Korkuyu sermaye yapmış, cehalete sımsıkı sarılmış, kendini ölüm uykularına mahkum etmişçesine kozasına saklanan, emsalsiz ipeğini egemen yobaza ikram eden ipek böceklerinden bahsetme bana. Bilmem kaç bin yıl daha doğmadan beklemek ve ölmek derler buna.
Bırak SOKRAT saflığını! bize dön! Bize bak! Ondan bize ne… kana – kana içsin o zehrini egemenlerin önünde… ve kirli ellerinde, sergilesin korkularını, belki keyiflendirip güldürür faşist egemenleri o naif ve korkak adamın şovları.
İki kutuplu bir kırbaçtır yaşam; bir ucunda zulüm diğer ucunda adalet, hangisi ağırlığını koyarsa sahibi olur kırbacın cesaret ve adalet ağır basmalı, sahibi olmalıdır kırbacın adaletle şakırdamak için suratında zalimin.
Ne demektir bağnaz egemen için? Hiç bir şey ifade etmez sabi- sübyanlık, kadınlık – kızlık, her fırsatta vurulup yerlere serilen dürüstlük-mertlik, adalet ve insanlık; keyfince çiğnenir, “hak-hukuk, adalette neymiş” diyerek;
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kaleminizden en doğrular,anlayanlar bir adım öne..sevgi,saygı ve selamlar engin yüreğinize...
O kadar geri düşünceli insan nasıl türedi hemen caddelerde otobüslerde.. Bir bakıyorum birden kadınların yarısı türban takar oldu erkekler daha bir gerici kesildi düşüncelerde. Meğerse şu Atatürk n ekadar kötülük etmiş savaşı kazanmakla.. Bıraksaydı da görselerdi himayeyi mandacılığı diyorum gönlüm elvermiyor acıyor yüreğimin bir yerleri. Ayakkabısız dağlarda elinde bir tüfekle düşmanın üzerine öleceğini bile bile koşan askerlere acıyor yüreğim. İstanbul Lisesinde tüm öğrencilerin gönüllü askere yazılması geliyor aklıma öğrencilerin haberi geldikçe lisenin pencerelerinin birer birer siyaha boyanması ve sonunda boyanacak pencerenin kalmadığı geliyor aklıma.. Şimdiki duruma bakıyorum haberlere çalanlara çırpanlara nutuk atanlara göz boyayanlara.. Aklıma sevgili Orhan Velinin güzel şiiri geliyor aklıma: Neler yapmadık bu vatan için.. Kimimiz nutuk attı kimimiz öldü... Şiirlerinize bakıyorum nerde güzel bir düşünce güzel bir şiir var kötü eller geliyor 1 puan veriyor Ben kendi şiirlerimden biliyorum.. Gülüyorum diyorum ki içimden: 'Altın yere düşmekle değerini kaybeder mi hiç' diyorum. Bir verenlerle gururlanıyorum:)) Yazılarınız ve şiirleriniz de öyle::))
''Korkuyu sermaye yapmış, cehalete sımsıkı sarılmış, kendini ölüm uykularına mahkum etmişçesine kozasına saklanan, emsalsiz ipeğini egemen yobaza ikram eden ipek böceklerinden bahsetme bana''.
Sn:Polat güçlü kaleminize sonsuz saygılarımla efendim...
Adamlar açıkça söylemediler mi! .. “Demokrasi bizim amacımız değil aracımızdır, atlama tahtamızdır” demediler mi! dediler el hak, doğru söylediler…bu günde:
” görüyorsunuz işte her fırsatta önümüzü kesiyor, karşımıza dikiliyor, kuvvetler ayrılığı” deyip, sultanlıklarını ilan etmek istiyorlar.
Özü, sözü, amaçları budur adamların, haklarını yemeyelim doğru söylediler! ...
fazla söze gerek yok sadece bu cümleler bile anlayana yeter de artar bile tebrik ve şüranlarımla
Çok kısa bir süre önce bir uluslararası kuruluşun yağtığı değerlendirmeye göre Türkiye hala yarı özgür ülkeler arasında ve çoğunlukla Afrika ülkeleri ile aynı sınıfta yer alıyor. Ve cezaevlerindeki tutuklu gazeteci sayısı bakımından da birinciliği koruyor. On küsur yıldan bu yana iktidarını sürdüren ve dilinden demokrasi sözcüğünü düşürmeyen bir iktidar için bundan daha büyük ayıp olabilir mi.. En büyük zulüm düşünceyi kelepçelemektir ve ne yazık ki o kelepçenin zincirini kıracak irade de pek gözükmüyor ortalarda. Demek ki ya hala anlıyamıyoruz yada memnunuz halimizden, bize bu yakışır diyoruz.
Kaleminize sağlık sayın Kemal Polat...
Biz ne yapmalıyız, sen ona bak; Işığı, hak-hukuk ve adaleti, özgürlüğü bulmak için dağın arkasını dolaşmaya kalkarsak, koca dağın soğuk gölgesinde buz kesip, donmayı göze almak da var.
Gönül sesiniz var olsun; en acıyan yerimiz; belki bir gün... 10 puan +ant. Yarınlara ümitle bakmak istiyorum...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta