ZÜMER SURESİ
Zümer, gruplar manasına gelir. Mekke’de nazil olmuştur. Medine’ye hicrete yakın bir dönemde inmiş olmalıdır. Ana teması tevhittir. 57. Sırada inmiştir.
1. Aziz ve Hâkim sıfatları sadece Allah’ı nitelemiyor. Aynı zamanda Kur’an’ı da niteliyor. Vahye nesne olarak baktığımızda Kitabına uyduruyoruz. Özne olarak bakınca kitaba uyuyoruz.
2. Feğbudilillah: Aczin farkına varıp sadece ona ibadet ve kulluk etmek. Ben bana yetmem Allah’ım, sen bana yetersin Allah’ım. Sana kulluk etmezsem, etrafımda kendine kul olacak binlerce etmen var. Ben sana kul olacağım.
DİN: Hak, hukuk. İtaat ve kulluk. Takip edilen hayat tarzı. Gelenek, örf. Yoğun yağan bereketli yağmura denir. Kulun Allah’a karşı sorumluluk bilincinin kurumsallaşmış biçimi.
3. Şirk, Allah’a inanan, bunun yanında başka inançları da ona karıştıran demektir. Şirk denmesi için, içinde Allah inancının olması gerekir. Şirkin arka planındaki tasavvur; Ben Allah’a kendimi duyuramam. Benim sesimi Allah’a ulaştıracak birini bulmalıyım.
İlahlaştıran şahsın masum olması, şirki ortadan kaldırmaz… Her türlü şirk, Allah’ın adalet ve ilim sıfatına çelişkidir… Allah’ın iradesiyle, Allah’ın rızası ayrı şeyler. Razı olmadığını da peygamberleri ile söylemiştir.
4. Çocuk edinmek, soyunu sürdürmek ister. Bir ihtiyaçtan ve yetersizlikten kaynaklanır. Şeytanlar asi kuldur. Peygamberler muti bir kul.
5. Kur’an’da nerede gece ile gündüzden bahsediliyorsa orada muhakkak iman ve küfürden bahsedilir. Bir gönderme yapılır.
Gökler ve yer, gece ve gündüz, dünya ve içindekiler adeta soylu misafiri insan yaşasın diye Allah’ın misafirhanesi kılınmış. Bu insan amaçsız olabilir mi?
6. Üç kat zırh geçirdik ki, koruma üstüne koruma geçirdi…
Üç kat karanlık içinde aç kalmadın, susuz kalmadın, beslenip geliştin ve doğdun.
Hayvan türlerinden bahsediyor. Bu ayet Allah “biz insanı yaratıp bırakmadık. Onun ihtiyacını da karşıladık.
LAİLAHE İLLA: Ondan başka ilah yoktur. O halde nasıl gerçeklere bu kadar uzak duruyorsunuz. Allah’tan uzak kalmayı nasıl göze alabiliyorsunuz.
ZALİMUKUMULLAHÜ RABBÜKÜM: Hakimiyetin tamamı, otoritenin tamamı, mutlak biçimde Ona aittir. Eğer isyan ederseniz daha anne karnından itibaren her şeyinizi Ona borçlusunuz.
Din borçluluk bilincidir. O zaman borcunuzu nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz?
7. Kat kat şefkate nankörlük sadece sana zararı olur ey insanoğlu. Kimse kimsenin günahını çekemez. Aynı haliyle beş defa kullanılır.
Allah’ın dilemesiyle rızası ayrı şeyler. Çünkü Allah’ın dilediği dışında hiçbir şey vuku bulmaz. Fakat Onun razı olmadığı olaylar cereyan edebilir. Zaten olmaktadır da.
8. Uçakta çok ateist bulunabilir ama düşmeye kalkarsa hepsi dindar olur. Tehlike geçti mi yine eski hallerine dönerler. Yani insanın başı sıkıştığında fıtratına yöneliyor. Altyapısına dönüyor. Fıtratının üzerindeki tozları silkeleyiveriyor. Perdeyi yırtıyor. Sıkıntı geçince vicdanının üstünü örtüyor.
9. Bilgi neyi bilmektir. Gece yarılarında secde ve rukü edenle, hayatını heba eden bir olur mu? Bilmek, İslam’da haddini bilmektir.
EĞUZU BİKE BİL İLMİ YENFA: Fayda vermeyen bilgiden Sana sığınırım. Bu aslında ahlakı olmayan, ahlaklaştırmayan, insanın üzerinde olumlu bir sonuç doğurmayan bilgi türüdür.
10. Hicret: İmkanların tükendiği yerden, imkanların üretileceği yere göç etmektir. Şirkten tevhide, küfürden imana, cehaletten marifete, içgüdüden akla, karanlıktan ışığa bir geçiştir.
Ayetin sabırla bitmesi çekilebilecek eza ve cefaya göndermedir. Sabır; bulundukları iman üzere direnmek.
Hz. Ali “dert yanmak, sabretmekten daha çok yorar adamı” der.
11. Tevhit çağrısı tekrar ediliyor.
12. İlk olmayı, önder olmak diye anlayabiliriz. Peygamberimiz şahsında Kur’anın tüm muhataplarına bu talimatı veriyor. İçinde yaşadığınız topluma Allah’a teslim olanların önderi olmak. Bu bir koşu, bir yarıştır. Teslimiyet yarışında önde olmak, ortada olmak, sonda olmak. Hangini istersiniz.
13. 14. Ben arı-duru inancımı yalnız Allah’a has kılarak sadece Ona kulluk ederim. Peygamberimiz “din samimiyettir” buyuruyor.
15. Ona adam gibi kulluk etmedikten sonra, ona şirk koştuğunuz kimsenin Onun katında sevgili olması sizi temize çıkarmaz.
İki dünyalı bir hayat tasavvuru. Tek dünyalı tasavvura sahip olanın sorumlu davranması istisnadır. İki dünyalı bir hayat tasavvuruna sahip olanın da sorumsuz davranması istisnadır.
16. Korku salmakla, insanın ebedi mutluluğunu arzu ediyor. İnsanın korkusunu istismar etmeyen yegane otorite Allah’tır. Allah dışında insanın korkusunu her otorite istismar eder.
17. Tağut: gücün sözünü yücelten, Tağuta karşı çıkan da sözün gücünü yüceltendir.
Allah’a isyanı sistemleştiren her güç odağı tağuttur.
18. Müminin tarifi. Tağuta karşı sözün gücüne imanı tarif ediyor. Peygamber düşmanları Efendimize “ÜZÜNÜN” (Kulak) dediler. Efendimiz kulaktır, neden? Çünkü sözü olan herkesi dinlediği için.
Vahiy medeniyeti söz medeniyetidir. Bu medeniyette sözle savaş kesen savaşçılar vardı, savaş kesen sözleri vardı.
19. 20. Allah vaadinden dönmez, ya kul, ya insan. Allah’a söz verdi insan. O halde ey insan sende vaadinden dönme.
21. Bu ayet ayat-ı kâinata döndürdü yüzümüzü. Kevni ayetler bize hayatın başlangıç ve bitişine atıf yaptı. Yeniden dirilişi hatırlattı…Yağmurla vahiy arasında hep bir bağ kurmamızı ister Kur’an. Yağmurdan bitkilere dönüş sürecini ele alıyor ayet. Bitkilerin dirilişi ve ölümü bize ahireti hatırlatıyor.
İnsan bilinci solar ve eskir. Solduğu ve eskidiği için “zikr” koydu Rabbim vahyin adını. Zikir yani hatırlatma. Neden? Çünkü insan unutur. Hafızanızında güzü vardır, sararır. Ama onu yeniden bahara kavuşturmak zikir ile mümkündür.
Bu ayet; eğer siz vahiy ile sağlıklı bir ilişki kurarsanıziçinizdeki güz yerini yemyeşil bir bahara terk edecektir.
22. Vahiy, yağmurun yürekteki baharı, akleden aklın ve kalbin o yağmura kalbini açtığı kadar gerçekleşecektir. İslam bir ışıktır, ışığın olması görmek için yetmez, gözde gerekir. Yarasa ruhlar ışıktan rahatsız oldukları için kendine mağara ararlar.
Zaten vahyin amacı ne ki? İnsan ayna tutup ey insan seyreyle kendini, ey insan kendine dön, kendinle barış, kendinle tanış, kendinle buluş demektir.
Onlar sapmayı diledi, gerçeğe gözlerini kapadılar ve kendilerine yazık ettiler.
23. MÜTEŞABİH: Benzetme, uyumlu. Tüm dillerde vardır. Hakikati bilinç kavramaktan acizdir. Bilincin kavradığını dile dökmek daha da zordur. Bu engeli aşmak için, benzetme kullanılır…Mesani; çift kutuplu, zıddını içine alan, bütün boyutlarını içeren manasına geliyor. Cennet-cehennem, iman-küfür, müjde-uyarı gibi. Mesani özelliği, Kur’anı anlamada anahtardır.
Allah saptırır dediğimiz zaman, sapmayı tercih edenin sapmasına izin verir. Doğru yola ulaştırır dediğimiz zaman da; doğru yolu arayıp onu tercih edeni doğru yola ulaştırır.
24. 25. 26. ZİLLET: Onursuzluk. Gelen azap ya sosyal azaptır, ya ekonomik azaptır, ya da ahlaki bir çöküntüdür. Ama bir toplum bunu böyle okumuyorsa bu daha büyük bir azaptır. Bir amayı yolun karşısına biri geçirir, ya toplum körse kim kimi geçirecek.
27. Rabbimizin insana olan şefkatini anlatıyor bu ayet. Biz hakikati evire çevire , oradan olmadı buradan, defaatle anlatıyoruz. En geri kafalısından, en kıt anlayışlısına bu gerçekleri hatırlatıyor Rabbimiz.
Neden, bir kişi daha fazla anlasın diye, imana gelsin diye. Anla yeter ki. Ben anlatmaktan usanmam diyor Kur’an.
28. 29. Tevhit ve şirkin örneği veriliyor.
ELHAMDÜLİLLAH: Allah’a hamd olsun, testiyi kıranla suyu getireni bir tutmadı.
Allah’a hamd olsun, iyiliği ödüllendirip kötülüğü cezalandırdı.
Allah’a hamd oldun, böyle yaparak dünyamızı yaşanılır kıldı. Böyle yapmasaydı insanoğlunu kötülük yuapmaktan ne alıkoyacaktı. Niçin iyilik yapacaktı.
30. Bu ayette de birkaç yere uyarı var. İnanmayanlara uyarı var. Bir gün Allah’ın huzurunda size nebi olarak gönderilen bu zat hesap verecek. Siz de hesap vereceksiniz. İşte bu kaygıdır ki efendimizi ihtiyarlattı. (Veda Hutbesinde “şahit ol Ya Rab demesi bu yüzden)
31. 32. 33. Hakikati getirmek, ulaştırmak. Resulullah’ın mesajını insanlara taşımak. Bu sadece Peygamberimize hitap ettiği düşünülebilir. Bağlam içinde düşünüldüğünde hakikatı ulaştıran herkes, vahyi insanlığa ulaştıran herkea bu ayetin muhatabıdır. Bu manada hakikati getirmek, hakikati ulaştırmak, Resülullahın misyonunu sürdürmek, Risalet emanetine ihanet etmemek. İşte bunlar için müjde taşıyor bu ayet.
34. Dünyada arzularına gem vuranların, ahirette Allah onları cennetle memnun edecek.
Aklınıza şöyle bir şey gelmesin: Allah’ım, biz dünyada Seni razı etmek için nefislerimizin arzularından vaz geçtik. Acaba yarın ukbada arzuladıklarımızı bize verecek misin?
35. Müminler çok büyük bir müjde ile karşı karşıya.
Burada Müminlerin suçsuz, günahsız, kusursuz, hatasız olduğu söylenmiyor. Mükemmel bir insan tablosu çizmiyor. Yalnız onların yaptıklarının en kötülerini örter ve onların yapageldikleri en iyisi ile ödüllendirir.
36. Allah yetmezse kuluna kim yeter. Allah var neye muhtaçsın, Allah yok neyin var. Allah yetmezse kim yeter? Allah, O her şey var elde bir, gerisi sıfır olsa ne yazar. (Hz. İbrahim’in Hz. Hacer’i Mekke’ye bırakması.)
İnsan sadece Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkmalıdır. İnsanın korkusunu istismar etmeyen tek varlık Allah’tır.
37. Kim doğru yolu tercih eder, bu tercihini hayat tarzı yaparsa Allah onun bu tercihini güçlendirir, güç verir. Bu güç sayesinde iman güçlenir.
Öç almayı, kimsenin yaptığını yanına bırakmaz diye de anlayabiliriz.
38. Yakın bir Allah inancını reddediyorlar. Allah’tan bağımsız bir hayat düşünüyorlar. Uyanıklık bu! Suç işleyecek kimse sorgulanmasın istiyorlar.
Eğer insan Allah’a kul olmazsa, kul olacağı birilerini mutlaka bulur. Kul olmak için başka kapılar arayan insan başkalarını da yoldan çıkarır.
39. Ey kavmim siz kendinize yakışanı yapın, ben de kendime yakışanı yapmaktayım. Eğer Allah’a kulsanız, Allah’a adanmışsınızdır, ucuza gitmezsiniz. Allah’a kul değilseniz fiyatınız vardır, verirler ve satın alırlar.
40. 41. İman ve teslimiyetten kazançlı çıkan Allah mı? Haşa. Şirk nedir diye sorsanız? İnsanın kendi kendine yeteceğini zannetmesidir. İman nedir? İnsanın Allah’sız yapamayacağını bilmesidir.
42. 43. 44. Şefaat; ödül tevdi etmek. Şefaat, istediğini affetmek değil. Bu ödülü sen takdim et deyip, vereni verileni Rabbimizin ödüllendirmesi.
Peki bu ödülü alan insan teşekkürü kime etmelidir?
45. 46. 47. Ahiret için dışa çevrildiği yer. Herkesin maskesinin düştüğü yer.
48. Hayatın geçici yüzünü kalıcı sanıp, kalıcı yüzünü “ti” ye alan bir zavallı aklın uğrayacağı dehşet, hayal kırıklığı. Rabbim böyle zavallılardan kılmasın.
49. Allah inancı fıtridir. Sonradan olma değildir. Sıkışınca, çaresiz kalınca Allah’a sığınır…Karun misali. (Kasas Suresi) Karunlaşmış ve dünyevileşmiş mal sahipleri imtihan olduğunu bile anlamazlar…İnsan-servet ilişkisi; geminin su içinde yol alması gibi olmalıdır. Su geminin içine girince yol almak mümkün değil.
50. Karun gibi, Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi demişlerdir. Ben varlıklıyım, seçilmişim diyenlere malları fayda vermemiştir.
Yeryüzünde servetleri yüzünden gördükleri itibar geçici olmuştur. Çünkü o itibar kendilerinden değil, servetlerinden kaynaklanıyordu. Servetlerini kaybedince itibarlarını ve şereflerini de kaybetmiştir.
Ahiret zengini olmak lazım.
51. Sadece servet sahiplerinin değil, onlara gıpta ile imrenenlerin de imtihanı kaybetmesine sebep olur.
VEMA HÜN Bİ MUCİZİN: Şeklinde bitmesi manidardır. Paranın gücü ile kanunları atlatanlar, yasalara takla attıranlar, dünyevi tehlikeleri savanlar Allah’ın huzurunda da paranın gücünün işleyeceğini düşünecek kadar hamakat sahibi olabiliyorlar. İşte onlara Allah’ı atlatamazsınız deniliyor.
52. Rızık daraltılır ama kesilmez. Kesilse ne göz görür ne kulak işitir nede kalp hisseder. Fakirin hakkı bazen bir başkasıyla verilir ki, imtihanı kazansın. Serveti, ihanete çevirmesin.
53. Bu en müjdeli ayetlerden birisidir. Allah merhametin kaynağıdır. Varlık Allah’ın merhametidir. Burada hayatın yani insanın kendisini israf eden insan uyarı vardır. Hz. Hamza’yı şehit eden ve Müslüman olan Hz. Vahşi arasında ilgilendirilir.
İNNELLAHE YEĞFİRUZZUNEBE: Şunu Asla unutma ki, eğer tevbe eder Ona yönelirsen Allah günahlarının tamamını affeder. Allah’ın affından büyük günah işleyemezsin. Öyle bir günah işlediğini düşünüyorsan şeytanın tuzağına düşmüşsündür.
54. Firavun imanı ile iman etmeyin. Yeis halinde iman olmaz. Azabı görünce iman etmenin faydası olmaz.
55. İslam: Teslimiyet: Benim razı olduğum tek dinin adıdır buyuruyor Rabbimiz. Tüm insanlık boyunca bu dinin adı hep böyle kalmıştır. Her peygamber teslimiyet dininin peygamberidir.
56. Rabbim insana çok yatırım yapmıştı. Onun ihaneti Allah’ın gazabını çeker.
57. İradeyi yok saymak Allah’a iftiradır.
58. 59. 60. Mütekebbirler için, küstahça böbürlenenler için cehennemde yer bulunmaz mı? Varlığını har vurup harman savurmuş, önüne gelene, gücünün yettiğine tecavüz etmiş, her türlü kırmızıçizgiyi çiğnemekten zevk almış, onun bunun hakkını gasp etmiş, dolayısıyla ömrüne ihanet etmiş insanı aynı kefeye koyarsa doğru olur mu?
61. Bu ayetler sadece Allah’ın bize verdiği haberlerdir.
Nefsi kendisine yap demişse; ey nefsim Allah’ın emri senin emrinden üstündür, ey nefsim ömür kısa, yük ağır, yol uzun, vakit dar, azık kıt, hesap çetindir. Sen şu emanete ihanet etmeden sahibine tertemiz ulaştırmak için şu kısa ömrü değerlendirmen gerekir diyenler üzülmeyecekler.
62. Suç işlemeyi aklına koyanlar hukuksuz bir dünya talep ederler. Eğer siz ömrünüzün hesabını vermek istemiyorsanız Allah’sız bir dünya tasavvur edersiniz.
VEKİL: Birinin adına onun işlerini yürüten, bu hususta kendisine güvenilen demektir. Allah için olursa; kulun kendisine dayanıp güvendiği, umduklarına ulaşıp korktuklarından emin olabilmesi için yardımına bel bağlanan üstün güç.
63. 64. Zımmen bana kula kul olmamamı telkin ediyorsunuz. Kulu kendisine kul etmek ya da kula kul olmak. Allah’a kul olmayanların mecburen gireceği iki yoldur. Daha çok ikisine birden girerler. Kulları kendisine kul edenler daha başka efendilerin, hiç olmazsa nefislerinin kulu olrlar.
65. Şirk: Allah’a ait bir niteliği başkasına yakıştırması. Bir taşa Allah’ı yakıştırırsanız, taşa kul olursunuz.
66. 67. Allah’ı hakkıyla takdir etmek, insanın acziyetini bilmesinden geçer. Sonsuz bir varlığı, sonlu bir akılla anlamak mümkün değildir. Kendini bilen, Rabbini bilir…İnsan eşya arasındaki bağlantı ise kendini bilen, değerini bilir. Büyüksün ilahi, büyüksün büyük. Büyüklük yanında kalır çok küçük.
68. Son saat sahnesi tasvir ediliyor ve kıyametin ilk sahnesi.
69. İlahi mahkemede herkes hesap verecek, ikra kitabek denilecek.
70. Femeyyeğmel miskale zerretin hayrayyerah…
71. Sırtını Hakka dönen yüzünü cehenneme döner. Allah tarafından terkedilen insan zaten cehennemdedir. CEHENNEM: Allah’ın insana olan sevgi, yatırım ve ilgisinin büyüklüğünün tersinden ifadesi. Allah tarafından terk edildiğini anlayan ruhun içine düştüğü bir yangından beter bir yangın. Yürek ateşi.
72. Küstahlıkla kendine yeter duygusu tekebbür. Ne büyük ihanet.
73. Cennet; güzelliğin üretildiği merkez. Karşılayanları melekler olacak. Cennet sadakatin bedeli ve ödülü.
74. gözün aydın olduğu an, yüzlerin ayın 14’düne döndüğü andır. Melekler bile insana gıpta ederler o an.
75. İnsanoğluna verilen bu büyük ödül meleklerin bile gözünü kamaştıracak. O gün Allah’a hamd edecekler.
İnsanı yaratan, onu donatan, onu seven ve sevgisini cennetle ödüllendiren Allah’a biz de sonsuzca hamd ediyoruz. Ve bir Hamdi de bize bu Kur’an’ı gönderip bizi muhatap aldığı ve bizi vahiyle inşa edecekler arasında kıldığı için.
Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 23.8.2017 00:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!