olan, parası çok olan da huzurlu, korkusuz, aynı makamda aynı hizmet, aynı bankada parasını aynı hak ve huzurla işletecek olursa, taraflılık salyasını akabilir mi? Türkiye Yahuda değil. Ergenekon Türkiye’yi yargılıyor ve: Yargıçlar iktidarı, iblisler iktidarı, eşkiyalık iktidarı diye ‘kimin canı ne zaman neyi de nerede isterse’ Türk milletinin ödeyeceği maaş, T.C. milli mülklerin sahibi olarak da, tepin, dök kurdunu, meydan elinde, dünyası ediliyor. Teksasta at koşturanlar, it dalaşmasını pişkinler ve sayalım mı böyle, yoksa biz dayanıyoruz nasıl olsa, dayanır bu keyfiyete uğratılacak çocuklarımız mı diyelim?

Herkes demokrasi adına geliyor yönetime; Başörtüsü tepinmesi örneğin, böylesi bir keyfiyet uygulamak demokrasi oluyor da, o keyfiyet suçuna göre de yargılanacağını bile bile, yargılanınca niye demokrasi olmuyor? Siyasi parti biliyor mu demokrasi ne demek olduğunu, diyor prof. Dr.’un biri ve öteki de, iktidar gidip kapısını çalıyor, muhalefet açmıyor diyor ve devam ediyor: o başörtü eşittir gerilik ise, aynaya bakıyorum, sorumluluk hissediyorum bu gericiliği öteleyen olmuş olarak… ‘Onlardan vergi alınmamalı, askere de gitmemeliler…’ dediler. Laf sersemliğinde sarhoşlar bunlar diyesim geldi içimden…

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Kuran’ın gerçeği, Kuran harflerinin Arap alfabesinde kullanılıyor olduğu ile şaşmaz. Bir uzay kıyafeti giymekle uzaylı olunmaz. Eşeğe kitap yüklemekle eşekten alim olmaz. Hazır bununla başlamışken şöyle bir demonstrasyon denemiştim, anlatmaya değer buluyorum:

Baş parmak Arenadan kalma bir vahşet coşkusu, diğer dört parmak da: serçe parmakla Zebur’u, yüzük parmağıyla Tevrat’ı, orta parmakla İncil’i, işaret parmakla da Kuran’ı sıralayalım bir demonstrasyon olarak. Yahudilik beliren baş parmak, yüzük parmağı ve orta parmağı avucunuzun içinde tutun, ne çıkıyor? Bir gölge oynunda ‘Kurt başı’ dikkatimi çekti, böylesi bir anlatıma başlayınca bu tesadüf ile karşılaştım. İlginç buldum. Önce şaşırdım, sonra tebessüm ettim ve düşündüm. Eminim, sizler de düşünüyorsunuz bu ilginçliği…

Ve diğer bir ilginçlikte şu sıralama haliydi, Zebur ile şeytan tanımı olarak dokunduğum parmaklarımı da bir bir açarak: ‘Zina’, ‘fitne-fesat’, ‘kapatma (orospuluk) ’, ‘harem-kerhane’ ve 2000’li yılların belirtisi olarak da sanıyorum ki ‘çocuk pornosu’ alınacak sözlüğe. Bunlar bir sözlük etmez, ama bütün bunlar Yahudiliğin armağanıdır yeryüzüne. Buna ne büyük farklılıktır göz, kulak, burun, ağız ve dokumuzdan sağduyu anlayışını insanlığa emeklemek.

Peygamber efendimizin vefatından sonra ‘ancak ve yine’ millete yılışıyor Yahudi ve dağıtıyor: Hz. Ali sizi seviyordu diyerek Alevilik, Ağalık sizdeydi diyerek Şii vs. ile bölük pörçük böldü ve onları Yahudi ordusu olarak hep yedeğine aldı, ihtiyacına fitneliği eğiterek ve parayı sözüne bedel ederek bölük pörsük kullandığı Yahudi orduları olduğunun utanç halini sanki biliyorlardı gibi, dağlarda, çetelikte, saldırmaya havlatılanlar edildiler, insanlığın yüreği bu kayba ağlıyor, yarattıkları ölüm terörlüğü, huzuru ve refahı yaraladıkları acılardan hüzünleri o kadar derin değil….

Vatikan, Avrupa’yı uşaklığa eğiten kontrol mekanizmasıdır. İnanç gücünü anladığı için ve paralelinde ‘son kitap’ da müjdelendiği ile Arap lakabıyla müttefiklik büyüttü. Harem-Kerhane bu imajların seyridir. Arap şeytandır! Bu çağımızda bile! Bu yüzden genelleme benim kusurum olsun, kabulümdür…

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Ülkenin nitelikli insanlarını koruyarak ülkeyi savunmak, ülkeyi düzenli bilgiler dahilinde ve haricinde vatan varlığı ve bütünlüğüne öncelikli kararlar ve kararlılıkla yönetmek, ülke halkını bilgilendirmeyi de özenle ve süreklilikle sağlamak, propaganda sırtarması ile tartışma çirkefliğine vardırma arasında bir farkı anlamaya başlatacak niteliklerdir. Kaldı ki, her ülke halkıyla, değişen doğa ve dünya ülkelerinin sorunlarından doğacak durumlara hazırlıklı ve hazırlanma yeteneğine güven olmalıydı. Yurttaşlık bilincine ödev ve görevini unutmadan yaşayan ve unutturmayan halkıyla bir ülke, dayanışmaya sağlıklı, dayanmaya sağduyulu bir güçtür. Türk tarihi bu vicdan güzelliğidir!

Yüce Türk Milleti vatandaşlık bilincine görevini de, ödevini de ne unutmayı, ne unutturulmasını sevmiyor! Benim adımdır Yüce Türk Milleti, hizmette yücelik bilinmeli! Bu inanç yıkılmaz! Bu yaşam ebediliktir. Ne mutlu Türküm diyene!

Türkiye’m, dağınık hükümet örgütlenmesi ile yönetilecekse, hükümeti olmasın demeyi tercih eder ve halkın, meclisi daha iyi denetleyecek, vatandaşlığını donanacağına gücünün ve yeteneğinin olacağına güveni ve güvenliği ile: hem korurum inançla, hem bu güveni sağlarım o sağduyulu emeklerindeki özene diyecek heyecanı coşkudur. Bu vatan ve vatanın asil Türk Milleti her sorunu kendi üstlenecek yetenek ve cüret sahibidir, evrensel sorumluluklarıyla! Bir hükümet halkı makaraya alamaz!

Terör, açlığı protesto eden bir örgüt sanılıyor. İnsanlara ayrışık muameleyi protesto eden bir örgüt sanılıyor. Yazık. Bu yüzden, yani bu vahşet kusanları canlarında, yıllarında yaşadılar, yaşayacaklarını bilmeden diyemiyorum, demeyeceğim de üstelik. Bilgi yoksulluğu ile vurdum duymazlığın hakim olduğu edepsizlik nasıl da ortak çelişkenler olmuşlar el ele ve dağlarda ve isteklerde üstelik…

Oraya kitap taşıyın, oraya sohbet gidin, onlar sofra kurar o yoksulluklarında bile ve her zaman… Sınıfsız hiç okul var mı? Sorusunu götürmüşler oraya ve düşünüyorlar yalnızlık odalarında, ama onların adına her oraya gidenler: Sınıf farkı diye zengin-fakir, işçi-işsiz, çiftçi-topraksız terimlerini amaç güdenler keyfiyetini yılışmışlar onlara, neden yalnız bırakıldılar? Köylüm, çiftçim profesör değil, öylesi bir amaç da ihtiyacı değil. Tohumunu alacak-satabilecek bir seyahat kazancıyla da birlikte, bilgiçlik kakalayanlara karşı koruma ve korunma, sağlığını zahmetsizce, çocuğunu güvenle geleceğe hazırlamaya yeterlilik, onların yetenekleri olmalıydı… Oysa şimdi şeytanı da kıskandıracak öğretiler öğrendiler… Yalan, yakınma, saldırganlık, sinme ve sindirme… Yazık. Ve yeter artık! Onlarla sohbet etmeye onların yaşam çevresine, onların evine gidin. Onlar, daha hâlâ insanlığı imrendirecek misafirperverler…

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Din köprüdür Allah ile kul arasına
Bizi dış alemden soyutlayan
Ruhumuzdan yüreğimize inanç sesi
Başını eğ de bir bak sol yanına ve dinle
O duyumun akılda şekillendirdiği
İmanın iç seyahatine derinliği

Fani dünya malıdır örtü kefen gibi
Aracıdır iç aleme geri çekilebilmeye
Bir köprü misali samimi jest belki
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Yemek sofrasında zehir doldurmuyor insanoğlu tabağına
Çanak, tabak, çekiç, testere ve bugün lazer ışığıyla
Bir kural çerçevesindedir kullanımlar inanç ve hukukla
Hem kullanılan malzemelerdir Laboratuarlarda ve oysa;
Yahudi, Tarikat, Arap ve uşaklık hep panzehir dünyamıza...

Hayvanat bahçesinde yaşatmaya direniyoruz hayvanları
İnsan varlığı rahatlığımızla işgal ettik yaşam alanlarını
Merhamet oynuyoruz onlara...
Merhamet oynatıyor mazlum, mağdur insanlık sapıklığını
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Büyük Millet Meclisi hizmeti gözleri dikkate açtı
Meclis başkanı başlattı yanı çizik yineleme masalı
Biri susuyor biri başlıyor, bitmek bilmiyor
İnatlık öküzlüğünün bu put dikilecek varlığı

Bitmek bilmiyor, içi dolu küf kokuşması
Bitmek bilmiyor, ısmarlama şer odaklanması
Bitmek bilmiyor, laf ebeciliği kem-kümlenmesi
Bitmek bilmiyor, insanlık aşkını tökezlet huylanması
Bu ahlak edepsizliğine inanç mı denilecek?
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Güzelliğinde Türkiye’m, coğrafyanı onurlandıran
Kıtalar iklimleriyle muhabbet dolu…

Güzelliğinde Türkiye’m, uygarlığını onurlandıran
Komşuluklar hayranlığıyla muhabbet dolu…

Güzelliğinde Türkiye’m, tarihini onurlandıran
Geleceğin yaşamı sana muhabbet dolu…

Laf söylemek basitliği nem alıyor hep yeniden
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Kaçakçılığın eline düşmüşlerin anısına biraz ağladıktan sonra, biraz da kendi halime ağlamayı becermiş olayım diye: kaçakçılığın eline düşmüşlüğümüzün görüntüleriydi onlar, biraz düşüncemden ay ışığı altında mektuplarıma akıttım sızıyı.. yaşama dargın değilim… yeryüzünü sevmeye de yorgun değilim… kimi sivriliklerin ayrışmalarına kırgın değilim… gerekenin yapılacağına dik duracak başım…

Göktürk – Oğuztürk – Atatürk bu aşk ile imanı, insanlığı uygarlığa korumayı üstlenen fedakarlıklardır. Bu fedakarlığa yardım edenlerdi belki geçmişte atalarınız, bugün sözde ayrışmaya kurtlanmış ciğerlerliklerinizle daha kaç topluluk hastalığınıza ölecek, iyileşmeye bu inatlıkla saldırı güçlerini güçlendirmeye bu sinekliğinizde, kim daha insan diyecek sana… Sana insan demek bu kadar mı suç? Bu kadar mı insanlığı yormaya güveniyorsun, bana bir şey yapmaz bunlar diye? Çevrende öldürdüklerine bu kadar mı umursamaz kalacağına inanç besliyorsun arsızlığında? Arsızlığın insan ahlakı olduğunu kim öğretti, hangi tarihten bu öğreti fazilet olarak anlatıldı? İnsan olmak emeğinden bu kadar mı tiksiniyorsun? Bu kadar mı değer biçiyorsun kendine? Bu değere kendini haklamaya yürekliysen, ben mi yüreksizim kokuşmuşlukta yaşamaya boyun eğecek kadar insanlıktan vazgeçmişlikte ezilmişliği alkışlamaya coşmuşlardan kurtulmaya, kokuşmuşluktan o sefilliği kurtarmaya? Sen silah tutabiliyorsa ellerinle, ben yüreğimin kanadıyla çiçek taşımaya güzelliği kirletir miyim o vahşetine ve o vahşetinde çiçeğimi açtırır mıyım kokuşmuş haline büründürülsün diye?

Kaçakçılığın eline düşenlerin anısına, sürünür müyüm daha sürtüklerle? Onlara insan yüceliğinde bir Fatiha barındırmak için çırpınan yüreğimde, bedenim sessiz durabilir mi? Sızılarda kıvranan bedenler görmekten haz alanların tedavisi düşünülmez, onlar tümördür, kesilip atılınca sağlığına kavuşan bedenler görülmeye değer kazançtır insanlığa… Sızılarda kıvranan bedenler görmekten haz alanlar insan demeyi bilmez ki, hastadır, bu hastalığa hiç insanlık teslim edilir mi? Tedaviye gecikir mi insanlık? Hasta hastayı tedavi eder diye mi kuruldu hastane, ıslah evi? Bir kalp hastalığı derneği, bir şeker hastalığı derneği, bir kanser hastalığı derneği hangi amaca hizmet eder? Bu hizmeti yargılamak isteyenler Milletin meclisine mi yerleştirilmeli? Orada mı tedavi hizmeti kuruldu? Hekimler, doktorlar bu yüzden mi milletvekili oldular? Orada, onlarla mı olacaklarmış sapık insanlık?

Ah, aşk olduğum ‘düşünmek’ varlığı… ah, düşünme faziletini çiğnetmeye çirkeflikler… ah, Türkün doğuşudur düşünmek! yüceliğini tırnaklamaya coşanlar… düşünmek bir sonuç diye bağıran sefillerin öğrenmişliklerinden kanayan ve kanatılanlar… düşünmek bir çözüm varlığıdır, dayatmacılık değil… Ey sefil kürt dedirtilen insan topluluğu! Seni kurbanlık koyun seçmişliğe bu rızalığın neden? Sen Kürt değil, bir ulus varlığının kolu, eli, ciğeri, böbreği olabilmeyi öğrenmiş bir insan topluluğu varlığısın! İnsan olmaya bir millet bütünlüğüne Türk Milleti diyen ulus uygarlığına sinekliği konsan ne olur, konmasan ne olur? Sinek de bir yaşayan varlıktır. Nerede pislik olursa orada yaşam bulur. Çöplük sistemi insan doğması kadar hızlı gelişemediği için sinekler odamızda da yaşıyor, zararsız olmalarına çare bulmaya emek ol biraz…

Kırlarda dolaşırken, sevgilinin başına çiçeklerinden taç yaptıysan eğer, prensin veya prensesin dünyaya da prens veya prenses sevgisi kalsın, herkesin başına ahkam kesilmeye yeterli bir emek değil o. Herkesin gönlünde prensi, prensesi yaşıyor… Bir güzelliği daha korumaya gözü kamaşmış şaşkın ördeklikle insan topluluğuna saldırılır mı kanını akıtmaya coştum diye? Uygarlık ve tarihi, tarihçiler çalışıyor müsterih ol dikkatini korumak, bu bilinci gözetlemeye yücelmek asilliği ve adilliğin güzelliğini yaşayarak yaşatmak hakkına saygıyı coşabilseydik keşke… biraz öğrenince, ben de tarihçiyim demekle tarihçi olunmuyor ki… ama bu basitlik numunesi insan varlığıyla birikiler yığışanlar öldürüyor, öldürtüyor sınırsızca…
Bu kadar içime seyahatimle: Bir savunma varlığı düşüncesi olarak anlayabildiğim; Vatan varlığı ve bütünlüğüne bilinç taşıyan milletler şehitlerdir, şehit ruhlarının nurları şefaat ışıyor vatan yüreğimize. Şehitler ölmez, vatan bölünmez! Ve yine savunma varlığında bir iki soruna değinebildiğim kadarıyla ve hepsini Allah’ın yüceliğine inanç düşüncemle ve bilerek, bilmeyerek; bilim, ilim köreltenler, vahşet kusanlar karşısında kendini savunmaya kadar indirgenmiş olanlar; şans hakkı tanınmış, tanınmamış, kurban edilmiş ve kurban gibi öldürtülen, öldürülen: yaşamında insani yüceliklerle taşıdığı yüreğini mücadele olan aziz insanların aziz ruhlarına Fatiha’m ulaşsın …
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Silah elimde ekipliği siyasi destek birimli tehdit ediyor
Kaybeden olmayacaklarını ihanet hırslı şer kaynıyor
Oysa bilmeye değer, insanlığı yıprattığı ayıbını ürküyor
Ürktükçe saldırıyor, kendini kendinden usandırıyor
Nemalanan boş çehreli yırtık yüreğe yarandı mı sanıyor?

Yaşam kalitesinde seçkindir Türk insanı
Rekabet kendisidir ulus varlığının yetki şansı
Kümelenme politikası, yatırım aşaması
Toplumsal kapsamı daha araştırmacı
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Sekiz askerimin birileriyle kaybı daha bütün detayını anlatıyordu birilerince de geri getirileceğini... yavrularımız sağ, bu önemli... lakin, ABD,AB övgüsü açıklıyor yüreklerinin nerede bir ortaklığıyla acizliği titrediğini... nerede yaratırsan Terör, o Terörün kim olduğuna aynasını yansıtan da bir açıklama olduğu özellikleriyle elbette hüzünlü bir olay... Bir ülkeyi acıtmaya seçilen bu yol edepsizliğine susmayacak vicdanlar, vaz geçin bu iki yüzlülükte bir amaç güdümünden şekliyle resimlenilen bir sözde iyimserlik taslanmaya... Bu resmi görmeye insanlık çirkin diyor, o resmi suratlanmanın nesi güzel peki? Bebeklerin katliamını da mı unutalım? …

Tarih, uygarlığı sığdırıyor sadece içine. Uygarlık, bir birliği bütünlüğe yücelten insanlık yaşamını doğaya uyarlamak saygısı ise, ayrışıp çatışmak efeleği taslanmayla sevgi nerede yaşam bulabilecek peki? İnsanların bu güç taslama edepsizliğinde toprak, hayvan, hava, su bir doğa bütünlüğü ile canlı varlıkları yaşatmak için doğal varlığını koruyorken, hep yaşam dileniyor bizden, haklarını kim savunabilecek peki? Anan sarı, baban beyaz, dayın akıllı, ağan sulandırıcı gibi say sayabilmeyi beceri diye saldırmaya haklandırdığın cüret sefilliğini… bu ne biçim insan varlığı anlayışı? Anayı babadan ayırabiliriz, boşanma davası deniyor buna… vatanı ayırmak diye, ananın karnındaki çocuğu söküp kaçırmak tek yoludur bunun… vahşet karanlık, küfür de örtmek demekmiş. Bugün öğrendim bu terimlerin aslının eskiden böyle açımlandığını –belki de Arapça böyle anlam içeriyor, tam dinleyemedim, yorgundum. Belki de o an aklımdan bir olgu kutsallığının hüzünlü bir olay haline geçiş diye anlam tuhaflığı geçiyordu: Ananın karnında bebek karanlıkta diye mi vahşete başvurmalı, bedeninde bebeğini örttüğü için mi anaya küfür edilmeli?

Ne cumhur, ne o üretimli milletvekiller, niye hiç ne konuşulacağını bilmiyorlar? Utanç ne demek? Mecliste olmak, oy paylaşımları mı, pazarlaması mı, ne ise bu durum, zaten büsbütün utanç... Hem suçlu hem güçlü ihtirası bitse de birazcık hanımefendi beyefendice düşünmeye vakit denilen hazinemizi bari kullanabilsek...

Teknoloji yaşama rahatlık sağlıyor, bu doğru. Niye başaramadı AB, ABD, BM bu rahatlıklarla bari bir uygarlık denilebilecek göstermeliği bile yeterdi en azından... Kristof kolomb masalı gibi...

Hiç bir ülkede şu kesimler hödük, bunlar kütük, ordakiler sürtük diyerek AB'ye, ABD'ye sığınmaya neden değil, bana hödükistan, kütükistan, sürtükistan kur isteğine de seğirtmek aynı acizlik sadece... Bu nedenlerle vatan toplumlarına savaş bahanesi fışkırılarak saldırılamaz... Her ülkenin ıslah evi, akıl hastanesi, pastanesi, hekimi, psikoloğu var elbette.

..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Özgürlük ve eşitlik
Ahlak bütünlüğüne de kulluk statüsü mutluluğuna
İnan´a kural öğretmeye ve buyruk etmeye
Bir bütünlüğe yeterdi yeryüzü insanlarla

Mikro planda aç dünya
Makro planda sömürü dünya
Azalan doğa, eriyen buzul

Hepsi birarada zincirleme artılarında sarsılmasaydı
..

Devamını Oku