Yaşlılık mıdır sebebi bilmem, çağa yakışmadığımı hissediyorum.
En azından, mesleğim dahi, teknoljinin getirdiği nimetleri inkâr etmeme mani, ama götürdüklerini sindiremiyorum içime bir türlü....
Ve isyan ederim zamana, elimden aldıkları için... Ölüme sözüm yok, o Allahın emri de, güzellikleri neden süpürüp götürdü diye...
Bazen bir taş plâk koyarım gramofona, oturur, bir de sigara yakarım. Seslenmez mi o cızırtılı plâktan Eftalya Hanım; Biz Heybelide her gece...diye... Alır götürür beni başka zamanlara, başka zamanların İstanbuluna...
İşte, o zamanlara, hani İstanbulun İstanbul gibi olduğu yıllara...
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Sayın Beştepe İstanbul'u sizin kaleminizden okumak ne güzel teşekkürler.
İstabbul'u romanlardan tanıyıp aşık olan biri olarak ben de o eski İstanbul'u özlüyorum.
Şiirime eklediğiniz değerli yorumunuzdan dolayı çok çok teşekkür ediyorum.
Bu gün naçizane iki şiirimden söz edeceğim; vaktiniz olursa, 'Ay karanlıktan korkar mı' ve 'Aşık Sümmani'ye rahmet dileğimle' başlıklı şiirlerimi okumanız beni çok mutlu edecek.
Sanırım bilirsiniz benim tarzım değil şiirlerimden söz etemek, belki yeterli bulmuyorum o yüzden çekimser davranıyorum.
Arzu eden bi şekilde bulur okur düşüncesindeyim ne derece doğru bilemiyorum.
Bu gün özlediğim İstanbul'u o eski İstanbul'u gezdirdiz zarif ve mahir kaleminizle güzellikler yaşattınız ya daha ne olsun.
Ömrünüz uzun olsun!
Daha nice, nice yıllar şiirlerinizi okumak inşallah bize de nasip olsun diyorum.
Size müteşekkiriz eksik olmayın, varolun.
Güzel vakit geçirmenizi diliyor selam ve sevgilerimi sunuyorum hoşça kalın.
Üstadım, bu son derece güzel ve ehemmiyetli yazınızı çok önceden okumuş olmama rağmen, yorum yazmakta çok geciktim.
Güzel İstanbul'umuzun veya başka bir şehrimizin ortak derdi, üzüntüsü bu. Bir an geçmişi düşününce insan, güzel duygu ve hareketlerin nasıl bir erozyona uğradığına daha çok şahit oluyor.
Yaşımızın verdiği bir şey desem de olmadığını biliyorum. Çünkü biz komşuluğun, insan ilişkilerinin sağlıklı olanlarını, komşuların akrabadan ileri olduğu zamanları yaşadık.
İnsanların birbirine güvendiği, yakın olduğu bir yaşantı idi bu. Çocuklarımızı, evimizi büyük bir güvenle
komşularımıza emanet edebildiğimiz günlerdi.
İstanbul'u ilk defa 1963 yılında görmüştüm. Hayran olduğum bir güzellikti. Yine de çok güzel olmasına rağmen, sayın Ünal Bey'in anlattığı bir çok güzellik ve haslet yok olmuş durumda ki, bu da bizleri sonsuz müteessir ediyor.
Ne o güzel insanlar, komşular, ne o güzel köşkler, konaklar ve ne o güzel davranışlar kaldı.
Teknoloji birçok yenilik ve kolaylık getirirken, hem davranışlarımız, hem de sıhhatimiz bozuldu. Aileler kendi içlerinde bile yabancılaştılar. Sevgi ve saygı çok az bir kesimde kaldı belki ama çok büyük kayıplara uğradı.
Ne giyim zarafeti, ne nazik, nezaketli hitaplar kaldı. Duygunun, merhametin, yardımlaşmanın yerini para ve egoistçe davranışlar aldı.
Belki bu kadarı kötümser düşünmek gibi gelebilir ama, ben o insanları, o komşuları, o saygılı gençleri, vefalı, sadakâtli aileleri o kadar özlüyorum ki...
Dileğim her şey daha güzel olur. Bu konuda bir dediniz, bin ah işittiniz.
Öyle bir yaraya parmak bastınız ki, sızısını, bu günleri bilen herkes içinde duyabilir.
Sonsuz saygılarım ve teşekkürlerimle efendim. Allah sağlık ve güzellikler nasip etsin. Hâlenur Kor
Tam puan.
Maalesef her şeyi yıkmak alışkanlığımız İstanbul'u da kirletmemize neden oldu. Mesut Özbek
anlatılanlardan biliriz doğal olarak.O anlatılanları yaşadım yeniden
kutlarım
namık cem
Değerli dost.
Sevgili üstadım;
Şiirinizi beğeniyle okudum.
Harikaydı.
Kutluyorum + 10+
Yüreğinize salık.
Kaleminiz daim olsun.
Nice güzel paylaşımlar diliyorum.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum......
İstanbulun bugünkü suratına 'alın yazısı' niyetine yapıştırılacak kadar anlamlı, bir o kadar da usta kalem işi anlatımı ile hüzünlendirici bir yazı...O günleri tam olarak yaşayamamış olmama rağmen...Gene de bir zamanların Boğaziçi, bir zamanların Beyoğlu ve Erenköy köşklerinin canlı tanığı olabilmenin hüzünlü keyfini yaşıyorum.
Kaleminize sağlık sayın Ünal Beşkese... Kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta