Nice hazanlardan ilkbaharlar çıkartmışım ben,
Nice çiçekler derlemişim hazan viranelerinden
Ve nice güz gülleri koklamışım o vurgun yemiş bahçelerden...
Tiryakisi olduğum gökkuşaklarında sevişmelere kavuşmak için
İliklerime kadar ıslanarak beklemişim nice sağnaklarda
Ve göğsümü bağrımı açmışım nice fırtınalara
Deli rüzgârlara yüklenmiş sevdâ kokularını soluyabilmek için.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bunca yaşanmışlıklar bunca güzel hatıralar şairime ahh! dedirtiyor.. ama sonunda ki hayattan bezmiş bir ruh halini Ünal hocama yakıştıramadım..
ama ama amaa final harika.. siz hep yazın Ünal hocam ben daimi okuyucunuz olarak çok mutluyum..
Çok güzel...son satır finaliyle muhteşem Sn:Beşkese,yüreğinize ellerinize sağlık efendim.Sonsuz saygımla
Geçmişe duyulan özlemin şiir... Muhteşem bir final. Şiirlerinizi okumak çok keyifli. Çok beğendim. Kaleminiz daim olsun. Sonsuz saygılar..
Gönülden kutlarım kaleminize sağlık
Mesut Özbek
kutlarım
namık cem
Şimdi gönlüm, dalgasız, fırtınasız âsude bir deniz kıyısı gibi;
Geceleri sakin denizde, mehtaba dalıp maziye gidiyorum
Ve tek derdim var; denizin getirdiği
Ölü balıkların ve çürümüş yosunların kokusundan nefret ediyorum...
Ünal Bey,
Güzel bir çalışma olmuş....yüreğine sağlık..Kutlarım üstadımı...
Nice şiirlere...
şiir çok güzel, bu kanıya varmak için şiirin içinde yaşamak gerek ki, onu da okurken okumuyor, yaşıyorsunuz zaten..finale diyecek söz bulamıyorum, harika.. yürekten kutluyorum Ünal hocam..
kutluyorum üstadım kaleme yüreğe sağlık şiir tadında kalın. yürek sesiniz hiç susmasın...
Özleyip ilk sevgiliyle geçen günleri, ümitle seslensem dağa, taşa
.........Abbas da, benim için gitmez ki bu saatte, taa Beşiktaşa....
bu sözler çok şey anlatıyor aslında saygımla kutluyorum değerli kalemi saygılarımla
Özleyip ilk sevgiliyle geçen günleri, ümitle seslensem dağa, taşa
.........Abbas da, benim için gitmez ki bu saatte, taa Beşiktaşa....
Kaldı mı ki Abbas kadar körükörüne bağlı,kendini emireri sanan vefalı dostlar ?...
Şimdi gönlüm, dalgasız, fırtınasız âsude bir deniz kıyısı gibi;
Geceleri sakin denizde, mehtaba dalıp maziye gidiyorum
Ve tek derdim var; denizin getirdiği
Ölü balıkların ve çürümüş yosunların kokusundan nefret ediyorum...
Her nimetin bir külfeti oluyor istemeskte. Gülü seven dikenine katlanmaz mı üstadım?...
Bu şiir ile ilgili 37 tane yorum bulunmakta