Gül yaprakları gibi kıvrık pembe dudaklar,
Elâ gözlerde hüzün, bakışlardaki gizem,
Beyaz omuzlarına dökülmüş kızıl saçlar
Bir el oyası gibi işlenmiş zerafettir..
Gözlerinin içinde erise de gözlerim,
Bir efsun âleminde masal yaşamak için
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Her kıta sonu özlü söz kalitesinde. Finali de muhteşemdi. Ben de bir dörtlük hediyem olsun istedim. Kabul buyurursanız çok sevinirim Üstadım.
10+ant
Onca talip dururken, seveni yâr seçenin
Sunduğu zehir olsa bir dikişte içenin
Göze alıp ölümü, canından vazgeçenin
Kıymetini bilmemek, affola belâdettir......Mücella Pakdemir
TEBRİKLER ŞAİRİM, ÜSTADIM!
DUYGU VE SEVGİ YUMAĞI, NADİDE BİR MANZUME OKUDUM.
MİSAFİR KALEMLERİ DE KUTLUYORUM.
SEVGİNİZ VE İLHAMINIZ ARTSIN, EKSİLMESİN, TAŞSIN, DÖKÜLMESİN. HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN.
ÖMRÜNÜZE VE İLHAMINIZA BEREKETLER NİYAZ EDİYORUM.
100+ANTO.
SEVGİYLE..
Efsane aşkların öyküsü gibi olmuş Ünal kardeş...
Kutluyorum...
Kadir Tozlu
Şikâyetim yok cânım,ben köleyim sevgiye,
Ne sevdalar yaşadım,bak,yine ayaktayım
Aşkın da,hicranın da tadını duymaktayım
Acısız aşk istemek,sadece cehalettir...
Aşk,Hicran ve Tevekkül saçayağında birbiriyle özdeşleşmiş duyguların ayrılmazlığını betimleyen dizeler çok güzel, harika bir anlatımdı Ünal Bey, kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on)
Müthiş...
Başından sonuna değin çekiminde tutuyor insanı.
Kutluyorum.
Aşk, ne yalnız mutluluk,ne yalnız gözyaşıdır,
Hicran, tadı tuzudur ağdalı sevdâların
Ve tevekkül, yaşamda oynanan her sahnede
Alnındaki yazıya saygıdan ibarettir.
Gönülden kutlarım kaleminize sağlık
Mesut Özbek
ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM..YAZAN YÜREĞE SAĞLIK...
KUTLUYORUM HOCAM
anlatımdaki zerafete bakar mısınız yaa..
Gül halt etmiş sevgilinin kukusu yanında
Bir yanar dağ kaynıyor damarında kanında
Sevgilinin bir aşina bakışı var hicranımda
O incecik duruşu ruhuma giren tatlı letafettir
Güzel bir şiir okumanın mutluluğunu yaşadım. Paylaşım için teşekkürler. Tam Puan ve Antolojime... Sevgilerimle.
Eflâtun bulutların rengini dertler örter
Gurbetteki her akşam hüzün döker içime
Sen yoksan, kendi gönlüm bile bana gurbettir.
Akşam güneş batarken,sen doğarsın ay gibi,
Öksüz kalmış gönlüme hayat verir o serap
Kırpmam bile gözümü,kaybetmem hayâlini
Onu seyretmek bile, rûhuma ziyafettir.
Sonra,başka izdirap,gecenin zulmü başlar
Geceden tek isteğim düşümde seni görmek
Oysa ne uyku ne düş,ne düşümde sen varsın
Gördüğüm sensiz her düş,geceme ihanettir.
Uzun şiirler genel de pek okunmazlar Ama siz bu geleneği bozmuşsunuz efendim.
Emekyoğun bir çalışmaya imza atmışsınız.
Oldukça başarı bir çalışma.
Yürekten tebrikler efendim.
Saygımla,
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta