Neye yarar cânansız can. ayrı düşmüş sevdiğinden
Hazan vurmuş sevdâm yanık, bir haber yok geldiğinden.
Seni ister, seni bekler, medet ummaz başka şeyden
Hicazkârdan bir taksimdir şimdi gönlüm, dertli ney'den...
Gül ki gönlüm gülüşünde bulsun taze umutları,
Gül de dağıt, ufkumdaki şu kapkara bulutları.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gönülden kutlarım kaleminize yüreğinize sağlık
Mesut Özbek
Başarılı, duygu yüklü dizelerinizi kutluyorum. Tam puan... Sevgiler, sonsuz başarı dileklerimle...
Gül ki gönlüm gülüşünde bulsun taze umutları,
Gül de dağıt, ufkumdaki şu kapkara bulutları.
Bir şarkısın yüreğimde, güftesinde, bestesinde
Kanatları kırık bir kuş, seni dinler kafesinde...
Sabah-akşam seni düşler, seni söyler, seni dinler,
Gelmezsin âh, gece- gündüz hasretinle seni inler.
O sensizken, yalnız bir hiç,sen canısın, cânânısın
Kafesi boş bırakırken, sesinde son figânısın.
Sevgili dost,
Bu güzel ve anlamlı çalışmanızı severek okudum.
Kutlarım değerli dostumu.....Emeğinize,yüreğinize sağlık...
Güzeldi......Başarınız daim olsun....şiirle kalın...
Saygım emeğinize ve sizedir......
ne çok sevilmiş, değer görmüş sevilen, gönül verilip bağlanılmış yar'a ama sonra ümidim yok diyor şair.. bel bağladığı sevdikleri hep terkedip gidince artık gönül yorgun diyor..
en son gönlünü verdiği sevdiğinden adeta sevgi dileniyor.. kutluyorum Ünal bey..
Muhabbeti bu kadar derinse sevilenin, elbette 'son vurgun' çok acıtır, inletir seveni...
Aruz vezni mi bilmem ama bana verdiği tad, öyleydi... Yine çok hoş, nağmesi içinde bir şiirdi..
Kutlarım Abi...
Güz vurgunu bahçemdeki açıveren gülümsün sen,
Gelişinle hayatımdın, gidişinle ölümsün sen.
Bir perîşan haldeyim ki, gönül harap, yürek yorgun
Ümidim yok, beni benden alıp gitti bu son vurgun...
yazan yüreğe kaleme sağlık yürekten kutluyorum.. şiir tadında güzellikler diliyorum....
tüm hece şiirleriniz gibi SON VURGUN da lezzet dolu bir şiirdi. severek ve hazla okuduğum müstesna bir 16 lı...tebrikler ve saygılarımla...HŞT...+10
Hicazkârdan bir taksimdir şimdi gönlüm, dertli ney'den.
Herşeyden önce ben bu mısraya takıldım sanki şiirin özeti gibi duruyor hicaz makamı ikindi vakitlerinde ruha tevazu alçakgönüllülük aşılayan bir makamdır ruha olan etkisi böyle açıklanır ki makamların ruha etkisi kesinlikle vardır..Belkide bu sevdayı böyle tevazu böyle içtenlikle anlatan şiiri etkilemiş de olabilir mi bir gerçek var ki sizin şiirleriniz de bahsettiğim tevazu başta olmak üzere aşka sevdaya dair hangi duygu varsa hepsini büyük bir ihtişamla içinde barındırıyor..Bu Sonbahar Vurgunu'...Selahattin İçli'nin bu güzel eserini bu şiir üzerine de dinlemenin tak vaktidir diyerek kutluyorum hocam saygılar sunuyorum...
Ünal hocam her vurgun insanı yeniden başlatır resetler... dilerim dönüşünü de görürsünuz düğun olur, saygılarimls kutluyorum o usta kaleminizi.++
Ustaların ustasından 16 heceli nMurabba tipinde güzel bir şiir. Harika bir şarkı sözü olur. Tebrikler muhterem Dostum 10 Ve +Ant.
Selam, sevgti ve saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 55 tane yorum bulunmakta