Yaşlılık mıdır sebebi bilmem, çağa yakışmadığımı hissediyorum.
En azından, mesleğim dahi, teknoljinin getirdiği nimetleri inkâr etmeme mani, ama götürdüklerini sindiremiyorum içime bir türlü....
Ve isyan ederim zamana, elimden aldıkları için... Ölüme sözüm yok, o Allahın emri de, güzellikleri neden süpürüp götürdü diye...
Bazen bir taş plâk koyarım gramofona, oturur, bir de sigara yakarım. Seslenmez mi o cızırtılı plâktan Eftalya Hanım; Biz Heybelide her gece...diye... Alır götürür beni başka zamanlara, başka zamanların İstanbuluna...
İşte, o zamanlara, hani İstanbulun İstanbul gibi olduğu yıllara...
Anadolunun, bin yıllık Anadolu temizliğiyle, saflığıyla, dürüstlüğü ile, cömertlik, misafirperverlik ve üretkenlik örflerini yaşatarak yaşadığı, İstanbulun ise havasına, suyuna sinmiş bir Osmanlı Saltanatı asaletini, halâ korumaya çalıştığı yıllara...
İstanbulda yaşayanların İstanbullu gibi olduğu, kadınlara hanımefendi diye, erkeklere beyefendi diye hitap edildiği, dahası, kadınların gerçekten hanımefendi, erkeklerin de gerçekten beyefendi olduğu yıllara...
Arabesk müziğin, henüz ne Anadolumun yanık türkülerinin, ne de klâsik müziğimizin şâheserlerinin ırzına geçemediği, kadınlarımızın bluegean pantolon ve ciğerci sabolarına rağbet etmeye başlamadıkları ve kirli sakalla gezen erkeklerin yakışıklı ya da entel sayılmadığı zamanlardı o yıllar...
Hanımefendiler, mevsimine ve yerine göre, beyaz keten tayyör de giyerler, siyah tüllü şapkalar da takarlardı, beyefendiler ise fötr ve kravat bir günlük kıyafetin gereği olarak kullanırlardı.
Otobüse, tranvaya binerken, erkeklerin kadınlara, gençlerin yaşlılara yer vermesi, adeta mecburiyet telâkki edilirdi.
Halk kahramanlarının, Beyoğlunda atla gezmesi de pek düşünülmemişti o zamanlara kadar...Çünki, Beyoğlu, İstanbulun en kaliteli sinemalarının, mağazalarının ve lokantalarının bulunduğu, hanımefendilere, beyefendilere ait bir muhitti, atların dolaşmasına uygun bir mahal değildi.
İstanbullu zerafetinin en güzel bir örneği de Kadıköy vapurlarında yaşanırdı. Başka bir yazımda, müstakil olarak anlattığım bu yolculuklarda yaşananlar, iddia ederim ki, batı dünyasının hiçbir zaman ulaşamadığı bir uygarlık ve asalet sembolü olarak kalacaktır hatırlarda...
İstanbulda yerden mantar gibi bitmiş bilmem kaç katlı kule gibi apartmanlar yoktu, ama Erenköyde çamlık bahçeler içinde ahşap köşkler, Üsküdarda cumbalı konaklar vardı. O bilmem kaç daireli apartmanlarda yaşayıp, aynı çatı altındaki komşusunun ölümünden haberdar olmayan, olsa da cenazesine katılmayı bile külfet sayan insanlar yerine, komşusunun en küçük rahatsızlığında bir tas çorba ile yardımına koşmayı görev sayan sevgi dolu dost komşular vardı.
Kalorifer yoktu evlerde ama, şimdilerde kaybolan sevgiyi ısıtan sobalı odalar vardı.
Televizyon olmadığı için, ahlaksızlığın her türlüsünün halkın bilinç altına pompalandığı diziler yerine, o sobalı odalarda, radyo tiyatroları izlenirdi, çoluk çocuk hep birlikte, arada soba üstünde pişen kestanelerin, ya da mangalın külüne sürülen cezvelerde köpüklenen kahvenin keyfiyle...
Asfalt değildi sokaklar, ama o eğri büğrü arnavut kaldırımı sokakların iki yanında, erik, dut ve incir ağaçları ve daha da güzeli her yağmurdan sonra çocukların kâğıt gemiler yüzdürdüğü yağmur derecikleri olurdu.
Bilgisayar tutkunu, gözleri bozulmuş, benizleri sararmış çocukların değil, açık havada çember çeviren, misket oynayan, topaç döndüren, uçurtma uçuran hayat dolu çocukların...
Maçları bile yanyana seyrederdi İstanbullular, Fenerlisiyle, Galatasaraylısıyla ve İstanbul nezaketini en çok zedeleyen tezahürat, bir baba hindi temposuna sinerdi. Naklen yayın yoktu ama, sahaya atılan şişeler de, küfürler de yoktu...
Şimdilerde,üstündeki koca koca anten kalabalığıyla dev bir kirpiyi andıran
Çamlıca tepesi, o zamanlar isminin içeriğini açıklar görünümdeydi. Ya yemyeşil sırtlarından, kıyıdaki el oyası zerafetindeki yalılardan ne kadar güzellik kalmış ki bugünkü Boğaziçinde?
Martıların bu günki gibi, rızkını çöp tenekelerinden değil, kendi sînesinde aradığı, yunusların teknelere refakat ettiği bir Marmarası vardı İstanbulun, deterjan artıkları, mazot sızıntıları, tanker yangınları onun da sağlığını ve güzelliğini yok etmeden önce...
İşte ben hep o yılların İstanbulunu özlüyor ve ya bir taş plâkta, ya keyifle tüttürdüğüm bir sigaranın dumanında bulabiliyorum o sevgili şehrimi...
O GÜZEL ANILARI, İÇİMDE TAŞIYORUM
BAKMAYIN OTURDUĞUM YERE, ÜSTÜME GELMESİN ZAMAN
BEN HEP O AHŞAP KONAKTA YAŞIYORUM
Kayıt Tarihi : 14.5.2012 02:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kimden: Serap Yıldırım 1 (Bayan) Kime: old Tarih: 21.05.2012 15:05 (GMT +2:00) İyi ki varsınız..iyi ki bu güzellikleri uçundan yakalamış biri olarak,sizi öyle iyi anlıyorum ki..aynı iç acısını yaşıyorum çünkü...aslın nere diyenlere 6 -7 kuşak Istanbul'luyum dediğimde..yoooo aslın nere..yada o zaman Rumsunuz diyenler bile oluyor...sağlıcakla kalın..sevgimle ve saygımla. _____________________________________________ Kimden: Düş Yorgunu (Bayan, 50) Kime: old Tarih: 21.05.2012 16:53 (GMT +2:00) İstanbuldan uzak, istanbulu istanbul olarak yaşayanlardan dinledim ve bu yazınızla istanbulu geçmişiyle yaşadım açık ve net. ellerinize sağlık değerli Büyügüm sizin sözleriniz ve yazım diliniz benim dımağımda tarifsiz bir tat bırakıyor. Aynı şekilde yeni yazmış olduğunuz şiirde öyle, zevkle okudum.... Sağlık ve huzur dileyerek teşekkür ediyorum. _________________________________________________ Kimden: Meryem Akyıldız 1 (Bayan, 48) Kime: Grup: Edep Siz ve Şiir Tarih: 18.10.2013 21:48 (GMT +2:00) Ne desem şimdi bilemedim bu kadar güzel ve bu kadar gerçek duruşlu bu kadar İstanbul kokulu dizelere biz hep o ahşap konakta olalım hep ordan seyreyleyelim en iyisi İstanbul'u o gramofondan yükselen hicaz makamı şarkılar eşliğinde çünkü o sonsuz bir aşk..Saygılar sunuyorum hocam var olun... __________________________________ Kimden: Volkan Aksal (Bay, 33) Kime: Grup: Edep Siz ve Şiir Tarih: 18.10.2013 21:54 (GMT +2:00) insanın geçmişe olan özleminden çok, o eski içtenliğe, yardımseverliğe ve kirlenmemiş duygularla sevebilmesine ihtiyacı var herşeyi.. ama bu sis perdesi çoktan gözlerimize çekilmiş ve kayıp kişiler olmuşuz birbirimize..... ne güzel bir anlatımdı üstadım.. yüreğinize sağlık.. saygılar sunuyorum.. ______________________________________ Kimden: ZEYBEK HOCA (Bay, 61) Kime: Grup: Edep Siz ve Şiir Tarih: 18.10.2013 22:15 (GMT +2:00) İçim burkuldu Ünal Abi...... Başka ne diyebilirim? Düz yazıyı da gayet mükemmel bir üslupla, başarılı bir anlatımla yazdığınızı görme bahtiyarlığı dışında.......... İyi geceler Abi.. Teşekkür ederim paylaşımınıza........ ______________________________________________ Gönderen: Semra Kındır Alan: Grup: Edep Siz ve Şiir Tarih: 18.10.2013 23:27:00 Konu: Yn: İSTANBUL'UN, İSTANBUL GİBİ OLDUĞU YILLAR... Bir nostalji 'Yaşlılık mıdır sebebi bilmem, çağa yakışmadığımı hissediyorum. ' demişsiniz... ben de bu çağa hiç yakışmıyorum...aynı düşüncedeyiz yani... Paylaşımın konusuna gelince sadece İstanbul değil, her yer,her şey,herkes aynı değil...zaman zamanı bile mutasyona uğrattı artık...keşke bu değişimlere alışmak yerine hiç değişmesek... ilerledikçe geriliyoruz sanki... Şiir gibi paylaşımdı...anlatım çok güzeldi...saygılarımla teşekkürler efendim... __________________________________
![Ünal Beşkese](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/05/14/zzzzzl-istanbul-un-istanbul-gibi-oldugu-yillar.jpg)
İstabbul'u romanlardan tanıyıp aşık olan biri olarak ben de o eski İstanbul'u özlüyorum.
Şiirime eklediğiniz değerli yorumunuzdan dolayı çok çok teşekkür ediyorum.
Bu gün naçizane iki şiirimden söz edeceğim; vaktiniz olursa, 'Ay karanlıktan korkar mı' ve 'Aşık Sümmani'ye rahmet dileğimle' başlıklı şiirlerimi okumanız beni çok mutlu edecek.
Sanırım bilirsiniz benim tarzım değil şiirlerimden söz etemek, belki yeterli bulmuyorum o yüzden çekimser davranıyorum.
Arzu eden bi şekilde bulur okur düşüncesindeyim ne derece doğru bilemiyorum.
Bu gün özlediğim İstanbul'u o eski İstanbul'u gezdirdiz zarif ve mahir kaleminizle güzellikler yaşattınız ya daha ne olsun.
Ömrünüz uzun olsun!
Daha nice, nice yıllar şiirlerinizi okumak inşallah bize de nasip olsun diyorum.
Size müteşekkiriz eksik olmayın, varolun.
Güzel vakit geçirmenizi diliyor selam ve sevgilerimi sunuyorum hoşça kalın.
Güzel İstanbul'umuzun veya başka bir şehrimizin ortak derdi, üzüntüsü bu. Bir an geçmişi düşününce insan, güzel duygu ve hareketlerin nasıl bir erozyona uğradığına daha çok şahit oluyor.
Yaşımızın verdiği bir şey desem de olmadığını biliyorum. Çünkü biz komşuluğun, insan ilişkilerinin sağlıklı olanlarını, komşuların akrabadan ileri olduğu zamanları yaşadık.
İnsanların birbirine güvendiği, yakın olduğu bir yaşantı idi bu. Çocuklarımızı, evimizi büyük bir güvenle
komşularımıza emanet edebildiğimiz günlerdi.
İstanbul'u ilk defa 1963 yılında görmüştüm. Hayran olduğum bir güzellikti. Yine de çok güzel olmasına rağmen, sayın Ünal Bey'in anlattığı bir çok güzellik ve haslet yok olmuş durumda ki, bu da bizleri sonsuz müteessir ediyor.
Ne o güzel insanlar, komşular, ne o güzel köşkler, konaklar ve ne o güzel davranışlar kaldı.
Teknoloji birçok yenilik ve kolaylık getirirken, hem davranışlarımız, hem de sıhhatimiz bozuldu. Aileler kendi içlerinde bile yabancılaştılar. Sevgi ve saygı çok az bir kesimde kaldı belki ama çok büyük kayıplara uğradı.
Ne giyim zarafeti, ne nazik, nezaketli hitaplar kaldı. Duygunun, merhametin, yardımlaşmanın yerini para ve egoistçe davranışlar aldı.
Belki bu kadarı kötümser düşünmek gibi gelebilir ama, ben o insanları, o komşuları, o saygılı gençleri, vefalı, sadakâtli aileleri o kadar özlüyorum ki...
Dileğim her şey daha güzel olur. Bu konuda bir dediniz, bin ah işittiniz.
Öyle bir yaraya parmak bastınız ki, sızısını, bu günleri bilen herkes içinde duyabilir.
Sonsuz saygılarım ve teşekkürlerimle efendim. Allah sağlık ve güzellikler nasip etsin. Hâlenur Kor
Tam puan.
kutlarım
namık cem
Değerli dost.
Sevgili üstadım;
Şiirinizi beğeniyle okudum.
Harikaydı.
Kutluyorum + 10+
Yüreğinize salık.
Kaleminiz daim olsun.
Nice güzel paylaşımlar diliyorum.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum......
TÜM YORUMLAR (6)