zwb Kader Denen Ejderha

Ünal Beşkese
1008

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

zwb Kader Denen Ejderha

Gülistanın bağrını hep ayrık otu bürümüş,
Yazdan kalma bir gonca gül, dal üstünde çürümüş,
Yedi kollu bir ejderha, bir hışımla yürümüş;
Güle vurgun bir bülbülün söküp almış canını....

O gülistan bir çöl olmuş, diken dolu bir vaha...
'Kader' denen sevgi bilmez ve affetmez ejderha
Emip gitmiş, sevmesinler diye sanki bir daha
Hem bülbülün, hem de gülün sevdâ rengi kanını...

Kış güneşi, hayat vermez,ümit vermez, can vermez,
Bir sis basmış ki bahçeyi, ışık girmez,renk vurmaz.
Ejderhanın eli midir, acımadan, hiç durmaz
Zaman doldu diye çalar saatlerin çanını...

Kader neden keder yazar,her sevdâya, hep,niçin?
Öyle zor ki anlatması bu masalı, dil için.
Çaresiz bir bekleyiş bu,bülbül için,gül için
Ejderhanın emrettiği o ayrılık ânını...

Ünal Beşkese
Kayıt Tarihi : 9.4.2010 13:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kimden: Bekir Oflaz Mistikbalim (Bay, 34) Kime: old Tarih: 09.04.2010 16:08 (GMT 2:00) kim allahın yol gösteren mesajlarına uyarsa o sala bedbaht olmaz' bu allahın sözü olduğuna göre ejderhayı büyüten ve ona başlar(put) takan biziz hocam... _CEVABIM:..................................................................... Güzel kardeşim, Ben,burada,'ejderha' diye kaderi kasdettim.Kader alın yazımızdır,onu da Cenâb-ı Allah yazar zaten... Put ise hâşâ... saygılarımla, Ünal Beşkese _____________________________________________________ Kimden: Âşık Çağlari Muammer Çalar (Bay, 45) Kime: old Tarih: 10.04.2010 00:46 (GMT 2:00) çok güzeldi paylaşıma teşekürler saygılar ______________________________________________- Kimden.Sevda Çiçeği Kime: old Tarih: 10.04.2010 22:24 (GMT 2:00) ''Kader neden keder yazar, her sevdâya, hep, niçin? Öyle zor ki anlatması bu masalı, dil için. Çaresiz bir bekleyiş bu, bülbül için, gül için Ejderhanın emrettiği o ayrılık ânını... '' Allah ayrılıklar vermesin efendim. Sizin şiirlerinize aşk ve sevgi yakışıyor. Hüzün dolu satırlar, mısralar olsa bile... Ama yine de hep mutlu ve bahtiyar olun. Gönülden kutluyorum. İçimizi bir sızı sarsa bile... Ben de ilâve etmeden duramadım efendim: Sanmasınlar ayrılırlar çan çalınca gül, bülbül, Rüyâ gibi uzanırlar sarılıp da pembe tül, Sunarlar hep demet demet meleklere gül, sümbül, Sevdikleri sevinç ile sarıverir yanını... Ayrılmazlar biliyorum mahşerde de sevenler, Ebedîdir orda sevgi yok dizini dövenler, Böyle sevgi görülmemiş diye aşkı övenler Anlatırlar, sevenlerin aşk diliyle şanını............Sevda Çiçeği... ____________________________________________________

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mine Gültepe
    Mine Gültepe

    Gülistanın bağrını hep ayrık otu bürümüş,
    Yazdan kalma bir gonca gül, dal üstünde çürümüş,
    Yedi kollu bir ejderha, bir hışımla yürümüş;
    Güle vurgun bir bülbülün söküp almış canını....

    ___Şiiri henüz adımlamaya başladığımda o çok bilindik deyiş geldi aklıma; 'ayrılık, ölümden beterdir...' Yürekte 'gül' gibi oldukça narin bir çiçeğin bakımını üstlenmek, her insanın harcı değildir.

    Kaldı ki bunu insana uyarladığımızda; kişinin kendinden farklı olduğu kadar çok da yakın bir başka insana hissettiği 'sevgi'nin, örselenmeden ve dağıtılmadan sürdürülebilir olması, çok daha zorlu bir sürece bakar.

    Bu yüzdendir ki bülbülün gül'e aşkı, şiir dünyasına sıkça konuk olur. Gül'ün yapısal özelliğinde bulunan 'diken' olgusu, bülbül'ün 'varoluş' mücadelesinde yaşadığı zorluklara adeta bir örnektir. Ayrıca bülbül'ün hayvanlar alemindeki naifliği gül'ün narinliği ile de birbirine denklik sağlar.

    Bu durumun insana uyarlanışı, çoğunlukla sevginin 'ayrılık' boyutuna dahil edilerek gerçekleştirilir. Şairimiz de içselini okuyucusuna çok daha doğru ifade edebilmek için bu yolu seçmiştir. Çünkü gül ile bülbülün öyküsü, yaşadığı coğrafyada az veya çok bilinmektedir. Yani kalem bu tercihle bir yandan öznelini paylaşırken, diğer taraftan da başka insanların duygu dünyasına yakın duruşunu kanıtlamıştır.

    Dizeler hüzünlü bir akışta ilerlerken, ürkütücü bir unsurun varlığıyla karşılaşıyoruz. 'Yedi kollu bir ejderha' tanımlamasında, ayrılığa sebebiyet veren bir durum olduğu aşikardır. Ama henüz
    şairimizin, 'ejderha' kimliğiyle bizlere aslen neyi işaret ettiğini bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey;
    bu sevginin üzerine olanca yıkıcılığıyla yürümüş bir gücün varlığıdır.



    O gülistan bir çöl olmuş, diken dolu bir vaha...
    'Kader' denen sevgi bilmez ve affetmez ejderha
    Emip gitmiş, sevmesinler diye sanki bir daha
    Hem bülbülün, hem de gülün sevdâ rengi kanını...

    ___Yıkılan her yapı geride sadece müthiş bir toz yığını ve parçalar bırakır. Doğal olarak afet olarak adlandırabileceğimiz bu durum, gül bahçesi kimliğindeki 'sevda'ya da ağır bir yokoluşu
    beraberinde getirir.

    Şairimize göre, nesli tarih öncesi çağlarda kalmış olan ve genellikle hafızalarımıza 'yokedici' yanıyla geçen ejderha, kaderin ta kendisidir. Ve yine kaleme göre kader, hiçbir zaman sevgiden yana değildir. Öyle ki onun olduğu yerde sürekli bir kan akışı vardır ve bu akış çoğunlukla ölüme dairdir.



    Kış güneşi, hayat vermez,ümit vermez, can vermez,
    Bir sis basmış ki bahçeyi, ışık girmez,renk vurmaz.
    Ejderhanın eli midir, acımadan, hiç durmaz
    Zaman doldu diye çalar saatlerin çanını...


    ___Gelişme bölümünün bu kısmına değinmeden önce şiirin, bölümler arası ve bütünlükteki ses olgusunu biraz inceledim. Gördüğüm şu ki; kalem, sesi bir nehire bırakmış ama elini üstünden çekmemiştir. Hatta ayrılık temasını cebinden hiç çıkarmadan, ses'le birlikte akıp gitmiştir.

    Bölümü incelediğimde ise; çiçeklerin diliyle konuşan şairimizin, örneklemede genellikle soğuğu ve çaresizliği yaşatan kış mevsimini aldığını görüyorum. Bunu yaparken de gerçeğin somut yanını dile getirmiş olması, okuyucusuna katkıdır diye düşünüyorum.

    Diğer taraftan şairin kadere olan serzenişinde içsel sancılarını biraz daha tutuşturduğunu
    görmek olasıdır. Ve zamanı tanımlamakta kullanılan 'saat' nesnelinde, sevginin tükeniş sesi vurulur.



    Kader neden keder yazar,her sevdâya, hep,niçin?
    Öyle zor ki anlatması bu masalı, dil için.
    Çaresiz bir bekleyiş bu,bülbül için,gül için
    Ejderhanın emrettiği o ayrılık ânını...



    ___Giriş dizeleri bizlere bir durumun 'direkt' habercisiydi. Gelişme bölümünde ise duruma yol açan öznenin varlığı tanımlanıyor ve bir bakıma onun üzerinden de tespitlere varılıyordu.

    Şimdi ise finaldeyiz... Peki bunca tanımlanması ve tespiti yapılmış olan kader olgusu, şu an'a dek neden sorgulanmadan bırakılmıştır?

    Elbette her soruda olduğu gibi her cevap da görecelik taşır. Ama sözkonusu bir şiirse, üstelik şiir paylaşımlarının, kendimizle birlikte başka insanların da gelişimi yönünde önemli bir potansiyel olduğuna inanıyorsak (ki şahsen bu amaçla burda olduğumu açıktır) doğru veya yanlış olsa da karşılıklı fikir üretmenin kaçınılmaz olduğuna inanıyorum.

    Dolayısıyla bana göre şairimizin bu sorgulamayı finale bırakmış olması, 'teslimiyetçi
    bir ruh hali'ne yakın düşüyor. Kaldı ki bölümün üçüncü dizesine alınmış olan 'çaresiz bir bekleyiş' ifadesi adeta bunu teyit eder durumdadır.

    Ayrıca bu sorgulamanın okuyucunun duygu dünyasına da bir gönderme olabileceğini düşünüyorum. Çünkü sevgi, sorgulamadan uzak tutulduğu zaman anlamsızlaşır.

    Ama çok daha önemlisi, insan ilişkilerinde sevginin varlığı kadar yokluğu da kesinlikle özenli bir bakım ister.
    Kişi, nasıl ki sevdiğinde 'kabullenişi' kabul ediyorsa, ayrılıkta da bunu başarmak zorundadır.

    Bu çok ağır ve zorlu bir süreçtir ama bir başka insanın yaşamsal hakkını görebilmesi için bunu başarması şarttır. Ayrıca bu başarı, kişinin yaşamına kaldığı yerden devam edebilmesine de
    bir katkıdır. Çünkü yaşam bütünseldir ve aşk bu bütünün bir parçasıdır.


    Şiirin ritmi zaman zaman küçük düşüşler göstermiş olsa da güçlü ahengin onu kucakladığını ve yeniden yukarıya taşıdığını gözlemledim. Tema son derece bilindik “ayrılık” üzerine
    kurulmuştur.

    Ve şair bunun farkındalığıyla, özgün duyumsayışlarını oldukça dengeli tutmuştur. Bu sayede şiirden oldukça mütevazi bir hüzünle ayrılıyoruz. Kalemin cebimize bıraktığı (şimdilerde “nostalji” denen)
    o eski sevdaların tadı ise eminim akşam soframızı renklendirecektir.

    Üstadım, sizin şiirlerinizde her zaman musiki tadı alırım. Sanırım bunu daha önce de dile getirmiştim. Değişen birşey olmadı ve ben yine şiirinizdeki çalgı motiflerini duyumsadım.

    Tabi ki yanına bir de sizin için, kendim için ve şiir dostlarımız için 'Kapıldım Gidiyorum Bahtımın Rüzgarına' iliştirdim… :)

    Demem o ki hepimiz misafiriz üstadım gurbet akşamlarına....


    Şiirin centilmen sesine sevgi ve saygımla,

    Cevap Yaz
  • Nilüfer Gümüş
    Nilüfer Gümüş

    O gülistan bir çöl olmuş, diken dolu bir vaha...
    'Kader' denen sevgi bilmez ve affetmez ejderha
    Emip gitmiş, sevmesinler diye sanki bir daha
    Hem bülbülün, hem de gülün sevdâ rengi kanını


    Güzel bir şiir daha paylaştınız.
    Kutluyorum kaleminizi.

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Söz duellosuydu...Kaderin yaşamımızdaki varlığı öyle güzel anlatılmışki....

    Her kelimeniz değerli ve bilgeceydi..

    Kutluyorum sevgiyle.

    Cevap Yaz
  • Seyfeddin Karahocagil
    Seyfeddin Karahocagil

    Değerli dostum ve Muhterem üstadım Bittim bu şiirine tebrikler ve +Ant.
    Selam, sevgi ve saygılarımla.
    Seyfeddin KARAHOCAGİL

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan



    Söz söyleme bilgeliği...Bu bilgeliğin üretilerinden bir yenisi daha.
    Sayın BEŞKESE,kendi izleksel uğraşından bir süreliğine ayrılıyor biçim yönüyle..
    Şiiri beğenerek okudum.Gül /bülbül çatışkısına değgin öznel yaklaşımlar vardı.

    Kutluyorum.
    Erdemle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (20)

Ünal Beşkese