Musdarip bir gönlü vardı,
Gülmeyi unutmuştu.
İç dünyasını çepeçevre saran ahı,
Bir türlü patlayıp gizlilikten ayrılamıyordu.
Dışa açılmayışı, daha uzun
Ürpertili günleri haber veriyordu.
Gözbebeklerinde gittikçe
Koyulaşan bir karamsarlık,
Sükûtu bozulmayan bir inadın habercisiydi.
Hiç umursamadan kederlerini
Dertleriyle baş başa bırakıp,
Bir çile yumağının içinde umutsuz,
Hayatından nefret eder biçimde;
Hüznü, efkârı, intizarı hesaba katmadan,
Eldeki hayatı en duru,
Katıksız ve etkisiz biçimde
Ondan zevk alarak yaşamak
Mümkün mü?
Anne sevgisi;
Öyle ölçüsüz bir kuvvete sahip ki,
Devletleri kuran ve yıkan güce eş değer.
Sevgi öyle bir sır ki;
Engin bir hoşgörünün dudağında,
En korkunç büyüleri çözen,
Taşlaşan kalpleri yumuşatan,
Fetheden.
Bulunduğu yerde huzursuzluğu barındırmayan,
Topluma; gerçek, katıksız, lekesiz,
Berrak bir özgürlüğü tattıran sevgi.
Kırık kalpleri onaran,
İsyanları bastıran,
Kinleri şefkat iklimine çeken
Sevgi.
Sihirli gücüyle hastalıkları yenen,
Mikropları zayıf düşüren,
İnsana, insanca yaşamayı öğreten
Sevgi.
Elle tutulamayan ancak gözlerin yakalayabildiği
Hislerin dokunabildiği ruhları kirden,
Fitneden arındıran
Eşsiz bir sihir
Sevgi.
Fakat ne gariptir ki;
Bazı sevgiler insanı rahatsız ediyor.
Dizlerinin üstünde ninni söylediği
Günden bu yana her şey
Bir şerit gibi geçiyor gözlerinden.
Bir melek kadar temiz,
Katıksız bir sevgiyle,
Kanatlarını yavrusunun üzerine gerişi
Hayrete düşürüyor insanı.
İşte bu eşsiz fedakârlığın
Sırrını yakalamaktı hedefim.
O nasıl bir kuvvet ki; asiliğe,
Hırçınlığa, üzüntülere reva
Görmeye rağmen hoş görüyor,
Alınmıyor.
O nasıl bir içgüdü ki,
Bütün vurdumduymazlıklara
Karşın yavrusuna şefkat ve
Sadakat halindedir.
Hiçbir varlık onu
Yavrusundan ayıramıyor.
Bunları görüyor musun?
Şu gördüklerin, asaletin gözyaşı.
Masmavi bir gözyaşının
Hayatta ki yegâne çizgileri.
Bir ananın terkedilmiş,
Horlanmış samimi ve içten duyguları.
Bu duygular bundan daha
Güzel ne ile ifade edilebilirdi?
Bu bütün analardan farksız
Bir ananın çığlığı.
Maddi - manevi nesi varsa elinden alınmış,
Güçsüz düştüğü,
Desteksiz, yâransız kaldığı
Bir zamanda sokağa terkedilmişliğin
Altın gözyaşı.
Bu akşam,
Daha bir başka anlamlı.
Güneş yine batı yakasına postu atıp,
Bilinmez dağların,
Meçhul tepelerin ardında
Kayıplara karıştı bile.
Yine arkasında kızıl meşaleler bırakıp,
Hicran örtüsü gibi duran
Gökyüzünün yaşmağına al al beneklerden
Nakışlar döküp dost edasıyla vedalaştı.
Umutların meşalesini karartmadan
Göz kamaştıran incilerini semaya serpip
Ruha karamsarlık veren karanlığa inat,
Taze bir günle yeryüzüne ”merhaba”
Demek vadiyle söndürdü kandilini.
İnsanın yapabileceği bir
Vefasızlık aklına geldikçe
Vicdanına bir hançer sokulması gerekir.
Bu acı, bazen rahatlatır insanı.
Hiç değilse hayatta yapabileceği
Haksızlıkların üzüntüsünü
Daha şimdiden hisseder, duyar.
Cemiyetin bu günlerde insanlığın
Değişmeyen kuralı gibi
Ortaya koyduğu yanlış değerleri
Yıkamamak kahretmiyor insanı.
Bunalımların sebebi bu.
Bunca tecrübe,
Aynı işi kişinin yavrusu
Tarafından kendisine yapmaya
Zorlayacak insanı.
Nöbet kendisine gelecek.
Sonra geleceğin kötü bir türküsü
Olarak kalacak dillerde.
Kayıt Tarihi : 21.4.2006 00:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zülfikar Yapar Kaleli](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/21/zy32-huznun-siginagi-mensuriye.jpg)
Dertleriyle baş başa bırakıp,
Bir çile yumağının içinde umutsuz,
Hayatından nefret eder biçimde;
Hüznü, efkârı, intizarı hesaba katmadan,
Eldeki hayatı en duru,
Katıksız ve etkisiz biçimde
Ondan zevk alarak yaşamak
Mümkün mü?
Üstadım tecrubeler kelimelere dökülmüş.hayat içinde bir öğüt olmuş.çok güzel..saygı ve muhabbetlerimle...
Aynı işi kişinin yavrusu
Tarafından kendisine yapmaya
Zorlayacak insanı.
Nöbet kendisine gelecek.
Sonra geleceğin kötü bir türküsü
Olarak kalacak dillerde.
Saygı değer sevgili hocam bu dünyada birer nöbetçiyiz ne mutlu o nöbetini güzel bir şekilde diğerine devredene hocam yaşam tecrübeniz mısralara yansımış bize ancak ders almak düşer kalemine yüreğine sağlık teşekkür ederim Allah razı olsun selam ve saygılarımla Tuncay Akdeniz
Dertleriyle baş başa bırakıp,
Bir çile yumağının içinde umutsuz,
Hayatından nefret eder biçimde;
Hüznü, efkârı, intizarı hesaba katmadan,
Eldeki hayatı en duru,
Katıksız ve etkisiz biçimde
Ondan zevk alarak yaşamak
Mümkün mü?
Siz daha tecrübelisiniz hocam..Mümkün mü?
Selamlarımla
Bütün anne babalar evlendirdikleri çocuklarını kendilerine çekmek istiyorlar. Önceden evlenen kız koca evine giderdi şimdi erkekler hanımların evlerine gidiyor. Böylece karmaşa, saygısızlık sevgisizlik oluyor.
Oysa dört atanın hakkı bir demişlerdi bana. Ama gördüğüm evliliklerde sadece bir taraf kollanıyor.
Durumu, sağlığı, görüntüsü ne olursa olsun ailelerimizi başımızın üzerinde taşımalıyız. Ana-baba hakkı ödenmez çünkü. Yüreğimizin bütün enginliğiyle kucak açabilelim onlara...
Teşekkürler ağabey. Selam ve saygıyla..
TÜM YORUMLAR (6)