Zülfünde binbir peçe Şiiri - Ali Rıza Ünal

Adın dilimde her nefes bir hece
Seni öyle sevmişimki niceden yüce.
Öyle güzel öyle gizlisinki.vede aşikâr.
Nedir bu hicap, zülfünde bin bir peçe

Gönül zebun ise,akıl ne mümkün nasıl seçe,
Varlığımı yok etmişim var zannettiğim heçe.
Hayretim şaştıkça coşmuş,bu ne pinhan oluş,.
Razıyım bir hazzı meşk ile,gönülden göçe,
--------------------------------
Euzübillahimine şeytanı racim BismillahirRahmaniRahim vucudu ile mevcut esması ile zahir,sıfatı ile muhit efali malum olan Rabbıma hamd ile başlarım..
değerli okuyucularım dilrseniz bu şiirin taşıdığı anlamı yani
maksadı biraz olsun açalım ha ne dersiniz çünkü sevgili okuyucularımın bu abdi acizara gerek yorumlarda gerekse özelimize gönderilen mesaja baktığımda bu açıklamayı yapmamız gerektiğine inandım sizlere
tek tek teşekkür ederim.
birinci satırdanbaşlayalım.
1-adın dilimde her nefes bir hece.
bu nasıl birşeyki yani aşk-ki adı dilde her nefes bir hece olsun,
ve kim o sevgili tabiki o sevgili Hazreti Allah! insanın vede diğer bütün mahlukatın yaratılışında bu nefes vardır ve istesede istemesede Allahı zikreder lakin onu ehli olmayan duyamaz bilemez o nu ancak ve ancak
aklı selim sahibi olan bilir duyar ve görür ve birede ne görsün
her anı her nefesi onu zikrediyor ve gönül başını yani şuur başını gözünü
dışarı çevirir ki aman Allahım aman bütün mahlukat ve cemadat onu zikrediyor şimdi anlaşıldımı efendim bizim sevgilimizin ser nefes dilimizde ve fikrimizde oluşu....
2---seni öyle sevmişimki nicededen yüce.. birinci satırda hal böyle olursa
ve o göz o basiret, o gönül onu bütün bilinmezliklerin niceliklerin ayanı,aşikârı
vede agâhı olarak nasıl sever onuda tadınca anlarsınız inşaAllah..
3- öyle güzel öyle gizlisinki vede aşikâr..
öyle güzel öyle gizlisinki nasıl oluyorda bu gizliliğe güzel diyebiliyorsun hocam sorusu geliyor hemen akla evet çok çok gizli lakin kendini arayana
canı gönülden arayana yani ölürcesine arayana o ki herşeyin fevkindeki külli
irade yani külli kudret kendini yavaş yavaç açar yani bizim her an görüpte anlayamadığımız perdelerini yani hicabını yani perde deyince katmer,katmer kadife kumaşdan yada katranlı kat be kat betondanperde değil bu perde bu perde bizim şuurumuzda alışageldiğimiz beşeri alışkanlığımızda hal böyle olunca bizim bilincimizin yetersizliği bizim gerçeği
idrak ve anlamamıza,gömemezi engel oluyor neyi? hakikâti neyi? gerçeği
neyi? ? ? ? Hazreti Allahı! ! ! peki efendim bu ilmin mektebi varmı tabiki var
biz gökten gelmedik herhalde bizde sizler gibi ekmek yiyen su içen ağlayan gülen bir kadından dünyaya geldik ve mektebini aradık bulduk gerçek bir tasavvuf ehli bir mürşidi kamile intisap ettik yani biat ettik o kâmilin mektebine kayıt olduk işte şimdi bu hakikâtin sözlerini bulduk ve birde baktıkki her şey diye birşey kalmadı ayan ve aşikâr oldu Rabbıma hamdu
senalar olsun
4--nedir bu hicap zülfünde binbir peçe,
nedirmi aslında ehline hiçbir hicap yani perde yok hatta peçede yok peçe
bilirsiniz mahrem bir şeyi na mahremden gizlemektir be bu hicap yani perde ve peçe tamamen şuurla ilgili tabiki bizim anladıığımız anlamda bir perde ve peçe olsaydı ve bu perde ve peçe açılıverseydi yer yüzü fesada uğrar birtane olsun aklı başında bir insan bulamazdınınız bakmışsını kimi pecmurde,kimi mecnup kimi mevlana gibi gece gündüz dönüyor o zaman
düşünüm bakayım yemeği kim yapacak sofrayı kim kuracak
uçakları bilgisayarları kim yapacak hangi erkek hangi kadın çocuk yapacak
ha sorarım size biraz abarttıkmı yoksa ha ne dersiniz bu satırı dahada açarız ama sanırım sizlere yete bu kadarcığı kafanızı karıştırmayalım: :)) .
---------------------------
5-gönül zebun ise akıl ne mümkün nasıl seçe,
gönül zebun ise yani bu vadi gönül vadisi o gönül başka şeylerin peşinde ise
yani nefse uymuş her şeyi Alahın dışında görüyor ve hakikâti hiç merak etmiyorsa bu gafletin farkında değil cehalette direniyorsa Akıl asla ve asla
bu sırra vakıf olamaz asla bu sırrı anlamak şöyle dursun yani bu sırdan lezzet almak haz almak şöyle dursun kokusunu dahi alamaz...
6--varlığımı yok etmişim var zannettiğim heçe,,
onu öyle merak edip öyle aramaya başladımki bu arayış o na olan sevgimimin bir sıçrayışı ona karşı bir iştiyaka döniüştü ve aramaya başladım
aradıkça onun izlerini bumaya ve daha sonrada kokusunu almaya başladım
bu bende aşka döniüştü ve bu aşk ile öyle bir yanmaya başladımki
yalvarıyorum Rabbıma ne olur ya Rabbi çık ortaya seni bir göreyim olan bir şey görünür sen neden görünmüyorsun diyeferyad feryad yedi yıl ağladım sıxladım yalvardım
ne yemekten bir şey anlar oldum ne içmekten sadece beslnip ayakta kalmaya çalışıyor dum hatta hiç yemek içmeksizin ölmeyi arzuladım fakat
üstadım peygamber efendimiz açlıktan ölerekmi onu buldu deyince içimden bu düşüncelerde gitti lakin yalvarışım dahada şiddetlendi ve bir gün yeter artık ne olcaksa olsun seni gömek istiyorum yarabbi dedim eğeğer seni göremeyeceksem ne edeyim bu gözü bu hayatı dedim Rabbıma hamdu senalar olsunki bu abdine kıyamadı duamıza icabet etti ve sırrımda bir hitap ile çok ileri gidiyorsun bu senin sonun olur ölürsün dedi o anda tamamen kaedimden geçmiş bir halde ölürsem oleyim eyyyy sevgili dedim......
artık burayı biraz atlayalım ve ondan sonra varlığımı yok etme diye bir şey söz konusu dahi olamaz olmayan hangi varlığımı yok edeyim var zaaannnettiğim heçe,,
7- bu müşahade ve zuhurattan sonra Rabbımın lütfu ihsanı ile kendime geldim ve öyle bir hayrete düştümki o ana kadar nasıl tahmin nasıl tahayül ettiysemde buların tamamen dışında hertürlü zan,düşünce ve hayalin ötesinde bir garip vuslat ile halleştik elhamdulillahh, elbette bu pihan yani bu gililik gerek bu sırra bu vuslata,,
8- Razıyım bir hazzı meşkile gönülden göçe,
rızanınında ötesinde artık her hal-u kârdayım ve ve gönülden göçe yani öyle bir yokluk içindeyim öyle bir göç halindeyimki tarifi mümkün olmayan bir ebediyet bir ölümsüzlük bulmuşumki bunun meşkine hazzına ne paha olabilirki o göçe razı olmayalım bunuda tadan bilir ehline malumdur,
işte biz bukadar manayı zülfünde binbir peçe adlı sekiz satırda izah ettik
tabiki kendimize has bir edebiyetla e nsıl bu edebiyet beğendinizmi ha :)
evet bu açıklamamız değreli ve sevgili cancağaz okuyucularıma yazmakta olduğumuz diva-ı suphaniye adlı kitabımızdan bir katre-i lütûftur... Rabbımın selamı selameti ve berketi üzerinize olsun..