Alelade bir hayat.
Bakma gökyüzüne!
Kanatlarım uçmak için değil.
Hem yorgunlar artık.
Tüylerimi mürekkebe batırıp
Nice şiirler yazdılar.
Yazılan şeddeli harfleri
Kışı sevsem de hatırasını sevemedim; olmadı çabalasam da.
Çünkü yağmur yağar! Bozulur evim! Topraktan ördüm zira.
Ya güvercinler? Yaralarıma konarlarsa yanarım!
Titresem de ateş böceğini yanımdan kovarım.
Haykırsa karıncanın ayak sesleri heyhat!
Hangi bahârın neharında fısıldanan şiirsin?
Hangi bahçede ağladın da rahmet okudu güller sana?
Hem artık büyüdüm,
Cebimde misketler de yok.
Pamuk şeker yemeyeli uzun zaman oldu.
Biliyor musun tek başıma;
Karşıdan karşıya geçiyorum,
Siyah arabaların geçtiği...
On beş yaşındayım. Soğuktan üşümüştü elim.
Üzerime düşmüştü gökkuşağının kırmızısı
Her köşede bir çığlığım susardı benim.
Duysam da tek hece ürperiyordu tenim.
Evet! Ben artık benim.
Siz! İnsan iştihasından örülmüş bombaların hedefindeki bebekler.
Siz! Basit ama küstah bir çırpıda duvara yapıştırılan böcekler.
Siz! Elçiler, Çerçiler, Geride varoluş sancısı bırakmış dertlile
Bana yalanlar söyleyin...
Zira ben, bana bulanmayan her şiir için kendime yalanlar söyledim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!