Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i Hümâ imiş
İklim-i hüsne anın içün pâdişâ imiş
Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer
Hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş
Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Sevgilinin siyah saçları, hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi imiş.
Onun için o güzellik ülkesinin sultanı imiş.
Bir secde etmekle güneş gibi güzel yüzü altına dönüştü
Sevgilinin çevresinin toprağı nasıl bir kimya imiş
Yüksek sesini bu aleme Davut gibi sal
Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir ses (söz) imiş.
Gözlerimiz sevgiliyi görmezse dünyayı görmez olur.
Onun güzelliğinin aynası varsa dünya görünür imiş
Bu biçare Baki zülfünün esiridir sevdiğim,
Bela kemendinin esaretinin bir müptelası imiş.
Bâkî gazelde mükemmeli yakalamış büyük söz üstâdı. Hele şu mısraı tek başına bir eser hüviyetinde: ''Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş''
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta