GERÇEKLER UYUTMUYOR, UYUMAYALIM
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde başa gelebilecek en büyük tehlike, bir siyasi partinin, tek başına anayasayı değiştirebilecek ve yasa çıkarabilecek çoğunlukla iktidarda olmasıdır.
Zira bu durum, giderek çoğunluk diktasına ve özellikle bizde olduğu gibi, parlamenterlerin lider güdümlü olduğu meclislerde, sonunda liderin diktatörlüğüne uzanan bir yol açar.
Her görüşünde isabet, her sözünde keramet olduğuna inanan, ya da inandırılan liderler ve onların yağdaşları, sonunda sabrı tükenen halktan görmeye başlayacakları ilk direnişlerde, bu hareketlerin kötü niyetli örgütlü bozgunculuk hareketleri olduğu inancıyla, derhal devletin tüm güvenlik güçlerini kullanarak, en sert ve demokrasi dışı, hatta insanlık dışı önlemlere başvururlar.
Bu durum da, halkın yasalara, yönetenlerin de halka saygısının yok olması ve bir kaos ortamının doğması demektir.
Bundan sonrası, bu ortamdan yararlanmak için sinsice bekleyen güçlerin, halk desteğini kazanarak, kendi ideolojilerini ya da menfur niyetlerini gerçekleştirmelerini sağlar.
Esasen, kendi halkını karşısına alan her iktidar, sonun başlangıcına gelmiş demektir. Hele bu durumdan devletin silahlı güçlerini kullanarak sıyrılmayı umanlar, bu donu, hiç istenmeyecek şekillerde yaşarlar...
Buraya kadar anlatılanlar sadece teori olmayıp, bu ülkeye yıllarca kapanmayan yaralar açan, halkın gerçekten sevdiği tertemiz bir insanın, bir başbakanın ve arkadaşlarının asılmasıyla sonuçlanan. Cumhuriyet tarihimizin yüz karası bir ihtilal ile de gerçekleşmiştir.
O günleri bizzat yaşamış bir fert olarak, Yüce Allah'ın bu millete bir daha o günleri yaşatmaması, en halis dileğimdir.
Gerçi, bugünkü Türkiye'de iktidarlar, bu konuda kısmen tarihten ders almış gözükmektedir. Ancak, tarihten ders almak, sadece köpekleri salarken taşları bağlamaktan ibaret olmamalıdır.
Allah, bu yüce milleti, yabancı buyruklar doğrultusunda yönetilmekten ve hainlere kucak açanlardan ve demokrasinin sessizce diktaya dönüştüğü hasta rejimlerden korusun.
Son olarak, bu genel ifadelerden ayrıca, İstanbulda, Taksimde yaşanan olaylarla ilgili olarak bir iki cümle söyleyeceğim;
İstanbul, nice imparatorlığa başkentlik yapmış bir tarih, kültür ve doğa hazinesidir. Bu güne kadar, bu değerlere uzanan ellere sessiz kalan, uyumayı tercih eden İstanbullular, eğer gerçekten bu kutsal mirasa sahip çıkma bilincine ulaşmışsa, İstanbul aetık köpeklerin ziyafet sofrası olmayacak demektir.
Bu sözlerim, bu veya şu partiye veya her hangi bir iktidara yönelik değildir.
Vatanını, devletini seven herkes, bu sözlerde, kendisiyle ilgili bir şeyler bulur umarım
Ünal Beşkese
Ünal BeşkeseKayıt Tarihi : 1.6.2013 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kimden: uzungemici / cevat çeştepe (Bay, 63) Kime: old Tarih: 01.06.2013 21:33 (GMT +2:00) Altına imzamı atarım...Kaleminize, yüreğinize sağlık sayın Ünal Beşkese... ____________________________________________ Kimden: Canan Akpınar (Bayan, 48) Kime: old Tarih: 01.06.2013 21:38 (GMT +2:00) Yüreğinizden dökülen bu sözlere sonsuz teşekkürler. Dileğimiz demokratik bir ülkede, demokratik şekilde yaşayabilmek. Emperyalist güçlerin oyuncağı olmadan, eşit haklarla yaşayabilmek. dilerim geçmişte yaşanılan acı dolu günlerin yeniden yaşanmaması. Artık halkın sesini duyma zamanı. Ben dedim itaat edeceksiniz zihniyle hiç bir yere gidilemeyeceğinin anlaşılması.Saygılarımla _______________________________ Kimden: Deniz Aras 1 (Bayan, 46) Kime: old Tarih: 01.06.2013 21:47 (GMT +2:00) o güzel hisseden yüreğinizi kutlarım... _______________________________ Kimden: Şair Yusuf Değirmenci Tc (Bay, 68) Kime: old Tarih: 01.06.2013 22:27 (GMT +2:00) milletlerin uyanması için mutlaka iktidarların sert olması mı gerekiyor yeniyeniuyanşlar başladı mesele art niyetlilere meydanı boş bırakmamaktı iktidarda olsa terör örgütüde olsa meyadanı vatanın ısevener doldurmalı istekler insan yakışır olamalı tepklerde insanca olmalı _______________________________________
Dilerim ki, kardeşçe, saygıyla, sevgiyle, güzellikle, kırarak dökerek, ezerek, biber gazı ile değil, konuşarak, anlaşarak, dinleyerek, söyleyerek anlaşılır.
Bu güzel Türkiye'mizin çok düşmanı var. Onları güldürmeyelim, ekmeklerine yağ sürmeyelim.
Bir olalım, birlik olalım.
Hangi görüşte olursa olsun, insanlarımız, askerimiz, polisimiz, siyasetçimiz birbirine saygı duysun, birbirini düşman bellemesin. Kavga ile bir yere varılmaz.
Saygılar değerli kaleme... Tam puan.
Bu değerlendirmeyi; ülkemizde on yıldır iktidarda olanların ve antidemokratik uygulamaların bütün sorumluluğunu üzerine alan 'malum' istencin iyi okumaları gerekir.
Son beş gündür ülkemizin dörtbir yanında sokağa dökülen HALK'ı hiçe sayarak' Dediğim dedik,çaldığım düdük..' diyerek antidemokratik kararlar alıp yaşama geçirenlerin karşılarında büyük bir gücün olduğunu artık bilmeleri gerekiyor.
İncelikli bir biçemle alınan bu kroniğin bana dönük algıları bu yanıtı vermemi kaçınılmaz kılıyordu...
Bu toprakların vicdanından 'Atatürk' çınarını sökmeye kimsenin ama kimsenin gücü yetmeyecektir.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (4)