Kadıköy vapurlarıyla yapılan eski yolculuklar ve bu yolculukların iki ucundaki iskeleler, özellikle eski Kadıköylülerin unutamadığı nostaljik anılardır.
İstanbul nüfüsunun sadece ''yüzbin'lerle ifâde edildiği 1940 lı yıllarda ''Boğaz Köprüsü'' henüz bir hayâlden ibaretti ve şehrin iki yakası arasında yolculuk yapacak kişiler için deniz yolu, tek ve zorunlu yolculuk güzergâhı durumundaydı. Bu nedenle, kentin iki yakasını birleştirmek, ancak''Şehir Hatları İşletmesi'' nin gemileriyle mümkün olmaktaydı.
Kadıköy yolcusunun sayı ve kalite itibarıyla bilinen üstünlüğü nedeniyle, Şehir Hatları İşletmesi de, ''Heybeliada'', ''Moda'', ''Suvat'', ''Ülev'' gibi en yeni ve en modern gemilerini bu hatta tahsis ederdi.
Bu gemilerin yolcularını, öğlen saatlerinde genellikle Beyoğlu'na alışverişe veya sinemaya giden şık hanımlar, akşam üzerleri de lâcivert üniformalarıyla okuldan dönen azınlık okullarının öğrencileri oluştururdu.
Bu gemilerin alt kıç güverteleri ve üst kıçüstü açık güverteleri 'lüks' mevki sayılır ve burada yolculuk edenler bir fark ücreti öderlerdi.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Çok keyif verici ve sizin de dediğiniz gibi o günleri kıyısından-köşesinden yakalamış olan bizler için de 'gözleri nemlendiren' bir paylaşım...
İstanbul, bütün elden çıkardığı zenginliklerine rağmen gene de eski bir saray sultanı asalet, güzellik ve zenginliği ile ayakta ...
Yüreğinize, kaleminize sağlık sayın Ünal Beşkese..
Geçmişi anmak bazenhayali cihan'a değiyor paylaşım için teşekkürler
Mesut Özbek
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta