Avuçlarımda yanağım
Düşüncelerimde anılarım
Ey inandığım Allah’ım
Kalbime sevgi koyansın
Bana aşkı anlatansın
Düşünce sevgi yoluna
Çarpılınca aşkın rüzgârına
Uymak zor kurallarına
Aklım aşkla kör oluyor
Mantığım aşkla iflas ediyor
Sevgi kalbe düşünce
Sevgim aşkı ateşleyince
Ne yaş, ne bilgi, ne tecrübe
Ne de akıl kalıyor bende
Evliymişim, evliymiş
Genç, yaşlı olgun dememiş
Düşmüşüm aşkın peşine
Hayatım oluyor artık harabe
Gecem gündüze, gündüz geceye
Karıştı artık geleceğim bilmece
Ve bana söylüyor aklı erenler
Topla aklını başına derbeder
Bak ahlak var, etik değerler
İnandığın din, Allah ne der?
Ben artık aşkın peşindeyim
Kalbime aşkı koyan sensin
İlahidir kalbimdeki sevgim
Aşk ve sevgi yolunda erdim
Aklımı kalbime verdim
Ayetlerinin gerçeğini bildim
Sözlerinin asıl gerçeğine geldim
Görünenden görünmeze erdim
Büyük aşkın önünde eğildim
Artık kurallarından bana ne?
Bana sevmeyi öğrettiysen
Bana aşkı, aşk olmayı öğrettiysen
Aşk yolunda günahtan sevaptan bana ne?
Bak dinine, kural kurallar
Onu yapma, bunu yapma sınırlar
Kurallarını âşık olmayanlar yapar
Aşk, âşık kendi kurallarını koyar
Ey Allah’ım kural aşktan ne anlar?
Kuralı koyanda, aşkı verende sensin
İkisi arasında çelişkiler içinde misin?
Ben ulvi yol olan aşkı seçtim
Verdiğin aşkı inkâr eder misin?
Verdiğin aşkla ben yanarken
Aşk yolunda kural tanımazken
Bana yoldan çıktın der misin?
22.10.2007 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 22.10.2007 07:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kadın erkek arasındaki aşk hakkında yazılanları okudum. Doğa, doğal güzellikleri anlatan, insana, doğaya aşkı konu alanları okudum. Tanrıya olan aşkı anlatılanları okudum. Şiirsel, roman, hikâye, ilim, bilim adına okuduklarımın özetinden, 1. Kadın erkek arasındaki aşk konularında, normallik yok. Bütün aşk konuları, toplumsal, insani, etik değerleri yıkıp geçiyor. Aile, toplumsal değerler. Çocuk ilişkileri, aşkın ürettiği yenidünyada yerini bulamıyor. 2. Varlığı, canı kutsal olan insan, aşk ateşiyle gözlerini, kulaklarını, aklını, mantığı aşkına köle ediyor. Hatta bazı uzantılar, insanın canını kıymasına kadar gidiyor. 3. İlahi aşk üzerine yazılanların içlerinde, Allah’a âşık olmanın uzantısı olarak, Allah’ın koyduğu kuralları yıkıp geçen, yerine kendi kurallarını koyan, Aşk. Sevgi adına yeni din üreten düşünceler almış başını gitmiş. Allah’ın gönderdiği ayetler, ayetlerin gönderdiği bilgiler, kurallar aşk adı altında düşüncelerden yaşamlardan silinmiş. 4. Siyasi, toplumsal değerler üzerine kurulan aşk / sevgi anlayışlarında, insanların, yasaların, insanlık değerlerin hiçbir anlamı kalmamış. KISACA: Aşk / sevgi konularını işleyen her söz, yazı, konu neredeyse tamamı, aklın, muhakemenin, etik değerlerin ürettiği tüm olgulara bir isyan olarak çıkıyor. İlahi aşk olarak işlenen konuların bazılarında ise, ilahi aşk kavramıyla önce Allah’ın diniyle koyduğu, insani, toplumsal etik değerler ve kurallar yıkılıp geçiliyor. Sanki Aşk / sevgi konuları, insanın benliğine, aşkına / sevgisine bencil bir hükümranlık anlayışı olarak ortaya çıkıyor. Tespitlerim tartışılabilir. Ancak tespitlerimin doğrulukları vurgulandığında, Aşkı / sevgiyi, temel insan / insanlık değerleriyle çakışan değil, çatışan olarak gördüğümüz zaman, mutlaka konuların algılayış ve yaşayış biçiminde yanlışlıklar vardır. Anladığım temel insan, insanlık değerleri bencilliklerden ötedir. Bu değerlerle çatışan her olgu bencilliğin göstergesi olsa gerekir. Sevgi, aşk kendi dışımızdaki varlıklara özgürlük vermektir anlayışından uzaktaki her olgu, temel insanlık değerleriyle çatışacaktır. Yaşamı, yaşamayı insana zindan kılan, insanı karanlıklara boğan, dünyada yaşamaktan çok ölüme yönlendiren olguların aşkla / sevgiyle algılanmasında olsa olsa insani bencilliklerin, yanılgıların öne çıkması olacaktır. Özelikle beni incelemelerimde hayrete düşüren, ilahi aşk olgularını öne sürenlerin, Allah’ın koyduğu kurallar bütünü bozan, kendilerine yeni bir din üreten olarak görmemdir. Hiçbir sevgi, aşk, çok sevdiğini söylediği varlığın haklarına, konumuna hakaret etme, O’nu çiğneme hakkı vermez. Ancak günümüzde Allah sevgisinden söz edip, Allah’ın emirlerini yaşamaktan utananlar çoktur. Yine Allah sevgisinden söz ederek, Allah’ın emirlerini yapma yerine, kendilerine göre yeni ibadet biçimleri üretenler çoktur. Bu tür olguların aşkla özümlenmesi, çözümlenmesi sadece insanların, aşkla / sevgiyle verme anlayışını değil, tersine aşka / sevgiye sığınarak kendi hükümranlığını ilan etmeleri olgusudur. Hani günümüzde çok gördüğümüz örnekler vardır. Âşıkların / sevenlerin bazı adımları vardır. Birinci adım, sevenler / âşıklar ilk önce aşkını / sevgisini karşısındakine kanıtlarlar. İkinci adım, sevdiklerinin dünyasında yer edinirler. Üçüncü adım, sevdiklerine karışmaya başlarlar. Dördüncü adım, sevdiklerine hükümran olmaya, onların iyiliğine onlar adına karar vermeye başlarlar. Beşinci adım, dedikleri yapılmazsa tehdit ederek hükümranlıklarını ilan ederler. Yanlış mı? Ben buna aşk veya sevgi demiyorum. Buna düpedüz bencillik / çıkarcılık diyorum. Aynı şekilde ilahi aşk olgusu ortaya koyanlarında aynı yoldan giderek.. Birinci adım, Allah’a duyduğu aşkı sevgiyi topluma kanıtlarlar. İkinci adım, aşklarıyla, sevgileriyle toplumda yer edinirler. Üçüncü adım, topluma aşkları / sevgileri adına karışmaya başlarlar. Dördüncü adım, Allah’ın dinini, inananları kendilerine göre ayarlayarak güya Allah’ın adına ve inananların adına, iyiliğine karar vermeye başlarlar. Beşinci adım, dediklerine uyulmazsa, yapılmazsa sapık ilan ederler. Onun için Rabbim kuranda apaçık insanları uyarmıştır. “Ne sevginiz, ne nefretiniz, ne de korkularınız sizi adaletten uzaklaştırmasın” “Akıl ederek, muhakeme ederek, doğrular / gerçekler üzerine hüküm ederek adil olunuz ki Rabbiniz sizi sevsin. Rabbiniz zulüm edenleri asla sevmez” İnsanlığın temel değerleri, akıl etmek, doğruyu yanlışı / iyiyi kötüyü muhakeme etmek, gerçekler üzerine hüküm vermekle sağlanır. Aklı, muhakemeyi, doğrular üzerine hükmü ortadan kaldıran aşk, Allah’ın insana verdiği aşk değildir. Zira Allah’ta hiçbir çelişki yoktur. Çelişki insandadır ve insan bencilliğiyle aşkı da, sevgiyi de eline yüzüne gözüne bulaştırır. Aşkı, sevgiyi bencil duygularıyla hükümranlığına dönüştürür. İnsan olabilmek, insanca davranabilmek gerçekler üzerine olabilmektir. Duygusallık alaborasında söylenmiş, güzel sözlerle süslenmiş değerlerin hiçbir anlamı yoktur.
