Sır saklamak her kişinin değil,
Er kişinin harcı.
Sırrını yaymayıp saklayan kimse,
İşini yoluna koymuş olur.
Sır kişinin esiridir.
Onu ortaya çıkarınca kişi sırrın esiri olur.
Bir sırrı devamlı saklamak,
İnsan ruhunu en çok olgunlaştıran şeydir.
Sır saklamak bir irade sınavıdır.
Bu sınavı kazanmayan,
Hayatta hiçbir sınavı kazanamaz.
Sırrını kimseye vermeyen
Herkesten üstün olur.
En ağır yük sır taşımaktır,
Aşk olsun taşıyabilene.
Her testi su tutmadığı gibi
Her insan da sır tutamaz.
Bir sırrın ucunu veren de,
Tamamını elinde tutamaz.
O halde düşmanının
Bilmesini istemediğin şeyi dostuna söyleme.
Dostunun günün birinde
Burnu eğilince düşmanın olmayacağını
Nereden bilebilirsin.
Ayrıca senin sırrına hiç kimse
Senden fazla şefkat gösteremez.
Evet, kendi sırrımızı kendimiz
Saklayamazsak başkaları bizim sırrımızı
Nasıl saklayabilir?
Başkalarının sırrını açıklamasını
İstemeyen insan,
Sırrını başkalarına açıklamamalı.
Huylarını her gelenin önünde açan,
Ahlakını her yere anlatan,
Sırrını herkese ifşa eden
Mutlaka söylediğine yenilir.
Fesatçının eline kendini kendisi vermiş olur.
Hz. Süleyman:
“İşlerini dostunla gör,
Sırrını kimseye açma,
Geveze adamlara,
Çocuklara ve kadınlara dikkat et”
Diye vasiyette bulunur.
Montaigne: ”Bana emanet edilen bir sırrı
Kutsal bir emanet gibi saklarım,
Ama sırları elimden geldiği kadar
Bilmemeye çalışırım” diyor.
İbn-i Mu’tez ise;
Açıklanmasını istemediğim,
Bana emanet edilen bir sırrı
Göğsüme yerleştiririm de
Göğsüm ona mezar olur”.
Mevlâ’na,
”İki kişiyi aşan,
Bir başkasına da söylenen her sır yayılır.
Her kime aşkın sırlarını öğretirlerse,
Onun ağzını söz söylememesi için dikerler”.
Ve Feridüddin-i Attar,
Sırlarını açıklayan kimselerden
Uzak durulması gerektiğini söyler.
İnsanı her yönden masum görmek
İsteyenin, sohbetinden hayır olmaz.
Kızdığı vakit sırrı açıklayanlar
Alçak kimselerdir.
Çünkü huzur ve sükûn anında sırrı gizlemek
Yaratılışın gereğidir.
Bir insan bir mecliste bir sözü söylerken
Etrafına bakınıyorsa o söz,
Dinleyenlere emanettir.
Emaneti açıklamak ihanettir.
Meclisler emniyet yeridir.
Orada konuşulanlar adam öldürme,
Irza taarruz ve başkalarının malına
Tecavüz olmadıkça dışarı çıkmaz.
İki kişi oturup konuşurken
Birbirlerine itimat ederler.
Birinin sevmediği şeyi diğerinin söylemesi
Artık helal olmaz.
Fakat bu durum kadınlar
İçin biraz farklılık arz eder.
Kadınların saklayabilecekleri tek sır
Bilmedikleridir.
Çünkü ne türden olursa olsun
Sır kadın kalbini zorlar.
En sıkı ve en samimi bağlar,
Bir sırrın meydana getirdikleridir.
Sözümüzü Azmi Baba’nın
Bir dörtlüğüyle bitirelim.
Sırr-ı eşyayı bilmektir keramet,
Mahlûkata iyilik etmektir ibadet,
Halûk ol, mahrum olma ilm ü fenden,
Tekâmül bence bunlardan ibaret...
Kayıt Tarihi : 19.7.2006 08:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.