Kal öylece ben gidiyorum!
Sus! söyletme bu tutkumu
Avuçlarım ıslanıp damarlarım buğulanarak
Kal öylece ben gidiyorum!
Bu gösterinin izahı yapıldı
Ben bu buzun üzerinde kel intiharım
Sırma dudaklı odaklarına..
Bu gös'teri'nin mizahı yapıldı
Ben bu güzün dizinde bulaşıcı çıbanım
Bu kanatlar dökülecek!
Okul kaldırımda güzlerin
Baştan aşağı seviştiği sahnelerin
Zencefilli ruj yerlerinden
Atlmamaya çalışan emniyetin
Ve kılı kırk yaran mihnetin
Bak düşünüyorsun!
Dokununca yandı mı gece?
En fazla tezatlar muhakemesinde
Çıktığın yol belli
Ve gördün ki vurdumduymaz
Siyah incilerin gölgesinde
Seyret Romeo!
Kımıldamıyor burdan sonra azalışın
Ah La Luna! ...
Yaz beni.
Sanrılarım sanırım artık yok? ...
Her ne dili tüketsende
Dilden evvel tükenecektir elbet
Sağlam görülmez elbet
Lakin tereddütane bir Lesbos
Titreyipte dokunduğunda dizlerine
Göz açıp kapamak faydasızken
Gözlerime pul dök Zülfü;
Turuncu öpüşlerin
İhanetin en beyaz zirvesinde
Kurşun döktürürken şansına
Ve bir imza dokunduğunda sol yanağına
Bir türkü çiz
Kime ne kadar güveneceksin
Somurtgan depresyonların
Eğlenceli tarafları kadar suskun,
Bir nefes farkında gökyüzüne küskün,
Sana Güvenmiyorum!
Kime ne kadar güveneceksin!
Akşam olabilirdi sana sarıldığımda
Bütün hisler paramparça,
Düşünceler dağınık..
Ellerin gözlerimi karşılasaydı
Akşam olabilirdi sana sarıldığımda.
Onulmaz bir açık buldum yine;
Sosyeteyle döküntü toplayıp
Yıldızlara satan güneşten
Ve senden farksız...
Umut kırıntıları akmakta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!