Ezgilerimiz ağlamaklıdır şarkılarımızda
Ve dilimiz yanar sevdiğimiz soruldukça
Bu yüzden bir gece ansızın
Bir mum ışığında düşeriz yollara
Bu şehri hiç sevmedim Su,
Bu yüzden her sabah sarı yapraklarla döşedim sabahları
Sarı sıcak yapraklarla…
Umudumdu hasretimdi
Bir tutam sohbetimdi bölüşemediğim
Benim dağım beyaz giyerdi kış gelmeden
türkülenirdi buğusu Munzur’un
meşede palamut gülerdi, suda balık
ve koklaşırdı Zel bulutlarla.
Şimdi yılların ardında, bu şehirdeyim.
Yeşile durmuş toprağın
Kokusunda tüter hasretim
Bir temmuz güneşi kızartır yüzümü
Bir de imana gelmez yokluğun
Ah ulan kitapsız
Tut ki özlemişim seni
Tut ki hasretine düşmüş gözüm
Yollarını gözlemişim hep
Gelmez misin?
Tut ki geceleri yığmışım
Yıldızlar şahidimdir
Gök şahidimdir
Ben şu nazlı canımdan geçtim
Yaz geçti, bahar geçti
Kaç yıl
Bir kızıl tütsünün deminde ısınır yüreğimiz
Gösterişsiz ve sessiz.
Elimiz sanata ölüm bize düşer
Şafakların
Gözyaşlarını kuruttuğu yerdir sılamız
Dağlar vardır, hani selam verirler gökyüzüne
Savaşlar tanığıdırlar
Mağrurdurlar
Dururlar öyle
Kız kaçırılmıştır; suç ortaklarıdırlar
Hak aranmıştır; suç ortaklarıdırlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!