'Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden...' (*)
Utangaç gülüşlerini topladım bir hazan bahçesinin solgun çiçeklerinden,
Kuru dallarda sallanan sararmış yapraklarda mahsun bakışlarını gördüm,
Ve bir güz gülü, bülbülün hasretinde, boynunu bükmüş....
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
' Çoktan unuturdum ben seni çoktan
Ah bu şarkıların gözü kör olsun.... '
Öyle güzel ki eski şarkı sözleri ve şarkılar. İnsanı alıp başka iklimlere götürüyor adeta. Hele de böyle güzel bir şiirin içinde geçiyorsa o şarkının dizeleri, önünüzde şiir, fonda şarkı. Doyumsuz bir sanat ziyafeti. Kutluyorum Ünal hocam.Okumak büyük zevkti...Davetiniz için teşekkürler...Saygımla...
Hazan bahçelerinde büyüyen hüzün çiçeklerinin kokusu sinmiş şiire..Ayrılığın acı gürültüsü şairin yüreğinde..
Geceme gelen bu içli şiir ve şiir yüreğinizi kutluyorum.. Özlemişim kalemin derin sesini.. Sonsuz saygılarımla.
şiir yürek gibi coşmuş kutluyorum yüreğinize sağlık tam puan ile selamlıyorum sizi ve güzel şiirinizi.+ ayrıca siz değerli hocam Ünal beyefendi kurban bayramınızı kutlar sevdiklerinizle mutlu umut dolu güzel bir bayram dilerim...
Utangaç gülüşlerini topladım bir hazan bahçesinin solgun çiçeklerinden,
Kuru dallarda sallanan sararmış yapraklarda mahsun bakışlarını gördüm,
Ve bir güz gülü, bülbülün hasretinde, boynunu bükmüş.................../Siirlerinizdeki o sihirli hava,bu siirinizdede hemen kendini hissettirdi,öylesine birbiriyle uyumlu,ahengli dizelerki,insan okurken, sanki siire bütün sazlarin oldugu büyük bir orkestra eslik ediyormus hissi veriyor.O derece keyif veren böyle bir siiri ve sizi yine candan kutluyor,esenlikler diliyorum.Selam ve saygilarimla.
Onu, ellerin diye, öpe okşaya avcumda tuttum...tuttum...
Islanmış özlemlerimi ellerinde kuruttum
Dalıp gitmişim öyle...
Zaman beni unuttu, ben zamanı unuttum....
Tükenip sensizliğin bitmez gecelerinden,
'Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden...'
__________Yüreğinizin sesi ve güçlü kaleminiz daim olsun Ünal hocam ,Keşke zaman bizi biz zamanı unutabilsek . Şiirlerinizde o unutulmayacak anların güzelliğini yaşatıyor ..Kutluyorum yürekten Saygılarımla Ant10
Sonra bir küçük serçe kondu avcuma,ellerin gibi narin
Kadife kanatları ellerin gibi yumuşak, ellerin kadar sıcaktı
Sevdamı anlattım ona uzun uzun,
Uçmadı, dinledi beni, dokunsam ağlayacaktı. ------ Hocam sevgi diliyle yazılmış bütün şiirleriniz çok güzel ancak burada artı birde gönül dili de var bu şiiri dahada anlamlı hala getiriyor kutlarım saygılar sunarım .
Ünal Bey;
Türk Sanat Müziğinin eşsiz eserlerinden esinlenerek, onları aratmayacak güzellikte, ahengi, ritmi ve geçirdiği hoş duygularıyla mükemmel bir şiirdi okuduğum...
Tebrik ve takdirlerimle... Tam puanla kutlarım Kardeşim... Saygılar, selamlar...
= Özel bir hayranlık gerektiren, anlamlı ve düşünceden duyguya uzanan bir tad....Etkilendim, teşekkürler..
Sema.
MUHTEŞEM +10
Tebrikler
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta