Suna Aras - Zulüm görenin zulmü! Daha be ...

Suna Aras
133

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Yine hiç bitmeyen yalnızlığımızın çaresizliği içindeyiz. Hiç bitmeyen bir zulmün yaralarıdır yüreğimize karanfil izleri bırakan. Şu an, bu yazıyı yazdırtan duygularımı, oğlumun gözyaşlarına batırarak yazıyorum. Akşam sofrasının üzerinde hiç dinmeyecek bir çığlık gibi dolaşan televizyon haberleriyle. İnsan acısının hiç dinmeyen dramı, yakılan yıkılan evler, çocuk ölüleri, anaların feryadı… Kanayan yüreğimizin, gözyaşına dönüşen çaresizliği ve laneti içinde doluşuyorlar evimize, soframıza. Lokmamızla birlikte “insanlık” denilen süreç de bir yumruk gibi boğazımızdan geçmiyor. İçimize sinmiyor bir insan olarak, bulunduğumuz ve geldiğimiz yer. En insani hak olan barışı, içinde barındıramayan bu süreç, bir tıpa gibi tıkıştırılıyor soluğumuza. İnsanlık tarihine kanlı sayfalar ekleyerek.

Bir nebze vicdan denilen duygunun ağrısını dindirebilir miyiz diye? Türkiye Yazarlar Sendikasının çağrısı üzerine. Sabahın erken sayılan bir saatinde, vuruyoruz yollara.
Öyle ya yolumuz uzaktır. İstanbul’un işkenceye dönüşen trafik keşmekeşi, sıcağı, gürültüsü içinde anca varırız gideceğimiz yere. Üstelik gösterilen adresin yabancısıyız. İsrail konsolosluğuna hiç yolumuz düşmemiş bu güne kadar. Gözlerinin içine bakarak, savaşa hayır diyeceğiz. Kardeşime dokunma diyeceğiz. Sesimizi seslerine katacağız, İsrail işgalinin ve zulmünün altında çırpınan kardeşlerimizin. Yalnız olmadıklarını, az da olsa acılarını paylaşan insanların varlığını anımsatacağız!
Bu güne kadar yolumuz düştükçe gördüğümüz gibi, kendi kültüründen izler taşıyan bir konsolosluk arıyoruz çevrede. Ama yanılıyoruz…
Adres gösteren kişilerin parmağı, bir plaza kulesinin yedinci katını gösteriyor.
Küçücük çocuklarını bile kendi kanlı ve kirli emellerine alet eden, masum yüreklerini, top mermilerinin üzerine “ Sevgili Lübnanlı, Filistinli, Arap, Müslüman ve Hıristiyan Çocuklar.

Tamamını Oku