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/10/22/zz-3-der-misin.jpg)
YÜREĞİNİZE SAĞLIK.
MUHABBETLE.
TAM PUAN
Kalbime sevgi koyansın
Bana aşkı anlatansın
O HERŞEYİ BİZE ÖĞRETEN DOSTUM
O
OL DEMEDEN HİÇ BİRŞEY OLMAZ
KALEMİNE YÜREĞİNE SAĞLIK
İkisi arasında çelişkiler içinde misin?
Ben ulvi yol olan aşkı seçtim
Verdiğin aşkı inkâr eder misin?
Verdiğin aşkla ben yanarken
Aşk yolunda kural tanımazken
Bana yoldan çıktın der misin?
Çok özel bir çalışma ve verdiğiniz bilgilerde çok güzel. Hepimizin okuması gerek diye düşünüyorum.
Kaleminizi ve yüreğinizi kutluyor saygılarımı iletiyorum.
Kalbime aşkı koyan sensin
İlahidir kalbimdeki sevgim
Aşk ve sevgi yolunda erdim
Aklımı kalbime verdim
Ayetlerinin gerçeğini bildim
Sözlerinin asıl gerçeğine geldim
Görünenden görünmeze erdim
Büyük aşkın önünde eğildim
Artık kurallarından bana ne?
ŞİİR ÇOK FARKLI ANLAMLAR TAŞIYOR GİBİ GÖRÜNSEDE BENCE TEK ANLAM YÜKLÜ.KESKİN,SİVRİ,TİLKİ KALEMİNİZ DAİM OLSUN.SAYGILARIMLA
Aşkı ikiye ayırmışlar:İlahi ve mecazi diye...İlahi aşk,malum,Allah'a duyulan aşk ki aslolan,gerçek olan,mutlak olan aşktır tasavvufta...
Mecazi aşk ise Allah dışındaki varlıklara duyulan aşktır.Bu sadece kadın-erkek duygusu olarak değerlendirilir ama bana göre ne bileyim paraya,mala,mevkiye,şöhrete...de aşk vardır.Aşk bir varlığa tutkuyla bağlanmaksa...
Bir insana veya Allah'a aşık olmasını beceremeyen -şanssız- insanlar nesne,kavram,ideolojilere aşık olurlar.Çünkü insanın tabiatında vardır bu,kaçamazsınız.
Aşkta akıl,mantık yoktur;tutku vardır...Aşkta kavuşmak da yoktur...Makama düşkün insan hep bir üstünü bir üstünü ister;paraya,şöhrete tutkun insan daha fazlasını ister;insana aşık olan eğer visal olursa aşkı biter;Allah'a aşık olan insan ölümü bekler 'şeb-i aruz' gibi veya bir başka varlığa bağlanır dünyada Allah'ı anarak...
Aşk bir hastalıktır;devası kavuşmaktır ama aslında kavuşmak da istenmez aşkta bitmesi korkusuyla...
'ışk derdiyle hôşem el çek ilâcumdan tabib
kılma derman kim helâkim zehr-i dermânumdadur' (Fuzuli)
Daha sayfalar yazılsa açıklanamaz...Bir sırdır,muammadır...
Sayın ağabeyim ellerinize sağlık;yüreğiniz ve kaleminiz dert görmesin...Tam puanla tebriklerimi ve saygılarımı sunuyorum...
TÜM YORUMLAR (26)