zzzzzzzz İSTANBUL ŞEHRİ

Ünal Beşkese
1008

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

zzzzzzzz İSTANBUL ŞEHRİ

İSTANBUL ŞEHRİ

Çam kokulu bahçeler, leylâk kokan sokaklar,
Erenköy'ün köşkleri, Üsküdar'da konaklar...

Sarayburnu, Gülhane ve Haliç, Altın Boynuz,
Eyüpsultan'da huzur, orada zaman sonsuz...

Zümrüt bir yüzük taşı gibi parlar Çamlıca,
Bir yanda kızoğlankız Kuzguncuk ve Kanlıca,

Karşıda asil Bebek, aristokrat Tarabya...
Şehrin, bir devre isim veren sembolü var ya;

Lâleler cennetidir, Emirgân'ın korusu,
Karşıda Beylerbeyi, Kandilli ve Küçüksu...

El oyası yalılar, renk renk iki yanında,
Boğaziçi, mavi bir kolyedir gerdanında,

.........................Ortasından geçen bu dünya güzeli nehri
.........................Ebedî yar belleyip, sarmış İstanbul şehri.

Rüzgâr bile mavidir, mavi denizden esen,
Mavi atlas üstünde; martılar beyaz desen.

Danteli Dolmabahçe, ortasında incisi,
Marmara'nın efsâne süsüdür Kızkulesi.

Dün ve bugün iki renk, bir tuvalde karışmış...
Mehtabın aşkı olan koy; Moda ve Kalamış.

Marmara'ya serpilmiş mücevherler, Adalar
Mehtaplı gecelerde uzaktan hoş sedâlar...

Ya bir kanun taksimi, ya bir keman sesidir,
Marmara, Karadeniz, iki sevgilisidir,

.........................Kolunda iki dilber, takmış da iki bahri,
.........................Ortada, asilzâde çapkın; İstanbul şehri...

Saray, çeşme ve köşkler, her köşe bir şaheser,
Roma, Bizans, Osmanlı, gülümser birer birer.

Her kültürden bir eser yükselir sinesinde
Ceneviz imzası var Galata Kulesinde

Ayasofya'ya komşu, aydınlık Sultanahmet,
Yapana, koruyana, bırakana bin rahmet...

Uygarlıklar iç içe, koynunda harman olmuş,
Nice büyük saltanat, sinesinde can bulmuş.

Topkapı, altından bir madalyondur boynunda,
Tarih onun koynunda, o tarihin koynunda.

.........................Zaman ona esirdir, kucaklamış tüm dehri
.........................Kaç uygarlıktan kalmış miras, İstanbul şehri...

Kubbeler, minareler, avluda güvercinler
Ve binlerce camiden, binlerce müezzinler

Bir ilâhi rüzgârla titrer bütün yürekler
Rükûdadır ağaçlar, secdededir çiçekler...

İstanbul, zengin, fakir, insan kalabalığı,
Kimi zevk, kimi de rızk için avlar balığı.

Kiminde sandık sandık mücevherler, boncuklar
Ve köprü altlarında aç ve çıplak çocuklar...

Taşı, toprağı altın demişler İstanbul'a,
Oysa, kuru ekmeği kim araya, kim bula...?

Bazen, yaşamak için, o çaresiz adımlar,
Namus pazarlığında, günahkâr kaldırımlar...

Hepsi bu şehirdeki mozaiğin bir rengi,
Işığı umut sanan pervânelerin cengi...

Yine de tüm garipler burda rızkını bulur,
Her gecenin sonunda, güneş...Ve sabah olur...

Bir yatır himmetine sığınmış her bucağı,
O, vefalı sevgili, sıcak ana kucağı.

.........................Yüzünde müşfik bakış, eksilmez gülen mihri
.........................Gariplere rızk dolu sofra; İstanbul şehri...

Kayboldukça o eski İstanbul efendisi
Ne ızdıraplar çekti, İstanbul'un kendisi;

Yok oldu o zerâfet, unutuldu nezâket,
Göç bu şehrin başına çullanmış bir felâket...

Üç kuruşluk rant için pis kibritler çakılmış,
O târîhi konaklar, köşkler bir bir yakılmış...

Yığın yığın binalar, konu komşu 'el' olmuş,
Her yer betonlaşınca, yağmur yağmış, sel olmuş,

Kaçak binalar dolmuş dere yataklarında,
Mal, mülk ve canlar gitmiş çamur bataklarında.

Bina bina üstüne, yeşil de yok edilmiş,
Marmara, bâkire bir kız gibi kirletilmiş.

Güzellikler yok olmuş, ne bağ kalmış ne bostan,
Varoşlar tâc edilmiş, İstanbul'um tornistan...

.........................Hâlâ canlı ve güzel, hazmetmiş bunca zehri,
.........................Evliyâlar koruyor seni İstanbul şehri...

Bunca cefâya rağmen büyülüyor herkesi.
O, kültür hazinesi, Dünya Kültür Merkezi.

Kimin eli değdiyse, Fatih'ten - Menderes'e
Kimin hayrı olduysa, rahmet olsun herkese.

Nice ihânet görmüş, ama o hâlâ cennet,
Onu bize bahşeden Allah'ıma bin minnet...

.........................Yaratan'dan armağan, onun efsûnu, sihri,
.........................Sen ey batmayan güneş, sen ey İstanbul şehri...

Ünal Beşkese
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::..

Bahr.......Deniz
Dehr.......Zaman üstü zaman,sonsuzluk
Mihr.......Güneş, anne sevgisi cinsi sevgi

Ünal Beşkese
Kayıt Tarihi : 21.8.2014 19:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nermin Seyratlı
    Nermin Seyratlı

    İstanbul için yazılmış harika bir şiir. 'İstanbul' şehri bu, dünyanın en büyük şehirlerinden biri. Tarihin derinliklerinden günümüze ulaşan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış en eski şehri. İki kıta arası ve iki deniz arası kurulmuş özel bir konuma sahip. Nereye baksan tarih fışkırıyor. Tarihi, doğası, kültürü ve yapısıyla da daha bir çok şaire ilham kaynağı olmaya devam edecek.

    İstanbul'u panoramik biri biçimde gözler önüne seren mısralar eşliğinde dolaşmak çok güzeldi. İnsanda o güzellikleri yaşamak isteği uyandıran şiirinizi yürekten kutluyorum Ünal Beşkese.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Tekrar bu güzide şiire uğramak ve okumaktan tat aldım..
    Değerli Ustamı bir kez daha kutluyorum..

    'İstanbul...
    Ne yazılsa 'hak eden' şehir.. Şehir olmaktan da öte 'kendi içinde orta boy bir ülke...'
    Ve altı asra yakın Türk'ün gözbebeği, üzerine titrediği 'Peygamber emaneti..'

    Dilerim, bir daha kurtarılmayı beklemez, hep payidar, hep güven ve huzur içinde kalır...
    Kutlarım 'tarihe ışık tutan' şiirinizi Abi..'

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal

    İstanbul kendisine en çok yazılan şarkı, şiirleri ve övgüleri fazlasıyla hak eden kutlu şehir...
    Sevgilinin gerdanı kadar güzel ve mis kokan bir şehir ve şiir o gerdana sıralanmış inci güzelliğindeydi... Kutluyorum Ünal Bey çok güzeldi... Kaleminize, yüreğinize sağlık... Selam ve Saygımla...++

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren


    Bu şehri böylesine güzel ve detaylı yazabilmek için önce sevmek gerek.Sevmek için de yaşamak...

    Bu şiiri okuyan biri hiç görmeden aşık olur kesinlikle. Gerçi anlatılanlarda abartı yok. Fakat bir tablo, bir şarkı gibiydi şiir.


    Üç kuruşluk rant için pis kibritler çakılmış,
    O târîhi konaklar, köşkler bir bir yakılmış...

    Yığın yığın binalar, konu komşu 'el' olmuş,
    Her yer betonlaşınca, yağmur yağmış, sel olmuş,

    Kaçak binalar dolmuş dere yataklarında,
    Mal, mülk ve canlar gitmiş çamur bataklarında.

    Bina bina üstüne, yeşil de yok edilmiş,
    Marmara, bâkire bir kız gibi kirletilmiş.

    Ancak bu kadar zarif anlatılabilirdi acı gerçekler. Ve tüm bunlara rağmen İstabul hala güzel...

    Kutluyorum değerli şiirinizi ve sizi üstadım. SAYGIMLA....NİCELERİNE...

    Cevap Yaz
  • Yılmaz Örmeci
    Yılmaz Örmeci

    Bir şehre eğer şiir yazılacaksa en güzeli İstanbul'a yazılır.
    Eğer bir İstanbul şiiri yazılacaksa illa ki 14 heceyle yazılır. (Y.Ö.)
    ...
    Bu şehri Stanbûl ki bî-misl ü bahâdır
    Bir sengine yek-pâre Acem mülkü fedâdır...(Nedim)
    ...
    Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
    Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…(N. F. Kısakürek)
    ...
    Örtün evet ey hâile…örtün evet ey şehr;
    Örtün ve müebbed uyu, ey fâcire-i dehr!...(Tevfik Fikret)
    ...
    Hani demiş ya Yahya Kemal, Ankara'nın nesini seviyorsun diye sorduklarında:
    -Istanbul'a dönüşünü seviyorum.
    Gençliğimi geçirdiğim İstanbul'un özlemi biraz olsun gidiverdi şiirinizi okuyunca.
    Ankara'ya da şiir yazasım gelmiyor hiç doğrusu.
    Yıllarca unutulmayacak, kalıcı bir ESER olan güzel İstanbul şiirinizi ve sizi yürekten kutluyor, saygılar sunuyorum. (İzninizle Antolojim listemde, +10)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (17)

Ünal Beşkese