Ayrılık her zaman kavgayla olmaz,
Kimisi konuşmaz, susar da gider.
Uğruna kul, köle olursun bilmez,
Çiğneyip üstüne basar da gider.
Nergisi, sümbülü, laleyi dersen,
Hepsini götürüp yoluna sersen,
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
dilimin ucunda buruk bir adı
ensemde boynumda ıslaktır tadı
nedir bilemedim onun muradı
öptüm müyüzünden kızar da gider.
Ne köfte, ne ekmek karnımın derdi
Açlık belâsını şu beynim verdi
Kelime yenseydi Şekspir ererdi
Kul Hafî mânâyla bozar da gider :)
en hazin kışlarda yanımda durur
baharın elimde avcumda kurur
bir lahza yüz bulsa hemen kudurur
gözlerin içine azar da gider..
gözleri yeşile çalmasa idi
sözleri gönlümü almasa idi
saatler matemi çalmasa idi
zaman terkisinden sızar da gider
Kalıcı olmak için Yunus gibi olmak gerek… neden?
Fuzulî gibi, Bakî gibi, Necatî, Hayalî gibi olanlar kalıcı olamıyor mu?
Yunus’un arı duru yazdığını kim söylüyor… Necatî’den daha mu duru yazmış..
Yunus demek “şol cennetin ırmakları” mı?…….
Halit Ziya’nın, Yakup Kadri’nin eserleri kaç defa sadeleştirilmiş..
Ya Yunus Emre’nin…
Halk anlasın diye şiir yazarsak…(ya da kalıcı olmak için!)
300-500 kelimeyle şiir yazarız… döner döner okuruz… okuyucular da “mükemmel, gönlüne sağlık” der durur… bu kadar ekmeğe bu kadar köfte..
Bahanesi olur üzümün çöpü,
Elmanın kabuğu, armudun sapı,
Üçün karesiyle ikinin küpü,
Eşit değil diye küser de gider.
Şair bir nevi bu dörtlükle şiiri sudan bahanelerle eleştirecek olanlara veya eleştirenlere peşin cevap vermiş olmalı.
Herkes bilir ki hece şiir Türk’e özgüdür ve bu yüzden de adına kimi geleneksel şiir der.
Geleneksellik eskinin aynen devamı değildir. Gelenekler özünden bir şey kaybetmeden gelişirse anlamlıdır. Bu bağlamda hece ölçüsü ile yazılan şiirler de özden bir şey kaybetmeden gelişerek devam ederse anlamlıdır. Anlam kaybına neden olmayan, söylemek istenileni vermeye engel olmayan hece düşmeleri hece ölçüsü ile yazılan şiirde çok normaldir. Yani burada üzümün çöpü, elmanın kabuğu, armudun sapının bahane edilerek küsmek dağa küsmek gibiidir.
Diğer taraftan bu şiirdeki söylemlerin hemen tamamı özgündür ve başka yerlerde rastlayabileceğimiz tekrarlar yoktur. Bence bu şiir günün şiiri sayfasına en iyi yakışan şiirlerden birisidir. Seçici kurul böylesine güzel ve türü için örnek gösterilebilecek hece şiirini günün şiiri seçtiği için teşekkürü hak etmiştir ve ben kendilerine teşekkür ediyorum.
Sözlerle avunmaz dinmez bu sızı
Şiirlerle yanmaz gönül yıldızı
Her mezar taşında hep aynı yazı:
Kul Hafî kul oldu yazar ve gider
mezopotamyada çalınır sazlar
bin cilve içinde bir yürek sızlar
fistanı baldırda aşufte kızlar
altına bir çukur kazar da gider
şu ayın aklını aldı da gitti
güneşi tavlayıp güldü de gitti
marsı jüpiteri saldı da gitti
dünyayı sıraya dizer de gider
endamı dar gelir yaza bahara
yağmur olsa yağsa ateşe hara
deniz abad oldu sırada kara
hemen uçkurunu çözer de gider.
Bu şiir ile ilgili 120 tane yorum bulunmakta