Hepimiz çocuktuk !
Hep bir telaş,
Hep bir korku içindeydik.
Karanlık çökünce bu köye,
Çoban ateşi yakılırdı dağlarda...
Oysa biz çocuktuk !
Yeşil üniformalılar geldi sanıyorduk,
Çünkü mermi sesleriyle az bölünmemişti gecelerimiz,
Onlar ki Kabuslarımız-korkularımız.
Ürkütücü ve kızgın bir ses yankılanırdı beynimizin içinde...
Herkes kalksın,
Uyuyanları/uyandırsın,
Köy meydanında toplasın.
Yaşamlarımız yağmalanmış,
Umutlarımız kundaklanmış,
Tek dilde eğitime zorunlu/Mecbur bırakılmış,
Ve atarken ömrümüzden bir yaş daha kanlı geçmişe doğru...
Az daha büyüyüp belirginleşmiş,
Çocukluk anılarımızın yerini,türkçülük ve onun zulm tarihi kaplayarak genişletmiş oluveriyordu,
Dudaklarımızdan dökülen her cümle
Önce kana,
Sonra ise küfre bulanıyordu...
Büyüyordu nefretle-hınçla !
En masum Çağlarımız yerini devretmişti öfkeye,
Büyüyorduk bizde,
Büyüyen yüreğimizle,
Bölünen kimliğimizle,
Dağılan ailemizle,
Yok olmaya yüz tutmuş dilimizle ...
Ardı/ardına dizilmişti !
Sıralı/boy-boy cinayetler,
İsimsiz defnedilen ceset torbasında envai türlü kemikler,
körolası hayatın Bizim payımıza düşen,
yokluk/yoksulluk içinde can çekişen,
Ve tüm namussuzlukla yakamıza
Kiralık katil gibi yapışan,
salyalı sümüklü pezevenkler...
Oysa Ne çok öldük insanca yaşam mücadelesi içinde...
Umutlarımız toprağın rahmine tohum-tohum serpilirken,
Hayatlarımız faşizmin elinde,
Parça-parça edilerek Yok olmaya yüz tutmuştu....
Kayıt Tarihi : 20.6.2020 00:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!