GÜZELLEME
Ey, gönlümde keyfince sefâ süren misafir,
Gönlümün ziynetisin, âfet-i devrân mısın?
Bir girdin, mülk edindin gönlü kendine, kâfir,
Yüreğimde yangın var, âteş-i sûzan mısın?
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Abi;
Aşık Halk Edebiyatımızın 'elinizden çıkan' ve mutlaka edebiyatımızda yerini alacak, okunacak, dillerde kalacak bir eser...
Özelliği gereği sevgiliye duyulan derin muhabbetin, aşkın şiiri...
Çok hoştu... Gönülden kutluyorum Abi...
hocam şiir okurken nerdeyse serveuü fünun devrine gittim aşağıada eskikeliemelin açıklamasını yapmanız daha anlaşılır yapmış emeğinize yüreğiniz güçlükelminie ve yürek sesinize hayranlığımı gizlemeyeceğim siz okumak hem zevk hem örnek kutlarım seşam ve saygılar
Tam bir lirizm şöleni.
Adı gibi ;gerçekten de 'güzelleme' olmuş.
Kutluyorum Efendim.
Saygılarımla.
Şiir dolu yüreğin zerafeti ile kalemin gücü birleşmiş, “güzelleme” doğmuş…
Her zaman ki kalite ve güzellikteydi sayın Ünal Beşkese…
Kutluyorum içtenlikle….
Ey, gönlümde keyfince sefâ süren misafir,
Gönlümün ziynetisin, âfet-i devrân mısın?
Bir girdin, mülk edindin gönlü kendine, kâfir,
Yüreğimde yangın var, âteş-i sûzan mısın?
Kâh, cilveyle sokulur, gönle ümit saçarsın,
Bir gül fidanı gibi, goncalarnı açarsın.
Bazen de nazlanarak, ceylân gibi kaçarsın,
Söyle ey nâzende yâr, naz mısın, nâzan mısın?
Damarımda can suyum, alnımdaki yazısın,
Aşkı bestelemişsin, solistisin, sazısın
Ömrün olgun çağında, gönlünün genç kızısın;
Her mevsimin doyumsuz, yaz mısın, hazân mısın?
Ne tatlı meyvalar var, dalında salkım salkım,
Dudakların buselik makamındaki şarkım.
Işığına can veren pervaneden yok farkım,
Bûsenle aşk şiiri yazan bir ozan mısın?
Bir göz süzer, âşığı peşinde sürüklersin.
Bir dudak büküşünle, ömre ömür eklersin.
Sonra bigâne durur, bir iltifat beklersin;
Rüyalarımdan çıkıp gelen Mihribân mısın?
Önce güldün yüzüme, aşkı âşikâr ettin,
Tîr-i nigâhın ile, bendeni şikâr ettin.
Çektirdiğin cefadan, bilmem ki, ne kâr ettin,
Âşıklara zulmeden mağrur şehribân mısın?
O zerafet, teravet, o endam; bir içim su,
İpek mi, kadife mi, gül teninin dokusu...
Koklamaya doyulmaz, bin bir çiçek kokusu,
Bahçemde hanımeli, yaylada reyhan mısın?
Geçirdin de boynuma, zülfün kızıl ağını,
Gönüllü esir ettin, ömrün yorgun çağını.
Talan ettin gönlümün bahçesini, bağını,
Sen, gönlümün tahtında, hükmeden sultan mısın?
Bir cemre gibi düştün, bahar açtı kışımda,
Sevda yelleri gibi esip durdun başımda.
Tam, ' Göç zamanı geldi' dediğim şu yaşımda
Ömrüme ömür kattın, can mısın, cânân mısın?...
Oooo üstadım kaleminizden muhteşem bir şiir düşmüş yine. Çoook beğendim, imrendim...Alkışlıyorum, saygılarımla...
Şiirin hangi dörtlüğünde durup soluk almam gerektiğini unuttum.Esen rüzgarın kokusu gönül sarayının ışıltısı gül yanaklı sevilenin gözlerinde ki aşk seven yüreğinin naif sesi.. Bilmiyorum nasıl anlatılır şiirin yürekte bıraktığı iz.
Hayranlıkla okudum defalarca... Sonsuz sevgi ve saygımla gönülden kutluyorum..
Ah güzel üstadım gene AŞK mızrabı gönül
teline dokunmuş, ne kadar hüzünlü nağmeler
varsa hepsini başka gönüllere dinletmişsiniz..
Ne butlu bu kalem sahibine ki gönüllere hitap
etmesini biliyor.
Bir de
Tam, ' 'Göç zamanı geldi' dediğim şu yaşımda'
İfadesiyle eğer o aşk bir kalbe girerse, o kalp de
zirvelere ererse.. inanın o maksat hasıl olmuş ve
sahibine hayatın önemini göstermiş olacaktır.
ÜSTADIM ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER EDER
SAYGIYLA SELAMLARIMI SUNARIM.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta