zy03) En Büyük Devlet -Mensuriye-

Zülfikar Yapar Kaleli
862

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

zy03) En Büyük Devlet -Mensuriye-

Ömrün güzel günleri geçti,
Akşam yaklaştı.
Bu beden toprağına fırtınalar düştü.
Gençlik ateşine su yürüdü.
Saçlar kırağı rengine boyandı.
Biz hâlâ uyku sarhoşuyuz.
Artık o kahramanlık hayallerinden geçmeli,
Gençlik adetlerini bırakmalı.
Bu gelen ihtiyarlık demleridir.
Gamla yaralanmış gönüller artık,
Bulaşık ve karmaşık işlerden temizlenmeli.

Akıl perişan, fikir dağınık,
El işten, ayak yürümekten aciz.
Artık toprakla aramızda
Sıkı bir ilişki başlamıştır.
Ebedi rahata kavuşmak için ayaklar
Biraz daha çukura yaklaşmaktadır.
Bu kirli devreden sonra başlayan
Temizlik çağında, daha rahat bir hayat yoktur.
Lâl Hasanın pınarı gibi ılık gönül soğumaya,
Yanaklar Silto’nun taze lalesi gibi
Sararmaya başladı artık.
Saçlardaki karalarla beyazlar
Birbiriyle savaşmak için ileri atılmış
Düşman ordularına benzemiş,
Artık iki renkli saç taşıyan pirlere dönmüşüz.

Gece var, gündüz var.
Gençlik çağları bize
Bir şeyler öğretmiş olması gerekir.
Cihanda bizden daha taze niceleri vardı.
Onlar kendilerini asla
İhtiyar olmayacaklarını sanırlardı.
İşte yanaklarının gül rengini
Hazan rüzgârları soldurdu.
İhtiyarlık baş gösterince gençlik çekip gider.
Geride sadece:
Mal hırsı,
Servet hırsı,
Devlet hırsı kalır.
Devlet denilen şey eğer;
Cemşit devleti gibi kırkından sonra gelen
Devletse neyleyim.

Bu ak saçlarda umutsuzluk halidir.
Gençlik ayıp kabul etmez.
Güzellikle gençliğin,
Hiç kimseye mülk olduğu görülmemiştir.
O babama kalmadı, bana uğramadı,
Sana da kalıcı değildir.
Gençlik hep gafletle geçmesin.
Asıl acınacak husus buradadır.
Elden giden Kenan’ın Yusuf’u olursa
Kaybedene çok ama çok acı verir.
Gençlik denilen şeyin ne olduğunu anlamaya
Ne fırsatımız, ne zamanımız,
Ve ne de imkânımız olmadı.
Gençliğin sadece yakıcı bir ateş
Olduğunu hissettik, o kadar.
Fakat ne olursa olsun gençlik
Hayatın tadı, ömrün sultanıdır.
İhtiyarlık herhalde ömrün acı yanı olsa gerektir.

Taze fidan, taze sürgün bağın süsüdür.
Kartlaşınca ondan sadece odun olur.
Taze sürgünden taze güller çıkar.
Kuru odun yanmaya, kül olmaya mahkumdur.
Boşluğu dolduran havanın nasıl rengi yoksa,
Sevgilerinde bir buğday tanesi kadar
Ağırlığı yoktur.
O halde taşımaktan yorulmamalı, bıkmamalı.

Gece ve gündüz gibi olmak,
Yüzü ak, gönlü şen yapmaz.
Bizde bu karalık ve beyazlık,
Bu renkten renge girme olduğu sürece
“Zalim ve cahil” damgası alnımızdan
Eksik olmayacaktır!
O zaman su gibi kendi ciğerimizin kanını içer,
Ateş gibi kendi gönlümüzü yakarız.
Böylece toprağın ekmeğine
Yağ süreriz. A gülüm! !

Zülfikar Yapar Kaleli
Kayıt Tarihi : 5.5.2004 14:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nigar Adak
    Nigar Adak

    Hayatin icinden dizeleriniz yine cok güzeldi sayin Kaleli.. Gercekleri güzel ifadelerle dile getirmissiniz.. Siiri okumak haz veriyor.. Kaleminize saglik, sevgilerimle: Samanyolu (Nigar Yildiz)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Zülfikar Yapar Kaleli