Zülfü yar e dokunmak. Şiiri - Veysel Taş

Veysel Taş
64

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Zülfü yar e dokunmak.

Kendime soruyorum
neden niçin niyelerle debelleşiyorum
'Köyün delisi'miyim yoksa
toksa insanlar
herşey güllük gülistanlıksa
hak hukuk adalet varsa,
yarın gül yanağından gayrı herşey ortak paylaşılıyorsa
acılar hüzünler ve sevinçler dahilinde
o zaman
dilim Zülfükar
zülfü yar e dokunurum niye
niye kalemim eğilip bükülmüyorda
dik yazıyor
niye yedi renkli gökkuşağı değilde

ne zaman ki
alnımda teri silmeye gitse mendilim
dilim ne zaman kurusa susamaktan
ve akşam üstüne doğru
suya değse gözlerim
suskular yüreğime çarpar
Fırat'ın yeşilliğinde
Keban'da belki şimdi akşam.
yaşamsa bilirim ki
çayda Kerbeladır
her belaya niye göğüs germişim
ne ermişim nede günahkar
görürüm kendimi
karım
kendimce yazar dururum Fırat'ca
düşümde söylenir bir uzunhava
Enver Demirbağ'dan bir mayadır
kayadır sanki yüreğime oturan suskunluklar
efkarım kendine üzülür
süzülür bir arıkuşu
bir gıra gıra sürüsü
darboğaz'dan garipler çeşmesine
eşilmesinden Seftil'in altı
demir makinalarla uzaktan görenim
ne yakışıksızım nede harami
Karani değilim ama
adım Veysel.
deve çobanıda,
insan çobanıda
talancıda suskunda değilim
gördüğüne kör
üç maymunları oynayan.

niçin Çırçır bana naz eder
saz çalarım
sivrisinek tezenem buralardan
oralardan davul zurna az gelir
meler tokmağın hışmından davul
patlarsa davul
tokmak susar
tıpkı kalemlerin
vijdanların
insanlığın sustuğu gibi
oysa Şıh İsmail Dehmen
Bende bir insan olmaya geldim
demiş ya
kuzgun leşe konmuş sanki
donmuş yüzü gözü
kulakları buz içinde karanlık
aralık'ta olsa zemheri'de olsa
pirim Fırat İki yaşlı kısrak gibi
seklavi doru donunda.
koru yakar harman gölünde
darboğaz'da kulaç attığım
çocukluğumu yaşatır
şimdiler de bana sunduğu.

o koca Fırat'ki
neden Fırat
döve döve kayaları
yıllarca asırlarca
akacak yol yolak bulmuş
ÇIRÇIR'dan
şır şırda su
pır pırda kelebek gib.
benim anamda döşüne vura vura
gurbetlik yıllarımda çağırmış beni
son günlerinde olamadım yanında
ama seslenmiş yattığı yerden
şimdilerde duyar gibiyim sanki.
'yorma,kendini
zorlama kalemini tüketme
Kerbela uzak değil
insanların gözü önünde Keban'ında.
yabanında barikat var
Hakikatsa göz önünde''

hergele bakışlar
sudan bahaneler
tepkisiz
ve konuşmada kabız suskunların sessizliğinde
ensizliğnde suyun
canlılar suyu bulur
belki zor bela
çayın gerçeği
şimdi
Kerbela.

ben hiç silah çatmadım
Seftil'in eteklerine
insanlara yüreklere
kaşlarımıda çatmadım
Satmadım hiç bir değerimi
Keban için çalışan arıların
kovanına çomakta sokmadım
yazların baharların
kışların ve kuşların dilinden
zeytindalı kalemimle
çağırdım durdum yıldızları
aklımda ki Keban yaldızı ile
tek başınalığımla
bağırdım durdum
ustam Ahmet Arif'in cümlesinde
yurdum benim şah damarım

Veysel Taş 17 Ocak 2009/ İstanbul.

Veysel Taş
Kayıt Tarihi : 17.1.2009 11:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Not:Destek; Hasan Hüseyin KORKMAZGİL şiirlerinden harmanlama,uyarlama.Veysel Taş

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Veysel Taş