Onlar ilkbaharda yeni açmış papatyalardı,
Yeşil çimenlerin üstünde, küçük ve güler yüzlü
Ortalarında Güneş gibi parlayan bir sarı
Ve lekesizdi bembeyaz yaprakları...
Yağmurlarda ıslanır, mutlu olurlardı,
Sonra güneşte kururlar, yine mutlu olurlardı.
Onlar hiç gül olmadılar gülistanlarda,
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Nereye bakarsak bakalım her taşın altından emperyalist ülkeler çıkıyor kardeşim.Geçmiş için sosyalistler falan filan dense de günümüz için bu artık hikaye.Görüyoruz ülkemizde de ,güneyimizde de olup bitenleri...Geçmişimizi hatırlatan anlamlı bir şiir okudum.Kaleminize sağlık.Saygılar.
'Bir yanda “enternasyonal”, öbür yanda “nasyonal sosyalizm”
Ve yukarıda gizlenmiş, sinsi sinsi gülüyordu onlara
“Emperyalist kapitalizm”... '
İnanın gözlerim dolarak okudum bu şiiri şimdi tekrar... Yazık değil mi o körpecik fidanlara? O tertemiz, tazecik çiçekler çiğnenmemeli, soldurulmamalı... İnsan kahroluyor...
'Onlar şimdi sararıp kurumuş papatya yaprakları,
Dökülen umutlar, yeşermemiş ve yeşermeyecek tohumlar gibi
Öksüz bırakmış kıraç toprakları...
Onlar şimdi şaşkın, onlar şimdi mutsuz, onlar şimdi pişman,
Onlar, hakkını ödeyemedikleri topraklara mahcup, onlar perişan!
Dahası, onlar yeşermek için bahar da beklemiyorlar, onlar umutsuz
O ağaç diplerinden kalmış bir hatıradır şimdi tek övünçleri
Sevgilinin kokusu kurumuş dudaklarında
Susadıkça anlarız,
Aslında, “onlar” hepimiz
Ve biz,”onlar”ız...'
Yüreğimizde hissettik, hissediyoruz... Başım eğik, gözlerim dolu... Dilerim bundan sonra her şey güzel olur... Kaleminiz, yüreğiniz var olsun efendim... Selam, sevgi saygılarımla...
Onlar ilkbaharda yeni açmış papatyalardı,
Yeşil çimenlerin üstünde, küçük ve güler yüzlü
Ortalarında Güneş gibi parlayan bir sarı
Ve lekesizdi bembeyaz yaprakları...
Yağmurlarda ıslanır, mutlu olurlardı,
Sonra güneşte kururlar, yine mutlu olurlardı.
Onlar hiç gül olmadılar gülistanlarda,
Yakalara da takılmadılar menekşeler gibi
Hiç üzülmediler, hep yerde ayak altında kalmaktan bile
Öylece yaşadılar yeşil çimenler arasında,
Gelinciklerle el ele...
Onlar, bomboş bir yolda yürüdüler hep
Ne bir çiçek, ne bir kuş sesi
Bir ellerinde sapı kopmuş, fakat kokusu çok asil bir karanfil,
Öbür ellerinde delik bir torba dolusu umut
Ve üzerlerinde hep, kapkara, uğursuz bir bulut...
O bulut hiç yol vermedi Güneşin oklarına
Ve hiç ışık vurmadı onların başlarına, aydınlanmadılar,
Hep o koyu gölgede kaldılar...
Yolun nereye varacağını bilmiyorlardı,
“Bu yol doğrudur, yürüyün” denmişti onlara, yürüyorlardı...
Arada bir ağaç altına gizlenip sarıldılar birbirlerine,
Gencecik yüreklerinde tertemiz aşklar yaşadılar
Ya da yaşadıklarını sandılar.
Sonra yine yürüdüler, çatlamış tabanlarıyla, taşlarda sekerek
Ve o delik torbadan ümitler dökerek...
Onlar, bir meydanda toplanmışlardı; karşılıklı iki gruptular.
Aslında, hepsi onlardandı, hepsi “onlar”dı,
Birbirlerine önce yumruklarını, sonra kurşun sıkıyorlardı
Birer kitap okumuşlar, dünyayı çözdüklerini sanıyorlardı
En bilge tavırlarda aldanıyorlardı.
Bir yanda “enternasyonal”, öbür yanda “nasyonal sosyalizm”
Ve yukarıda gizlenmiş, sinsi sinsi gülüyordu onlara
“Emperyalist kapitalizm”...
Birbirine kurşun sıkıyordu, kandırılmış ve inanmış başlar,
Oysa Atatürk Anıtını yaralıyordu attıkları taşlar...
Ellerindeki sapsız karanfillerin kokuları sökülmüştü,
Delik torbalarda hiç ümit kalmamıştı, hepsi dökülmüştü...
Onlar şimdi sararıp kurumuş papatya yaprakları,
Dökülen umutlar, yeşermemiş ve yeşermeyecek tohumlar gibi
Öksüz bırakmış kıraç toprakları...
Onlar şimdi şaşkın, onlar şimdi mutsuz, onlar şimdi pişman,
Onlar, hakkını ödeyemedikleri topraklara mahcup, onlar perişan!
Dahası, onlar yeşermek için bahar da beklemiyorlar, onlar umutsuz
O ağaç diplerinden kalmış bir hatıradır şimdi tek övünçleri
Sevgilinin kokusu kurumuş dudaklarında
Susadıkça anlarız,
Aslında, “onlar” hepimiz
Ve biz,”onlar”ız...
Bir devir ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi yazık ettiler o güzelim gençliğe hala aynı sancıları çekiyoruz oynanan oyunlarda bir farklılık yok bir kitap okumakla her şeyi bildiğini zanneden ciltler dolusu gerçekleri anlatan eserlerden bi haber gençlik yine en ön saflarda boy göstermede malesef. Ders niteliğindeki şiiri ve yazan çok değerli kalem Ünal hocamı tebrik ederim. Ant.
ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM ÜNAL BEY, OKUYUCUYU İÇİNE ÇEKEN BU ÇALIŞMANIZI BÜYÜK BİR ZEFKLE OKUDUM YAZAN YÜREĞİNİZİN SESİ HİÇ DİNMESİN
Onlar şimdi sararıp kurumuş papatya yaprakları,
Dökülen umutlar, yeşermemiş ve yeşermeyecek tohumlar gibi
Öksüz bırakmış kıraç toprakları...
Onlar şimdi şaşkın, onlar şimdi mutsuz, onlar şimdi pişman,
Onlar, hakkını ödeyemedikleri topraklara mahcup, onlar perişan!
Dahası, onlar yeşermek için bahar da beklemiyorlar, onlar umutsuz
O ağaç diplerinden kalmış bir hatıradır şimdi tek övünçleri
Sevgilinin kokusu kurumuş dudaklarında
Susadıkça anlarız,
Aslında, “onlar” hepimiz
Ve biz,”onlar”ız...
Onlar, öylece ziyan olup gittiler.
PEKİ YA BUNLAR.... NEDEN DERS ALINMAZ Kİ TARİHTEN?
Okurken tüylerim diken diken oldu...Ne yazık... Ne yazık öyle... Gün geçtikçe daha da koparılmaya çalışılıyor gençlerimiz köklerinden. Ayrıştırılıyor.Ötekileştiriliyor. Bir bilseler: ben sen o, siz onlar yok...BİZ VARIZ. hepimiz ancak birleşince biz oluruz. TEK BİLEK, TEK YÜREK.KURTULUŞ SAVAŞIMIZDA OLDUĞU GİBİ...
KUTLARIM DEĞERLİ ŞİİRİ VE SİZİ ÜSTADIM. MUHTEŞEMDİ... saygımla...
Onlar şimdi sararıp kurumuş papatya yaprakları,
Dökülen umutlar, yeşermemiş ve yeşermeyecek tohumlar gibi
Öksüz bırakmış kıraç toprakları...
Onlar şimdi şaşkın, onlar şimdi mutsuz, onlar şimdi pişman,
Onlar, hakkını ödeyemedikleri topraklara mahcup, onlar perişan!
Dahası, onlar yeşermek için bahar da beklemiyorlar, onlar umutsuz
O ağaç diplerinden kalmış bir hatıradır şimdi tek övünçleri
Sevgilinin kokusu kurumuş dudaklarında
Susadıkça anlarız,
Aslında, “onlar” hepimiz
Ve biz,”onlar”ız...
Göz ucuyla okunamayacak kadar etkili bir çalışma olmuş Ünal hocam ..Beğeniyle okudum ..Güzel mesajlar veriliyor .Yüreğinize hayran kaldım ..Saygılar
hepimiz biriz aslında ama işte gelişmekte olan ülkelere emperyalist güçler çok bedel ödettiler halada devam ediyor ,örnek orta doğu hepsi aynı dine mensup insanlar qakşam sabah birbirini kesyorlar kutlarım Ünal bey 10 ant
Şiirin son dizesi söylüyor her şeyi......
'onlar'..... bizdik...... Biz de 'onlar'dı....
O gencecik beyinleri, tertemiz niyetleri ne kadar kullandılar...... Kötü amaşlara alet edildiklerini gördüklerinde 'onlar' artık 'delik torbalardaki umutlarını' yitirmiş ve solmuş 'birer kuru karanfil'diler......
Toplumsal mesajı çok güçlü ve satirik yaklaşımlı şiirinizi ve sizi içtenlikle kutlarım Ünal Bey........ Saygılarımla............
Hemen demeliyim..
'Ben de onlardan biriyim!'
Çünkü ben, 68' kuşağının ta içinden geliyorum, neler oldu, neler bitti hem faili hem şahidiyim..
Şiirinizi bir kez daha kutlarım Abim..
''Onlar...'
Sürekli 'paçalarından çekiştirilenler..'
Kendi yollarını bulmalarına, 'kendi olmalarına' hiç izin verilmeyenler!
Bir yanda 'mazisine küfredenlerin' peşinde kendisine, soyuna, töresine yabancılaşanlar.. Bir yanda 'kendisinden başkasını' kabullenmeyip, insanlığa yabancılaşanlar!
Ortası yok muydu?
Atası yok muydu!
Hoca Ahmet Yeseviler, Mevlanalar, Yunuslar, Ahi Evranlar yok muydu!
Dede Korkutlar, Kaşgarlı Mahmutlar, Yusuf Has Hacipler yok muydu!
Niye onları dinlemedi, okumadı, öykünmedi, öğrenmedi!
Öğretilmedi mi tarihi yoksa!
Üzerinde sayfalarca makaleler yazılacak bir şiir Abi..
Kutluyor, 'Yüce Allah size ömür versin', yazmaya devam edin diyorum, duamla...'
Şiir beni 80 li yıllara kadar götürdü Ünal Bey...
Emperyalizimin karanlık elleri nice hayatları hiç ederken, çarkın dişlileri arasında kaybolan yılların hüznü çöküverdi yüreğime...
Nice genç bir hiç uğruna kardeş kurşunlarıyla yiterken, bizler gibi nicelerinin de hayat çizgilerinde kırılmalara sapmalara neden oldu. Okullar yarım bırakıldı, hayatın idamesi adına türlü işler kovalandı... Hayatlar çalındı, yok edildi...
Günümüzde yine bu karanlık eller nice hayatları çalmakta, nice çiçekleri açmadan soldurmak ta, ta başından kırmakta... Yine kardeşi kardeşe vurdurup bölüp parçalama amacı gütmektedir... Millet olarak uyanık olmalı o karanlık emellere fırsat vermemeliyiz...
Şiirin konusu ve anlatımı oldukça başarılıydı... Kutluyorum efendim...Saygımla...++
Bu şiir ile ilgili 79 tane yorum bulunmakta