Peşin hükümlü,
Ön yargılıyım kardeşim.
Başıma gelmeden kötülük
En az zararla kurtulmak,
Mutlu olmak tek dileğim.
Hak etmeden
Haksız kazan.
..
Töre diye diye nice canlar heba oldu,
İnanç, din, ahlak, mantık.. feda oldu.
Binlerce insanımız silindi gitti,
Anaya, babaya, hayata veda oldu.
Bitmeli, yok olmalı bunlar,
İnsanlık gelmeli, değilse vicdan sızlar.
..
PUTLARI KIRIYORUZ
2
Tanzimat Edebiyatının Büyük İhaneti
..
Hayvanları severiz, sanki çocuklarımız,
Şükür merhametliyiz, Rab’den canlılarımız…
Yürekleri masumdur, bağlılıkları vardır,
Hem vefakâr hem sadık bir yandan saygılıdır…
Biliriz insan kutsal, inanç dayanağımdır,
..
Rab'bim dinlenilmiyor, kanun, kural tanınmaz,
Tenha yerlerimiz var, kötülük açıklanmaz…
Cesaretlendirilmiş, bilinçli nesillerde,
Vicdan artırılmalı, inanç içerisinde…
Mal zannedilmeleri, zorbalığı tetikler,
..
Aşkı yaratmak ve sevgimizi, ışığımızı tüm yüreklere serpmek için başlangıç yapalım güne ve bizi mutlu edenlere.
Engeller olsa da günlerde, gecelerde.
Hasret ve özlemle aşkın arayışı için de tükensin ömür, hevesimiz geçmesin gelecekten, deliler gibi isteyen biz olalım, fedakarlık eden biz olalım, değerleri yitirmeden.
insanın özendiği, hayallerini süsleyen hayata ya da geleceğe sahip olması elbette güzeldir.
Hissediyorsak gül kokusunu, arayışlar savuruyorsa denizlere duygularımızı aldığınız tatmine mutluluğa, coşkuya, huzura inanamayacaksınız...
Mutluluk; sevgi ve sadakatin dokunuşunu arayarak yüreklerden dalga dalga akar.
Islak bir başlangıç yapın, eski davranış kalıplarınızı, düşüncelerinizi olumsuz duygularınızı yaşlı gözlerle bırakın hüzünleri ıslak yanaklara bırakın. İnanç, güven, sevgi ve saygı ile hayatınızda önce yüreğiniz değişecek. Sevginin olduğu yerde yüreğinizin ve aşkın ışığı vardır.Aşkı bilebildiğiniz kadar yaşayın.Islak da olsa gözler.
..
Hüküm tükenmeyecek, çünkü uzaylılar hak,
Rabbim mesul tutmuştur, inanç taşırlar mutlak…
Her kavim düşünülmüş, dinsiz bırakılmamış,
Konumlarına göre, kimse mahrum kalmamış…
Yoksa ilerlenmezdi, zorbalık gelişirdi,
..
Zihniyetler değişmez, köprü dahi yapılsa,
Merhamet te gerekli, her bünyeye her şahsa…
Bu vicdani bir dava, gayret gösterilecek,
İnanç, maneviyattır, Rab hep dinlenilecek…
Sen tetiği çekersen, vicdanlar hiç gelişmez,
..
Toplumlar, başlangıçtaki çeşitli nedenle ve zorunlu nedenlerden ötürü, toplumsal ve halksal olan yaşamlarını ayıramadan ve bu iki alanla, birbirini iç içe geçiren, etkileşmelerle yürütmüştürler. İnsanların alet kullanma, örgütlenme yetenekleri toplumsallığının temeliydi. İş bölüşümü üretimin değiş tokuşu gibi toplumsal özeğinde olanlarla giriştiği ağ örgü ilişkileşmesi, somut kristalleşmesi oldu.
Aynı zamanda da, gelenekten gelen pusula nitelikli genel davranış tecrübe davranışlarının aktarılan inançlaşmaları; halkın tutumsal eksenleşme temelini oluşturuyordu. Kişi ilişkilerini ortaya koymayı cemaat ve grup, topluluk aitleşmesiyle birlikte halkın, somutça kristalize olma ilişkilenmesini halk yaşamı ortaya çıkarmıştır.
Aidileşme, öznelci bir kişisel varoluşlar yol, yöntem ve metodik araçlarıdır. Aidileşme öznenin kişi kişiler iletişmesidirler. Aynı düzey ve düzlemdeki insanların anlayışçı uyuşmalarının yapısalcılığıdır. Yine aynı deşifre ilişkilerin birbiri ile iletişebilmelerinin, güvencede olmalarının kararlılığıdır. Aidiyet ortamında öznenin tedirginlikleri kalkar. İnsan davranışları ve bu davranışların karşılanma etki ve tepkisinin bilinmez oluşunun insana vereceği huzursuzluğu, bilinir olan aidiyet ortamıyla ortadan kalkar. Bilinir oluşun kararlılığında fiilleri dengelenir. Bugün siz bile, aynı siyasi görüşü ve aynı inancı paylaşmayan kişilerle iletişmekten, dünya görüşünüzü paylaşmakta sıkıntı ve çatışmalar hissedersiniz.
İnançlar, halkın aidileşmesinde, çok temel ve gerekli bir dalgalanma oluşturur. İnançlar halkın gelişme şekillenim, düzlemidir. Burada farkına varılması gereken ayırt edicilik, her hangi bir inancın, halka kural kılınması değildir. İnançlaşmanın kurallılığının halka çekeylenme alanı olaraktan var kılınmasıdır. Ve bu alanın halka süblime olunacak bir hedefi olarak gösterilmesidir. Evrende, bir tek doğru olmadığı için doğrular vardır. Yine evrende bir tek doğru sanılan inanç değil, inançlar vardır. İnançların her hangi birinin kural olacaktan benimsenmesidir. Bu inançlar tek Tanrı’lı, çok Tanrı’lı Ya da Tanrı’sız da olabilmektedir.
..
Hayat bir yerden tutunmak,
Güçlü ve saygın olmak,
Doğruyu, yanlışı ayırtmak,için,
Savunduğumuz yargılardır.
Sahip olduğumuz inanç sistemleridir.
Bireyler kendileri,
Değerleri hakkında,
..
Hayvan dostlarımıza, vicdansızlık yapılır,
Adi işkencelerle, kumarlar oynatılır…
Lanetler toplanılır, bahis adı altında,
Ruhlar işbirlikçidir, Rab'be başkaldırmada…
Şeref ayakaltında, köpekten kazanılır,
..
İşin Rengi Değişir
Bütün dinler ve kutsal kitaplar tek kişinin beyanıdır. Bu kişilerin ikinci bir şahidi yoktur. "Allah'tan getirdim! " ya da "Allah yolladı! ” derler! Bunu halk kabul ederse din ve kutsal kitap oluşur! Kendisine hiç kimsenin tabi olmadığı peygamberlerin de olduğunu bazı alimler söyler! Mesele inandırma meselesidir!
Ben ise diyorum ki "İnanma bil! " yani gerçeği bizzat kendin ara! Nakledilen bilgilerin, eksiltilip-artırıldığını zaten söylüyorlar ki; bu nedenle yenilendi durdu dinler ve kitaplar. Yenilenme gerekçesi; eksiltilip, ilaveler yapılması zaten. Şunu unutmayın; tek kişiye ulaşılır sonuçta kaynak olarak!
Hukukta ise tek kişinin beyanı bir diğerini mahkum edemez! İki eşit insanın beyanları da eşittir! Bu nedenle din alanında ayrıcalık söz konusudur! Yani dini getiren kişinin, seçilmiş kişi ya da seçilmiş ırktan olması bu eşitliği bozacak ve tek kişi beyanıyla toplum şekillenecektir! Bu konu inanç olduğundan bireye karışılmaz ama sorun çıkması şundandır. Tek kişinin beyanıyla toplumdaki diğer kişiler de mahkum edilmeye kalkışılır. İşte o zaman işin rengi değişir!
..
Hakikatte güçsüzsün, gerçekte zavallısın,
Pek te cesur değilsin, apaçık bir korkaksın…
Cesur merhametlidir, Rab'bine inanç taşır,
Cesur koruyucudur, doğaya yardımcıdır…
Sen yardım etmiyorsun, verdiklerin zarardır,
..
Yol dediğin bir davadır evlat
İstersen git istersen kal
Yoldan çıkmadığın sürece
Attığın adım davana ihanet sayılmaz
İhanet geceden karadır evlat
..
Uzaylılar ki vardı, daima da varlardı,
Uzaylı eksilmedi, hep yaratılmışlardı…
Biz sonradan gelmişiz, insan takva sahibi,
Biz yeni türlerdeniz, hem tanırız habibi…
Uzaylılar çok farklı, yaratıcımız tekdir,
..
Münafığın işleri, insan harcamalar,
Ardından istismarlar, fitne ve kargaşalar…
Münafık aldatır, Hakk’ı ve de ruhunu,
Maneviyattan uzak, tutmuş nefis yolunu…
Hakk’a inanır gibi, oysa hiç inanmıyor,
..
Senin aşkın açmıştı,gönlümdeki yarayı,
Sen kapattın viran ettin içimdeki sarayı,
Sevgilim ikimiz için de bitti balayı,
Artık uyanma vaktidir,bitirelim bu rüyayı.
Sanma ki yalnız sen olunca ben varım,
Artık inanç doluyum,sensiz de yaşarım,
..
Batıl şüphe düşürtür, Rab kulunun kalbine,
Bir ihanet yüzünden ineriz yer dibine…
Ruhlar buna dayanmaz, hakikat bilinmeli,
İnanç hakikat demek Hakla ilerlemeli…
Çünkü yakınımızda ahiretimiz vardır,
..
sarsılmasın bir kez inanç
savrulur duygular
savrulur düşünceler
ayakları yere basmaz
uçuşur yer çekimsiz
gülle olur dağıtır yürekleri
..
Sanki tamamıyla boş, gereksiz ve lüzumsuz,
Dünya denilen yerde, yine de hep mecburuz…
Bir kural dâhilinde, her anı yaşıyoruz,
Hakikat ya da bâtıl, bir yolu seçiyoruz…
Hakikat apaçık tek, içinde Rab’bimiz var,
..